Pringles Çeviri Türkçe
113 parallel translation
- Pringles.
- Pringles.
I got you some Pringles and some Oreos.
Cips ve bisküvi de aldım.
We'll be right back after these words from "Pringles"!
Bu haftalık Pringles'ımızın sonuna geldik!
I don't want to be a troublemaker, but these other Pringles are ridged.
Dinle, sorun çıkartmak istemiyorum ama diğer Pringles tırtıklı ve benim tırtıkla sorunum var.
You think he's going to side with you'cause you look how you look, and I look how I look.
Çünkü sen göründüğün gibi görünüyorsun, ben de göründüğüm gibi. Bu, benim Pringles'ım.
- These are my Pringles.
- Bunu, bunu gördünüz mü?
- I don't want to get involved.
- Tamam. Tamam. Pringles'ı alabilirsin.
- Fine. Have the Pringles.
Ama en azından dürüst olalım.
I won't even dignify that.
Pringles'ı ben aldım.
- She knocked somebody unconscious and stole diaphragm jelly.
Ben Pringles'ın... - Bu saatte ne istiyor? İstemeden birine çarpmış ve doğum kontrol jeli çalmış.
Isn't it rude to talk about me like I'm not here?
Bence Pringles patlama noktası olmamalıydı. Birinden sanki orada yokmuş gibi söz etmek, kabalık değil mi
If she left with the Pringles, it shouldn't be proudly.
Sadece, eğer cipsle çıkıp gidecekse bunu gururla yapmaması gerektiğini düşündüm.
I went to the grocery store, I turned around. I knocked over the entire Pringles pyramid.
Markete gittiğimde arkama döneyim dedim bütün reyonu devirdim.
Your butt looks like two Pringles hugging.
Kalçaların kucaklaşan iki pringles gibi gözüküyor.
I've got 500 engineers... and if they find out we're out of pringles, we're gonna have a riot on our hands.
500 muhendisim var ve eğer sermayemizin olmadığını öğrenirlerse büyük kargaşa çıkar.
I'd like some Pringles.
Biraz da Pringles.
When I asked you to add chili-topped Pringles, you said no.
Ben acı soslu Pringles ekle dediğimde hayır demiştin.
You've eaten your body weight in Pringles.
Kendi kilonuz kadar Pringles yediniz.
Do you have Pringles?
- "Pringles" var mı?
Shall we suck the pringles out of the kringle?
Kringle dan yağları çekelim mi?
Hold your horses, honey, I've got coupons for the Pringles.
Yavaş ol tatlım. Pringles için iki kuponum var.
Anna Karinina, and Pringles.
Anna Karenina okuyup, Pringles yiyorum.
And then they pop right open like a can of Pringles.
Sonra Pringles kutusu gibi açılıversin.
Er, yes, a packet of Pringles.
Ah, şey, evet, bir paket Pringles.
Pringles, the crisps in the red tube.
Pringles, kırmızı tüp içerisinde yer alan cipsler.
Pringle?
Pringles uyar mı?
- You get the Pringles.
- Sen Pringles'ı al.
Kit Kats, Nachos, Pringles.
Kit Kats, Nachos, Pringles.
- Pringles, Nachos- -
- Pekala Pringles, Nachos- -
I'm gonna go get some Pringles.
Gidip Pringles alacağım.
Dip... skoal and Copenhagen, baby wipes, various flavored Pringles in a can,
Tütün. Skoal ve Copenhagen marka.. ... ıslak mendil.
and adult diapers, as requested.
Çeşit çeşit Pringles ve yetişkin pedleri. İstedikleri gibi.
And these Pringles, this is all part of your plan?
ve bu Pringles ( Bir çeşit Cips ) planının bir parçası mı?
Dr. Pepper, Pringles, Tastykakes?
Dr. Pepper, Pringles, Tastykakes?
- I like Pringles. - Mm-hmm.
- Pringles'a bayılırım.
I wasn't sure what you were serving, so I brought a'65 Moët and some "Pizza-Blasted" Pringles.
Ne verdiğinizden emin değildim, bu yüzden bir'65 moet ve biraz pizzalı pringles getirdim.
Before me and lois were married, our new friend Used to slip her the old pringles can.
Benle Lois evlenmeden önce, bu yeni arkadaşımız ona resmen Pringles kutusu döşemiş.
To be that vulnerable takes a lot of Prings.
Hassas olmak birçok Pringles'a mal oluyor.
Arabic Pringles.
Arap usulü Pringles.
- Where are the Pringles?
- Pringles kutusu nerede?
Where are the fucking diamonds that were in the Pringles box?
Pringles kutusunda olan soktuğumun elmasları nerede?
Yeah, you're more like red bull and pringles.
Daha çok Red Bull ve Pringles gibisin.
Best to have Pringles in bowls, otherwise you get Pringle Hand.
Pringles'ı kaselere koymak en iyisi. Öbür türlü, elin sıkışıyor.
I think if Rod Hull and Emu were still alive, they definitely would have used them to advertise Pringles.
Rod Hull ve Emu hala hayatta olsalardı kesin onları Pringles reklamlarında oynatırlardı.
It's like Pringles.
Aynı Pringles gibi.
Till I saw him running away from our campsite with a can of Pringles and a bag of weed.
Ta ki onu, bir kutu dolusu pringles ve bir çanta esrarla kaçarken görene kadar.
I like Pringles.
Pringles'dan hoşlanırım.
She's... Stuck in a pringles can.
Pringles kutusunun içinde.
- She wanted Pringles...
Ve ben, kadın o Pringles'ı istedi.
Well, heck, why don't you stay and have dinner with us? No, no. Got to run.
Küçük paket Pringles ve gördüğüm en şirin votkadan ister misin?
Can of Pringles, but go on.
Pringles konservesi, devam et.