Pigeons Çeviri Türkçe
1,020 parallel translation
Come along, pigeons.
Gelin güvercinler.
Fly away, pigeons.
Hadi uçun güvercinler.
You Army guys are real pigeons.
Senin bu havacılar tam bir enayi.
He'll pot us like clay pigeons, when we go downstairs.
Baltrap atışındaki gibi merdivenden inerken vuracak.
Clay pigeons would have a better chance.
Havaya atılan hedeflerin bile şansı daha fazladır.
Who wants to live with pigeons?
Kim güvercinlerin arasında yaşamak ister?
Sit on a bench. Feed the peanuts to the pigeons.
Banka otur ve fıstıklarla güvercinleri besle.
" Feed the pigeons.
" Güvercinleri besle.
- I'd like to sit in the park and feed the pigeons.
- Parkta oturup güvercinleri beslemek...
She'd like some homing pigeons.
Posta güvercini mesela?
Pigeons, not a bad idea!
Güvercinler, kötü fikir değil!
Any closer, and we'd all be pigeons.
Yaklaşmak enayilik olur.
I'd never do that, Skipper... but seeing thou is selling these pigeons to Baron Gruda anyway... I thought there could be no harm to sport with them a bit first.
Böyle bir şeyi asla yapmam, Kaptan, fakat şu piliçleri Baron Gruda'ya sattığını gördüğüm için, ilkin onlarla biraz oynaşmanın bir zararı olamayacağını düşündüm.
I don't entertain stool pigeons.
Ben sağa sola laf yetiştirenleri eğlendirmiyorum.
A pigeons egg?
Bir güvercin yumurtası?
- Feeding pigeons, for crying out loud.
- Güvercin besliyorsun resmen.
Joey used to raise pigeons.
Joey güvercin beslerdi.
I wouldn't have thought you'd be so interested in pigeons.
Güvercinlerle bu kadar ilgileneceğini hiç ummazdım.
Even pigeons aren't peaceful.
Güvercinler bile barışçıl değil.
Pigeons.
Güvercinler.
So this is Rome, where the pigeons eat caviar.
Böylece burası da güvercinlerin havyar yediği Roma şehri oluyor.
My father used to get up at 6 : 00 every morning to train... carrier pigeons, most of whom never came back.
Babam posta güvercinlerini eğitmek için her sabah altıda kalkardı.
They won't admit they're dead pigeons.
Yenildiklerini kabul edemiyorlar.
We're one of his special pigeons.
Onun özel adamlarındanız.
Yeah. He's up on the roof feeding the pigeons.
Çatıda, güvercinleri beslemenin peşinde.
The pigeons can do my fightin'for me.
Bak, ben bir kahraman değilim, bir güvercin de değilim. Güvercinler kavgam da benimledir..
Where there're hoods, there're stool pigeons.
Gangsterlerin arasında muhbirler de vardır.
Pigeons, look at them.
- Güvercinler. Baksana.
And what's the good of being popular down here... with only the children and the pigeons and me?
Burada sadece çocuklar, güvercinler ve ben varken... popüler olmanın ne faydası olabilir ki?
I found it this morning, one of my pigeons.
Bu sabah buldum, güvercinlerimden biri.
There they go, p.H. Homing pigeons.
İşte gidiyorlar, P.H. Posta güvercinleri.
Six homing pigeons, p.H. Not bad for a last collection.
Altı posta güvercini, P. H. Son koleksiyon için fena değil.
If we overshoot, we come down like clay pigeons... ... smack dab in the center of Sainte-Mere-EgIise.
Eğer geç atlarsak, kendimizi balçıktan güvercinler gibi Sainte-Mère-Eglise'in ortasında buluruz.
We have to use the damn pigeons.
Güvercinleri kullanmamız gerek.
Look at all them pigeons.
Şu kuşlara da bakın hele.
I had some real pigeons tonight.
Bu akşam karşıma iyi kazlar çıktı.
" If anyone threatens you, set these pigeons free
" Eğer sizi tehdit eden birileri olursa, güvercinleri serbest bırakın.
- It's for pigeons, right?
- Güvercin avı için uygun mu?
Pigeons are hard to hit.
Güvercinleri kolay vurmak değildir.
You're knocking them down like clay pigeons.
Sanki baltrap atışı yapıyorsun.
- A bird lover who studies pigeons.
- Güvercinler konusunda uzman bir kuş sever
You don't mean real pigeons.
Gerçek güvercinlerden bahsetmiyorsun herhalde.
When you go hunting, you shoot pheasants as well as pigeons.
Avlanmaya gittiğinde, sülünlerin arasında güvercini de vurursun.
You might add sounds such as those produced by pigeons,
Güvercinlerin çıkardıklarına benzer sesler de eklenebilir.
Come on, little pigeons.
Haydi, küçük güvercinler.
- She gave me a pair of pigeons.
- Bir çift güvercin verdi.
Do you think I can pay my bill at the grocer's with the pigeons?
Sence, bakkala güvercinlerle ödeme yapabilir miyim?
He'll pot us off like clay pigeons if we go down there.
Aşağıya inersek bizi güvercin gibi avlayacak.
precisely! To be delivered to our secret island by the horde of trained carrier pigeons which I shall provide.
Sağlayacağım eğitimli kargo güvercinleriyle para gizli adamıza taşınacak.
We can't start treating the Russians like marked pigeons.
Ruslara damgalı eşekler gibi davranamayız.
The pigeons never come, do they, sir?
Güvercinler hiç gelmez, değil mi efendim?