Pregnant Çeviri Türkçe
18,096 parallel translation
Do you know what it's called when you get pregnant after 35?
35 yaşından sonra hamile kaldığında ne deniyor biliyor musun?
- She was fuckin'pregnant.
- Hamile kaldı.
This, er... this girl I've been seeing is... well pregnant.
Şu konuştuğum kız var ya... -... hamile.
She was 15 when she fell pregnant by him.
Hamile olduğunda 15 yaşındaydı.
But yes, he did come when Neeta was pregnant.
Ama evet bize Neeta hamileyken gelmişti.
I found out I was pregnant on a Friday.
Cuma günü hamile olduğumu öğrendim.
You're not pregnant?
- Hamile değil misin?
Whenever a girl gets pregnant, the first thing people think is bad parenting.
Ne zaman bir kız hamile kalsa insanların ilk aklına gelen kötü ebeveynler olur.
Right, so I should just stop being pregnant, then?
Tabii, o zaman öylece hamile olmayı bırakayım değil mi? - Evet.
- Debbie's pregnant?
- Debbie hamile mi?
Fiona's spinning out about Debbie being pregnant.
Fiona, Debbie'nin hamileliği yüzünden delirmiş.
Yeah, well, I'm spinning out about Debbie being pregnant too.
- Debbie'nin hamile olması beni de çok sinirlendirdi.
W-what? You didn't know you were pregnant?
- Hamile olduğunuzu bilmiyor muydunuz?
Just get a divorce before he gets you pregnant.
- Sadece seni hamile bırakmadan boşanmaya bak.
You don't want to be eight months pregnant freezing your ass off while half a dozen mutts drag you sideways across the ice.
Sekiz aylık hamileyken bir düzine köpeğin üşümene falan bakmadan seni buzlu yolda karşıya geçirmesini istemezsin değil mi?
When my mother left us, she was pregnant.
Annem bizi terk ettiğinde, hamileydi.
I'm 28 weeks pregnant.
28 haftalık hamileyim.
I was half expecting the, uh, cute witch or the, uh, pregnant blond, but...
O sevimli cadının ve hamile sarışının başaracağına yarı inanıyordum ama...
They're pregnant.
Hanımefendi hamile kaldı.
As far as she knows, you are a rich playboy who slept with a bunch of women and got her pregnant.
O senin birçok kadınla yatan zengin bir zampara olduğunu ve onu hamile bıraktığını biliyor sadece.
I am not pregnant.
Hamile falan değilim.
( sighs ) ( car starts ) No, when I was in New York, I was a trial lawyer, and then I got pregnant with Hattie and, you know, my husband was moving up in the ranks, and I was just like, you know what? I'm going to stay home.
Hayır, New York'tayken, duruşma avıkatıydım,... sonra Hattie'ye hamile kaldım ve kocam terfi edince taşındık ve böyle gelişti, ne var biliyor musun?
The second one... got pregnant... and ran away.
İkinci kadın oyuncum hamile kaldı.
You know, like, you don't wanna wait too long, right, because they say, like, after you pass 35, it's harder to get pregnant.
Eğer gibi, biliyorum Ister, doğru, çok uzun beklemek yok Eğer 35 geçtikten sonra, çünkü onlar, gibi, demek
- It wasn't my fault you got pregnant.
- Ne olmuş? 15 yaşında hamile kalman benim suçum mu?
and that she was pregnant.
Forsberg'i ve hamile kaldığını.
You didn't know you were pregnant?
Hamile olduğunuzu bilmiyor muydunuz?
I'm pregnant, Debs.
- Hamileyim Debs.
Yeah, and Fiona's pregnant too.
- Yeni bir Gallagher. - Evet, Fiona da hamile.
I had to handcuff Monica to the bed when she was pregnant with Carl.
Monica'yı Carl'a hamileyken yatağa kelepçelemek zorunda kalmıştım.
Carl. Fiona's pregnant and I want the whole family to talk her into keeping it.
Fiona hamile ve tüm ailenin çocuğu aldırmaması için onunla konuşmasını istiyorum.
I'm pregnant.
- Hamileyim.
Debbie is pregnant, you said.
Debbie hamile demiştin.
She thinks just'cause I'm pregnant means I'm gonna drop out, which it obviously doesn't, but if she has her baby, it'll be so much easier'cause she'll be taking care of hers anyway,
Sırf hamileyim diye okulu bırakacağım sanıyor ama bırakmayacağım. Ama onun da çocuğu olursa çok daha kolay olur çünkü zaten kendininkine bakıyor olacak.
Uh, I'm pregnant and I need a- -
- Hamileyim ve...
How about, " I'm pregnant with what may be another man's baby, so we should probably get a divorce.
"Hamileyim ve çocuk başkasından olabilir. Bu yüzden boşansak iyi olur. Al yüzüğün."
I'm pregnant and I'm not having it.
Hamileyim ve doğurmayacağım.
And you don't get to have an opinion about it'cause I don't know how long I've been pregnant, and I don't even know if it's yours, which you also don't get to have an opinion about.
Ve bu konuda bir fikir sahibi olma hakkın yok. Çünkü ne kadar zamandır hamileyim bilmiyorum ve senden mi onu bile bilmiyorum. Ayrıca bu konuda da bir fikir sahibi olma hakkın yok.
- Wait a second, you're pregnant?
- Dur bir saniye, hamile misin?
- She's pregnant?
- Hamile mi?
Is she pregnant?
Hamile mi?
Hi. Your sister's pregnant.
Selam, kız kardeşin hamile.
Huh, and, uh, you told your father first that you were pregnant.
Hamile olduğunu ilk babana söyledin.
I'm really happy you're pregnant.
Hamile olduğun için gerçekten çok mutluyum.
Vincent met Karen 12 years ago when she started as one of his programmers and ended up getting pregnant with Joey a few months later.
Vincent, Karen'la 12 yıl önce şirkette programcı olarak başladığında tanışıyor. Birkaç ay sonra da Joey'e hamile kalıyor.
You never wanted him from the minute I got pregnant.
- Hamile olduğum andan beri onu istemedin.
The wife is nine months'pregnant, and the baby is cut from the womb.
Eşi dokuz aylık hamileydi ve bebek kesilerek çıkarıldı.
Blessed Virgin Mary, give me the grace of becoming pregnant.
Kutsal Bakire Meryem, bana hamile olma onurunu bahşet.
You've made a hopelessly sterile woman pregnant.
Kısır bir kadının hamile kalmasını sağladın.
I'm pregnant.
Hamileyim.
Your daughter is pregnant.
Kertenkele bizi korur. Kızın hamile.