Pop quiz Çeviri Türkçe
214 parallel translation
Now, class... before letting you go for the holiday season... we're going to have a pop quiz.
Şimdi, sınıf... yaz tatili için sizi göndermeden önce... habersiz bir sınav yapacağım.
I'm sure you've all read chapters six through eight so here's a little pop quiz to confirm it.
Eminim altıncı bölümden sekize kadar güzelce okumuşsunuzdur. İşte bunu görebilmemiz için size habersiz sınav.
Why didn't he tell us he was gonna spring a pop quiz?
Habersiz sınav yapacağını bize niçin önceden söylemedi?
That's the point to a pop quiz- - to surprise you.
Habersiz sınavın amacı zaten budur- - seni beklemediğin anda yakalamak.
You're just in time for a pop quiz.
Tam da sözlüye başlamıştık.
Damn, a pop quiz and me without a blue book.
Kahretsin, sınava hazırlıksız yakalandım.
OK, pop quiz.
Tamam, sınav sorusu.
OK, pop quiz.
Sorular.
I was in social studies class taking a pop quiz on the Boxer Rebellion... two entire floors away, and at the exact moment... she broke her toe, I got a sharp pain in my foot.
Sosyal bilimler dersindeydim, Boxer Ayaklanması ile ilgili habersiz sınav vardı. İki kat uzaklıkta ve tam da aynı anda... O ayağını kırdı ve ben de ayağımda keskin bir acı hissettim.
There'll be a pop quiz later.
İleride ufak bir sınav olacak.
All right, pop quiz.
Çek soruyu, bil doğruyu..
Pop quiz, hotshot.
Çek soruyu, bil doğruyu.
- Pop quiz, hotshot.
- Çek soruyu, bil doğruyu.
Pop quiz, asshole.
Çek soruyu bil doğruyu pislik.
More like a pop quiz.
- Daha çok hızlı test.
Once I almost touched his shoulder in the middle of a pop quiz,
Bir keresinde bir pop quiz'in ortasında neredeyse omuzuna dokunacaktım.
I had to pass a pop quiz before she believed I was him.
Mike olduğuma inandırıncaya kadar ter döktüm.
Then I won't give you the pop quiz... that I was thinking about.
O zaman sana düşündüğüm ufak testi yapmayacağım.
Gon'be a pop quiz on Wednesday.
Çarşamba günü, bir habersiz sınav olabilir.
There's a pop quiz.
Habersiz sınav var.
Pop quiz.
Habersiz sınav.
Pop quiz, hotshot.
Sınav zamanı, durmak yok.
A pop quiz.
Habersiz bir sınav.
Pop quiz. "Today, it's" rain of toads ".
Habersiz sınav " dı. Bugün ise kurbağa yağmuru.
Here's a pop quiz.
Size, moda bir test :
It's a pop quiz.
Patlama sorusu.
Pop quiz, hotshot.
Ani sınav seni palavracı.
Well, I've got a good pop quiz for you.
Sana küçük bir sınav hazırladım.
More like a little pop quiz.
Daha çok habersiz yapılan sınav gibi.
I'm not sure regulations allow us to borrow the door from the ammunition shed for a pop quiz, sir.
Kuralların, cephane hangarının kapısını ani sınav için ödünç almamıza izin verdiğinden emin değilim, efendim.
YEAH, WELL, WE'RE ALL HANGING OUT. YOU MISSED A POP QUIZ IN CHEMISTRY TODAY.
Bugün kimya sınavını kaçırdın.
CHAPTER 13 IN THE TEXT TOMORROW FOR A POP QUIZ.
Yarın 13. bölümden habersiz sınav olacak.
But then, after one fateful pop quiz....
Ama o zaman, hayati önem taşıyon bir sınavdan sonra....
Is making love really nothing more than a pop quiz?
Sevişmek artık bir sınavdan mı ibaret oldu?
Speaking of which. pop quiz :
Hadi, sözlü yapalım.
Listen, I'm gonna have a pop quiz tomorrow, and I have my shift at the coffee shop, so I was just thinking.
Dinle Brian, yarın bir sınavım olacak ve kafede yine akşam vardiyasında olucam
Even if all of you failed my pop quiz miserably.
Sınavımda başarısız olsanız bile...
I flunked the pop quiz on fish fileting.
Balık filesi dersi sözlüsünden kaldım.
Who am I? Pop quiz!
Mini bir sınav!
Yeah, pop quiz.
Evet, mini bir sınav.
We got a pop quiz in whitman's class, remember?
Whitman'ın dersinde pop quiz var, hatırladın mı?
Today we will be having a pop quiz.
Bugün habersiz sınav olacağız.
Yo, Latrice! Mr Jackson's civics class, you will have a pop quiz.
Bay Jackson'ın yurttaşlık bilgisi dersinde test olacaksınız.
I have a little surprise for you. Pop quiz, French Revolution.
Ders başladı ve size küçük bir sürprizim var.
Pop quiz.
Bilin bakalım.
Cut the quiz questions, pop.
Yarışma sorularını kendine sakla babalık.
What is this, a pop quiz?
Ne bu test mi?
Okay, pop quiz.
Tamam, sözlü yapıyorum.
- Okay. Pop quiz.
Peki, söyle bakalım.
Pop-quiz, everybody.
Bilgi yoklaması, çocuklar.
I wasn't expecting a pop-quiz.
Bir ayak üstü testi beklemiyordum.