Pourquoi Çeviri Türkçe
46 parallel translation
Pourquoi portez-vous luniforme?
Pourquoi portez-vous l'uniforme?
Mais pourquoi tu ne m'as pas prévenue?
( Fransızca ) Neden önceden haber vermedin?
- Pourquoi, chérie?
- Neden şekerim?
Now, girls, perhaps you'll take the gentlemen through their paces.
Tamam. Şimdi siz kızlar onları adımlarınıza uyduracaksınız. Miss pourquoi devam edin.
She was not necessary to walk for the street and to see "Pour qui, pourquoi" in the walls, or the scythe and the hammer, to know that nobody went to move a finger.
Kimsenin parmağını dahi oynatmayacağını anlamak için sloganlar ve orak çekiç figürleriyle dolu sokaklara çıkmanız gerekmiyordu.
Mais pourquoi, madame? Look at them lying in rows, like corpses in the morgue!
Bakın morgdaki cesetler gibi sıra halinde yatıyorlar!
Pourquoi pas?
Neden olmasın?
- Alors, pourquoi n'a-t-elle pas pris le vol de 9 : 00 du matin?
- Alors, pourquoi n'a-t-elle pas pris le vol de 9 : 00 du matin? ( O halde, niçin sabah 9 : 00 uçağına binmedi?
Mais pourquoi?
Neden acaba?
- Pourquoi?
- Efendim?
Pourquoi?
Pourquoi?
Pourquoi?
Nedenmiş?
Pourquoi c'est pas juste?
Pourquoi c'est pas juste?
- Amy Nash was June Harris.
- Amy Nash, June Harris idi. Pourquoi moi?
- Pourquoi moi? She couldn't have waited four days to turn herself into a charcoal briquette?
Kemik tozu olmak için... 4 gün daha bekleyememiş mi?
Pourquoi tu m'as piqué mes fringues connard?
Anlaşılan kıyafetlerimi sakladın.
Pourquoi?
Neden?
Oh, ma chère maman, pourquoi?
Sevgili anneciğim, niye?
Pourquoi m'as-tu laissé?
Neden beni terk edip gidiyorsun?
- Pourquoi?
- Niçin?
Pourquoi vous dites ca?
Neden öyle söylüyorsunuz?
Pourquoi? 'Cause you guys suck.
Çünkü berbat durumdasınız.
Pourquoi vous me suivez, monsieur?
Beni neden takip ediyorsunuz?
Pourquoi je ferais ça? J'habite en Ecosse!
Ben İskoçya'da yaşıyorum.
Poirot, he is arrived to Devon, mais pourquoi?
Poirot Devon'a geldi, ama niçin?
Mais pourquoi?
Fakat niçin?
Mmm, pourquoi?
Neden?
Pourquoi vous ne me regardez pas?
Vous ne bana regardez pas pourquoi?
Pourquoi m'avez-vous amené ici?
Niye beni buraya getirdiniz?
Mais pourquoi? Because we're at a motel in Kansas.
Çünkü Kansas'taki bir oteldeyiz.
But you are asking, "Mais pourquoi le rouge et le noir?"
Bana sorabilirsiniz, "Ama neden kırmızı ve siyah?"
Pourquoi! Don't let him out!
Köpeği dışarı çıkarmayın!
Et pourquoi, moi je t'ai embarassé comment?
- Seni nasıl utandırıyorum?
I'm offering you a fortune, you're asking for a piggy bank, pourquoi?
Sana bir servet teklif ediyorum, sense bir kumbara istiyorsun, neden?
And French, well... pourquoi, sir?
Ve Fransızca, pourquoi, efendim?
"Jones, pourquoi est-ce si long?"
"Jones, pourquoi est-ce si long?"
Miss, pourquoi, continue.
Bir ki üç.
Mais pourquoi pas?
Ama neden?
I'm afraid it's not possible Et pourquoi?
Anlayamadım?
Pourquoi?
Niçin?
Qu'est-ce qui s'est passé ici? Pourquoi ce garçon...
Pourquoi ce garçon...
Pourquoi?
- Neden peki?