Psh Çeviri Türkçe
66 parallel translation
There's no Area 51. - Psh...
Bölge falan da yok.
You know, Cartman, you may be stoked now but I bet you're gonna find that without Kyle around to rip on your life is empty, and hollow. Psh!
Cartman, şu an çok neşeli olabilirsin ama bahse girerim ki çevrende Kyle gibi dalga geçebileceğin birisi olmadan hayatın bomboş olacaktır.
Psh, how selfish!
Ne bencilce!
Oh, psh.
Boşver.
Psh, this place is filthy.
- Burası çok pis. - Belki de bir ipucudur.
Psh! I don't know, man.
Bilmiyorum, dostum.
Psh. You got all of that one, partner.
- Tek atışta işi bitirdin ortak.
You know, Halloween always reminded me of Terry, and, um, just... psh... killing zombies, so...
Cadılar bayramı bana hep Terry'i hatırlatır da zombileri gebertirim.
- Yeah, well, that was lame. - Psh.
Evet, o da aptalcaydı.
But what you do? This - - psh!
Amam sen ne yapıyorsun?
malory : Psh! Security deposit.
Depozito olarak ne verdin?
Psh, Adam blabbed, huh?
Adam söyledi, değil mi?
- Psh. Yeah, wow.
Evet.
One never knows with the Germans. Psh.
Hiç kimse Almanları anlayamaz.
Keep my shirt on through a dinner? Psh.
Yemek boyunca gömleğini çıkarmayacaksın...
Yeah. Psh.
Evet ama sus.
- Psh!
- Psh!
- Psh. - I'm so impressed.
- Çok etkilendim.
B.T. Dubs, not that I pay taxes, but if I did, psh, I would be pissed.
B.T. Dubs, kira ödediğim değil, Ama ona ödüyor olsaydım, bu beni sinirlendirirdi.
- Psh. - I'm gonna say that right now.
Bunu şimdi söyleyeceğim.
Psh! That's what I thought.
Üç kadın eskitmiş bir adam olarak mı?
Psh, lesson learned.
Buradan çıkan ders :
Prince? Psh.
- Prensmiş, aman.
Real? Psh!
Gerçek mi?
Psh. Call me when you get some glasses.
Gözlük takmaya başladığında tekrar gel.
Psh! Why?
Neden?
Javier's life on the street, psh.
Javier'in sokaklardaki hayatı...
Psh!
Psh!
Psh. Got anything else to say to this dude?
Bu herifle konuşacak başka bir şey var mı?
Seriously... whatever.
Psh.. ne biliyorsun?
I... hope you don't die before we get there, too. ( car pulls up outside ) Psh.
Ben... biz oraya yetişemeden öleceğini zannetmem.
- Psh. - You wanna go?
Gidiyor musun?
- Psh. - And now this Twilight [bleep]?
Şimdi de Twilight olayı...
Show a little more cleavage, and you're in next time, okay? - But we're twins. - Psh, yeah, right.
Çünkü bi dahakine gelirsin
Psh, psh, psh.
Bang, bang, bang.
Dude, if there was a horn blower on this team, psh, I'd know it.
Bu takımda nonoş olsa benim haberim olurdu.
It's not so bad if you don't mind hanging around the kids all day. Psh.
Etrafında sürekli çocukların olmasını dert etmeyeceksen, o kadar da kötü bir yer değil.
- Meow, wa-psh! - Shut up.
Kapa çeneni.
Psh. How does anybody find anything?
- Herkes her şeyi nasıl buluyorsa işte.
- Psh, then I was great. - [Chuckles]
O zaman harikaydım.
You're taking some kids who don't listen and practice with them. Psh,
Söz dinlemeyen birkaç çocukla çalışmalar bile yapıyorsun.
Psh, yeah,'cause physics is so interesting.
Evet, fizik de amma ilginç ya öyle!
- Let me see... psh
- Bakayım...
Psh...
Psh...
Psh, it's not!
- Değil.
- Psh, psh, psh... this is amazing.
Ben sadece- -
Oh, psh. Yeah.
Evet.
Psh.
Nefesin...
You?
Psh... sen?
The minister? Psh..
Bakan mı?
Well--psh, I'll get you a car.
Sana bir araba ayarlayacağım. Söz veriyorum.