Prime Çeviri Türkçe
7,425 parallel translation
SAM : Makes her a prime target.
Bu da onu ana hedef yapıyor.
All right, prime suspects, what do we know about them?
Tamamdır. Baş şüpheliler hakkında ne biliyoruz?
Belphegor's Prime.
Belphegor'un asali.
This... is Belphegor's Prime, okay?
Bu... Belphegor asali, tamam mi?
You divide those numbers by Belphegor's Prime, and you get the GPS coordinates for a restroom at the Bronx Zoo.
bu rakamlari ayristiran Belphegor'un asalidir, ve Bronx hayvanat bahcesindeki bir tuvaletin GPS koordinatlarini alirsin.
It's another palindromic prime.
Bu da baska bir palindromik asal sayi.
But you admit you were competing in Belphegor's Prime.
Fakat kabul ediyorsun Belphegor'un asalinda yaristigini.
Belphegor's Prime is not a treasure hunt.
Belphegor'un asali hazine avi degil.
Kitty reports the Center for Applied Mathematics and Logic is not the sponsor of Belphegor's Prime.
Kitty, uygulamali matematik ve mantik merkezi'nden rapor veriyor Belphegor'un asalinin sponsoru degillermis.
So, you and your friends, you were competitors in Belphegor's Prime?
Sen ve arkadaslarin, Belphegor'un asalinda yarisiyordunuz?
And guess who the prime specimens will be?
En önemli örneklerin kim olacağını tahmin et bakalım.
You're going to get us all killed while I'm still in my prime.
- Lider olduğum sürece hiçbirimiz ölmeyecek.
It's funny. I don't see you as ever having had a prime.
- Lider olduğunu hiç görmedik ki.
I'm in my prime, now. This!
- Şu an liderim, işte bu!
This is my prime. Prime of my life!
Bu benim liderliğim, hayatımın liderliği!
Who do you think is the prime suspect?
Sizce esas şüpheli kim olabilir?
We've come up with a few But Jang Se-min is the prime suspect
Pek çok farklı görüş var fakat esas şüpheli Jang Se Min.
Although in his prime, this male is exhausted by weeks of intense competition.
En iyi döneminde olmasına rağmen, bu erkek, haftalardır süren yoğun rekabet yüzünden yorgun.
But not everyone can have a prime spot.
Ama herkes mükemmel bir yere sahip olamaz.
He's about ten years old and in his prime.
Yaklaşık on yaşında ve hayatının olgunluk döneminde.
This makes prime earner for good while.
Çok iyi para da kazanırım.
- Man, she's prime.
- Dostum bu kadın harika.
Last time I checked, it ain't exactly great parenting ruining your kid's Christmas, - Prime Time!
Son baktığımda senin yaptığın güzel babalık çocuğunun Noel'ini mahvediyordu çok bilmiş!
- He's past his prime.
- Onun zamanı çoktan geçti.
You cost us our prime new partner, future missions a new space-command center, all gone because Carson Welch canceled his contract with us.
Bize çok önemli bir yeni ortağa, gelecekteki görevlere yeni bir uzay komuta merkezine mal oldun. Hepsi gitti çünkü Carson Welch bizimle olan sözleşmesini iptal etti. Neden peki?
Ah! Who called Optimus Prime?
Optimus Prime'ı kim çağırdı?
That re... that relationship is the prime reason I keep getting promoted, which is why we live in this fancy house and you drive that brand-new car.
- Buna... Öyle. Bu ilişki, terfi almamın ana sebebi, ki bu sayede bu janjanlı evde yaşıyoruz ve o çok istediğin son model arabayı kullanıyorsun.
Well, the King rode hard up on his lands, and when he arrived, he did gaze fondly upon the Queen, remembering their good times together, for he had known her in her prime, when she was down for anything,
Peki, Kral sert indiOnun toprakları üzerinde yukarı, ve o geldi, O Kraliçe üzerine severek bakışları, vermedi birlikte iyi zamanlar hatırlayarak, onun başbakan onu bilseydim için, o şey için aşağı iken, ve ben bir şey demek.
- I went for volume... - Yeah. ... rather than prime.
Birinci kalite yerine büyük miktarı tercih ettim.
I make $ 2,000 on a fixed-rate prime loan, right?
Ben sabit oranlı, birinci kaliteden 2.000 dolar kazanıyorum, değil mi?
His widow, an honorable woman, finds herself alone, though still in the prime of her life.
Dul karısı onurlu bir kadın hâlâ hayatının baharında olmasına rağmen bir başına kaldı.
Next time you want to shoot somebody you might want to use powder, prime your rifle.
Bir dahaki sefere birini vurmak istiyorsan tüfeğin içine barut koy bari de ateş etmeye hazır olsun.
Prime the destruction generator!
Başbakan imha jeneratör!
Re-prime the destruction generator.
Yeniden başbakan imha jeneratör.
Please tell me no one from this office broke into the home of a stripper to steal a comic book in some half-assed attempt at making a case against a prime CT asset.
Lütfen bana ofisten kimsenin, bir striptizcinin evine gizlice girip çizgi roman çalmadığını söyle. CT'nin en önemli varlığına karşı dava açmak için buna teşebbüs etmiş olamazsınız!
And now, let us stop talking business, Mr. Prime Minister, and drink the first water from the plant.
Şimdi iş konuşmayı bir kenara bırakalım Sayın Başbakan ve tesisten gelen ilk suyu içelim.
Mr. Prime Minister, thank you.
Sayın Başbakan, teşekkür ederim.
Someone over there said the prime minister has been killed.
Şuradaki birisi Başbakan'ın öldürüldüğünü söyledi.
Igor, would you prime the dynamo for me, please?
Igor, olur prime Benim için dinamosu, lütfen?
Tell Jim Prime I'm taking this to a specialist for more intensive examination.
Birinci Jim'e bunu daha elle tutulur bir inceleme için uzmana götürdüğümü söyle.
Matty? Where's Jim Prime?
Matty Birinci Jim nerede?
Let's come clean with Jim Prime.
Birinci Jim'e her şeyi anlatalım.
We'll let Jim Prime keep on without a clue, at least until you're gone.
Gidene dek Birinci Jim'e bir şey söylemeyeceğiz.
And the rules of engagement mean that the Prime Minister has already approved it.
Üstelik angajman kuralları da... Başbakan'ın onayını gösteriyor.
No, the point is that I have not been party to any previous discussion with the Prime Minister about matters such as this, whereas the Foreign Secretary undoubtedly has.
Hayır, demek istediğim şu ki ben daha önce hiç... Başbakanla bu tarz şeyler hakkında... fikir alışverişi yapmadım. Ancak, dışişleri şüphesiz yaptı.
Madam Prime Minister, I can't thank you enough for your cooperation on this.
Madam Basbakan, isbirliginiz icin ne kadar tesekkur etsem az.
He made me a, well : "Sexiest Prime Minister" coffee mug.
Bana sey yaptı ; "En Seksi Basbakan" kahve fincanı.
The Prime Minister of Great Britain himself.
Büyük Britanya Başbakanı'nın bizzat kendisi.
He's going to take the Prime Minister.
- Başbakanı kaçıracak.
- Your a-one Alpha prime.
- Hem de üstün bir Alfa.
We have a responsibility to warn the British government, and not gamble with the Prime Minister's life.
İngiliz hükümetini uyarmaktan sorumluyuz.