Potentially Çeviri Türkçe
1,346 parallel translation
none Of these are in potentially lethal doses, but the presence Of the drugs could be interfering With Our observations.
Muhtemelen hiçbiri öldürücü dozda alınmamış ancak uyuşturucu almış olması gözlemlerimize engel oluyor olabilir.
If an infected cylon dies and carries this disease into a resurrection ship, it could rapidly spread, potentially infecting our entire race.
Eğer hastalanmış bir Saylon ölürde hastalığı kendisi ile beraber diriliş gemisine taşırsa, salgına dönüşebilir bu da tüm ırkımızı hasta edebilir.
20 grams. Could potentially kill a quarter billion people.
20 gram... 250 milyon kişiyi öldürebilecek güçte.
We're analyzing childhood cancers, birth defects and neurological deficits related to a potentially toxic material.
Çocuklardaki kanserleri çözümlüyoruz, doğuştan gelen bozukluklar, zehirli atıklara bağlı olan sinirsel bozukluklar.
Potentially compromising details of ongoing operations are strictly need to know.
Süre giden bir operasyonun detaylarının ancak imkan dahilinde verilebileceği bilmen gereken bir şey.
Potentially missing for three hours.
Muhtemelen üç saattir kayıp.
I'm potentially a good match.
Büyük olasılıkla uygun bir vericiyim.
Usually when I mention that there's potentially millions of dollars involved, people at least let me buy them a cup of coffee.
Genelde milyon dolarlardan bahsettiğimde insanlar en azından bana kahve ısmarlarlar.
I could potentially get my memory back?
Potansiyel olarak hafızam geri gelecek mi?
Hey, potentially sane Trager and perky blonde girl.
Hey, mantıklı Trager ve sulu sarışın kız.
Not going to work means, possibly, potentially putting your life on the line.
Bu sadece işe gidemeyeceğin anlamına gelmiyor, muhtemelen ileriki hayatının da tehlikeye atıldığı anlamına geliyor.
They do have a practice that's potentially dangerous.
Aslında potansiyel olarak tehlike barındıran bir ritüelleri var.
Crying out for help in her own sad, potentially disease-ridden way.
Kendi hüznünde yardım istemişti, genelde hasta bir haldeyken.
- Potentially memory loss.
- Hafızamı yitirmem mümkün.
In the wrong hands, this is potentially catastrophic.
Yanlış ellerde tam bir felakete dönüşebilir.
The government would control and regulate the product, and that could potentially hurt a lot of people in the industry.
Hükümet bu ürünü kontrol edip düzenleyecektir ve bu endüstrideki bir çok insanı kötü etkileyecektir.
And when we see these numbers, like 1 % of all dwelling units, potentially, are involved in marijuana grow-ops, it certainly ought to give our politicians perspective on what it is they're trying to do.
Ve şu rakamlara baktığımızda, tüm yerleşim yerlerinin % 1'inin potansiyel olarak marijuana grow-op'larına girmiş olduğu gibi, kesinlikle ne yapmaya çalıştıkları hakkında politikacılarımızın gözlerini açmalarını sağlamalıdır.
In other words, it can potentially be used to manipulate both humans and cyborgs at will.
Kısaca insanları da sayborgları da irade dışı davranışları gerçekleştirmeye zorluyor.
Not to mention potentially fatal.
Potansiyel olarak ölümcül olduğundan bahsetmiyorum bile.
But who on Earth is keeping an eye on this potentially hazardous cosmic blasts?
Peki Dünya'da, bize zarar verme potansiyeline sahip bu kozmik patlamaları gözetleyen kimse var mı?
It's Also Potentially Lethal.
Aynı zamanda ölümcül olma riskini taşıyor.
The children are potentially important. Both of them.
Çocuklar potansiyel olarak önemli İkisi de.
And potentially rewrite every cosmological theory we know.
Ve bildiğimiz her kozmolojik teori tekrar yazılacak.
You would probably see little bits of colour due to potentially oxidized iron, which would look red.
Muhtemelen rengi kırmızıya çalan oksitleşmiş demirden dolayı bir miktar renk de görürsünüz.
Potentially.
İhtimaller!
They're one Of the most mysterious and potentially dangerous oddities in space.
Onlar uzaydaki en gizemli ve en tehlikeli tuhaflıklardan biri.
The debris that's released From that Can potentially generate A new ring around uranus.
Çarpışmadan kalan parçalar Uranüs'ün etrafında yeni bir halka oluşturma potansiyeline sahip.
He singlehandedly grew the universe from a quaint, one galaxy town, to potentially billions galaxies metropolis.
Hubble tek başına, Evren'i tanıdık ve küçük bir galaksi kasabasından, milyarlarca galaksilik potansiyeli olan bir metropole dönüştürdü.
On June 3, 2001 NASA lunched a satellite that could potentially determine one way or the other the truth about the Guth inflation theory.
NASA, 3 Haziran 2001'de, öyle veya böyle, Guth'un Şişme teorisiyle ilgili gerçekleri saptaması imkân dahilinde olan bir uydu fırlattı.
I'm sorry, boss, I'm just saying, that, you know, just'cause he says he's the cook doesn't mean he's any less potentially guilty.
Affedersin patron. Aşçıyım diyor diye suçlu olmadığını düşünecek değiliz.
Others are fleeting, insubstantial, potentially combustible.
Bazıları kısa ömürlü, temelsiz imkan dahilinde yanıcı.
Having two guitarists in the same band is potentially destructive by itself, but when one attempts to take away the other's status, god help us.
Aynı grupta iki gitarist bulunmasının potansiyel yıkıcı etkisi vardır. Fakat ta ki birinin gruptaki statüsünü değiştirmemize kadar. Tanrı yardımcımız olsun.
Our infinite universe is brimming with strange, violent... and potentially life-transporting phenomena.
Sonsuz evrenimiz gariplik, şiddet ve yaşamı taşıyan fenomenler ile dolup taşıyor.
It is believed this radiation... will cause a tiny black hole to evaporate... and potentially disappear.
Bu radyasyona minik kara deliğin potansiyel olarak yok olması ve buharlaşmasının neden olacağına inanılıyor.
Lanz became convinced that all history could be explained in terms of noble races needing to suppress and conquer lower, inferior, and potentially demonic races.
Lanz tüm tarihin, soylu ırkın düşük, bayağı ve potansiyel olarak kötü ruhlu ırkları yok etmesi, ele geçirmesi gerektiği üzerinden açıklanabileceğine ikna olur.
... with potentially devastating consequences.
... hem de doğuracağı muhtemel yıkıcı sonuçlarla.
And it's potentially a very big time bomb.
Hem de potansiyeli açısından çok büyük bir saatli bomba.
Now it's changing fast with potentially devastating consequences.
Şimdiyse hızla değişiyor. Ve sonuçlarının yok edici olma olasılığı var.
And it's potentially far more serious than increasing temperatures.
Bunun oluşturduğu tehlike ısınmadan çok daha büyük.
The U.S. can be errantly likened to a powerfully built, but retarded child, potentially dangerous, but young, immature and easily manipulated.
"A.B.D. Güçlü görünümlü, ancak geri zekalı bir çocuk gibidir". "Potansiyel olarak tehlikelidir, ama genç ve olgunlaşmamıştır".
The Rectifier, potentially.
- Tasviyeci. Potansiyel açıdan.
Potentially?
Potansiyel açıdan mı?
Using antibodies from her blood I will develop a serum that will not just combat the effects of the T-virus but potentially reverse it giving back these creatures a measure of their intelligence their memories, thus curbing their hunger for flesh.
Kanındaki antikorları kullanıyoruz bir serum geliştireceğim. Sadece T-virüsünün etkileriyle savaşmayıp onu tersine de çevirecek. Bu yaratıklara kendi zeka ve hafızalarının birazını geri verecek.
Well, thank you, Ms. Graves, it was traumatic and potentially illuminating to have met you.
Teşekkürler Bayan Graves, sizinle tanışmak oldukça sarsıcı ve aydınlatıcı oldu.
... that it is tasteless, colorless and does not precipitate has the potential to mask and intensify these potentially lethal exposures. "
... potansiyel ölümcül ürünleri renksiz, tatsız, kokusuz bir şekilde maskeleyerek sunmaktır. "
I was wondering if I could potentially still come to that party?
Acaba hala şu partiye gelebilir miyim?
It's potentially a long list.
Bu çok uzun bir liste olabilir.
He'd never paid before and he wasn't about to start in his fifth and potentially final year of college.
Hiç ödememişti ve bu onun üniversitedeki başlayan beşinci ve olası son yılıyla alakalı bir durum değildi.
" On a sky banner that could potentially be seen by 50,000 people?
" Hem de potansiyel 50,000 kişinin göreceği bir gökyüzü ilanıyla.
We ran your financials, and we think, potentially, you could be a good fit for us.
Finans durumunuza göz attık ve sizin bizim için uygun olduğunuz kanısına vardık.
It's potentially revolutionary.
L.A.P.D. veya Savunma Bakanlığı'ndan bir doğrulama almış değiliz. İmkan dahilinde devrim niteliğinde.