Provided Çeviri Türkçe
3,201 parallel translation
I provided no tips.
ben tiyo vermedim.
If you can't afford an attorney, one will be provided for you.
Eğer bir avukatı karşılayamazsan, devlet sana bir avukat atayacaktır.
The next page is a list of classified documents Annie provided to Simon Fischer.
Bir sonraki sayfada Annie'nin Simon Fischer için temin ettiği. gizli belgelerin bir listesi var.
Smith provided evidenceink e close to 5 : 00 pm.
Smith saat 17 : 00 civarı delilleri sundu.
But we were able to access his e-mail account with the info his girlfriend provided, and that's where it gets interesting.
Ama kız arkadaşının söylediği e-mail hesabına ulaşabildik. - Ve işler orada ilginçleşmeye başlıyor.
I made a playlist, I thought of cool shit to talk about, I provided security, I kept everybody safe!
Şarkı listesi yaptım, konuşulacak havalı şeyler düşündüm güvenliği sağladım.
Room and board provided.
Oda ve yemek karşılanır.
Um... room and board will be provided, right?
Oda ve yemek karşılanıyor değil mi?
If you can't afford one, one will be provided for you.
Eğer avukat tutacak durumun yoksa mahkeme sana birini atayacaktır.
There's a known contact list provided by the CIA.
CIA tarafından sağlanan bilindik bir iletişim listesi var.
Provided I'm still sober in five weeks, we'll go our separate ways, hmm?
5 hafta daha ayık kalırsam yollarımız ayrılacak, değil mi?
She provided the time of death, along with the party of the year was on 10th Avenue instead of 10th Street.
Ölüm saatinde 10. cadde de değil, 10. sokakta bir partideymiş.
In the last ten years, Madagascar has provided the most comprehensive evidence about these predators.
Son on yıl içinde, Madagaskar bu yırtıcılar hakkında en kapsamlı kanıtları sağlamıştır.
The bottle was already in your fridge, so it provided an effective cover as to why you were really out of the house.
Şişe zaten buzdolabındaydı. bu da evde olmama yalanına etkili bir kılıf sağladı.
Was he a time traveler- - a man who, by accident, was provided a glimpse into the future- - or was he chosen to serve an unknown agenda- - a human messenger who conspired to keep a secret pact
Geleceğe göz atması sağlanmış bir zaman yolcusu muydu? yada bilinmeyen bir görev için mi seçilmişti? Dünya dışı yaşamlarla bir sırrı korumak üzere anlaşmış bir elçi miydi?
But thankfully modern technology, has provided us a way to even out the play field.
Ama teknoloji sayesinde artık bu avantajı ortadan kaldırmak mümkün.
Hodgins provided me with that yesterday.
Hodgins sayesinde burayı dün anladım.
So... the Justice League finally provided scanners... to every government on Earth to root out... those filthy little aliens posing as real human beings.
Demek... Adalet birliği sonunda, insan kılığına girip Dünya'daki bütün hükümetlerin içine sızmış olan küçük uzaylı mahlukatları temizlemek için tarayıcılarını devreye soktu.
provided by Tommy's parents, hoping we'd be able to give them some closure.
Ve her defasında Tommy'nin ailesindeki DNA örnekleriyle acılarına bir son verebilme ümidiyle karşılaştırma yaptık.
The American Land Conservancy provided permanent public access and eliminated all future development...
Amerika Kaynak Koruma Teşkilatı umumi erişim sağladı ve tüm gelecek gelişimini elimine etti...
In case your husband has an accident at work. The policy would compensate for his salary and ensure your family was provided for.
Kocanızın işte bir kaza geçirmesi durumunda poliçe kocanızın maaşını tazmin edebilir ve ailenizin geçimini garanti altına alabilir.
And I provided her with funds and an active cover.
Ona para ve aktif bir gizli kimlik de sağladım.
This photo, provided by Mossad this morning, shows al Masri entering his compound.
Bu sabah MOSSAD kanalıyla bize gelen bu fotoğraf Al Masri'yi yerleşkesine girerken gösteriyor.
And this picture, provided by N.G.A., gives us a broader scope.
NGA'in gönderdiği bu fotoğrafın kapsamı daha geniş.
I'll do it, provided I can perform the ceremony in Klingon.
Ben yaparım. Tabii Klingonca kıymam şartı ile.
If you have no lawyer or cannot afford a lawyer, a lawyer will be provided for you now free of charge before any questioning.
Avukatın yoksa veya avukat tutmaya gücün yetmiyorsa ücretsiz olarak sorgulama öncesinde sana avukat sağlanacaktır.
September and I worked on the plan he provided in a unique way.
Eylül ve ben çalıştım planı üzerinde o sağlanan benzersiz bir şekilde.
The plasma cannon would have provided a more direct tactic.
Plazma topu daha kolay bir taktik sağlayabilirdi.
You see... ever since you vacated that cozy little... freezer unit we provided for you in Tibet...
Gördüğün gibi senin için Tibet'te ayarladığımız o terkedilmiş küçük konforlu buzluk ünitesindeyken...
I was worried you weren't being provided for.
Geçimini sağlayamadığını sanıp tasalanmıştım.
Cell phone footage provided by an observer shows Mayor Kane addressing the obstacles to his redevelopment plan.
İzleyicilerden birinin cep telefonu ile çektiği görüntülerde Başkan Kane projeye karşı çıkanlara hitap etti.
Cell phone footage provided by an observer shows Mayor Kane addressing the obstacles to his redevelopment plan and makes a surprising promise to the residents there.
İzleyicilerden birinin cep telefonu ile çektiği görüntülerde Başkan Kane projeye karşı çıkanlara hitap etti. Ayrıca sakinlere sürpriz bir söz verdi.
He made me wire money to an account in the Caymans before he provided me with a drop spot to pick up the paintings.
Resimleri alacağım yeri söylemeden önce Cayman adalarında bir hesap numarası verdi.
As a token of our gratitude for the information you've provided, I'll have you returned home in a marked police car.
Vermiş olduğun bilgilere bir teşekkür olarak seni, üzerinde polis yazan bir arabayla evine bıraktıracağım.
( Shouting questions at once ) Our forward bases will receive daily fuel shipments out of Kurkistan provided they don't get skittish, which we can't afford.
İleri üslerimiz Kürkistan'dan günlük yakıt nakliyatları almaya devam edecekler, gerginlik çıkmadığı sürece.
I know you don't believe in therapy, but I think your healthy sexuality is a result of a close-knit family that provided a safe environment.
Terapiye inanmadığını biliyorum ama bence sağlıklı cinselliğin, sana güvenli bir çevre sağlayan yakın bir ailenin sonucudur.
This sketch that was provided by the stewardess's description.
Bu çizim hostesin tarifiyle yapıldı.
I'd have to know I'm gonna be provided for.
Garanti altına alnmış olmak isterim.
They just provided the genetic material
Onlar sadece genetik materyali sağladılar.
I provided the weapon?
Silahı ben mi verdim?
We believe a sublimation device from this facility was provided to known fugitives.
Bu tesisten bir süblimleşme cihazının kaçaklara verildiğini düşünüyoruz.
"Provided they each arrive in an urn."
"Ölü küllerinin saklandığı kapta geldikleri müddetçe."
"Provided he arrives in an urn."
"Ölü küllerinin saklandığı bir kabın içindeyse."
Our soldiers are barely surviving upon the dried nuts provided.
Asker gelen yemişlerle ayakta kalıyor, komutanım.
They weren't good at hunting, just like I'm not good at jobs, but they would eat the food provided by the hunters and in exchange they would think up a lot of really cool stuff for the future and shit.
Avlanmakta iyi değildiler, tıpkı işlerde olmadıkları gibi. Fakat avcıların temin ettikleri yiyecekleri yerler. Ve karşılığında gelecek ve şu bu için çok harika fikirler düşünürler.
By the map of their universe that Green Lantern Jordan provided,
Yeşil Fener Jordan dan sağladığımız harita ile,
"In case of technical or human failure, the execution can be delayed as long as necessary, provided that it takes place on the day decided by the judge."
" teknik veya insani nedenlerden Ötürü, İdamın ertelenmesi Durumlarında idamın ertelenmesi kararını İlgili günde, ilgili yerin Hakimi verecektir.
Which I will gladly share with you... Provided you do one thing for me.
Ki bu sırları senle seve seve paylaşırım benim için bir şey yapman karşılığında.
We have already provided personnel records and photos.
Çalışanların listesini ve resimlerini vererek elimizden geleni yaptık zaten.
We're backing Ussing as the new Prime Minister, unless you make an interesting offer, and provided the kidnapping ends well.
Yeni Başbakan adayı olarak Ussing'i destekliyoruz. Sen daha ilginç bir teklif yapıp kaçırılma olayını da sonlandırırsan belki düşünürüz.
If you can't afford one, you will be provided with one.
İstersen devlet de avukat atayabilir.