Questioned Çeviri Türkçe
2,142 parallel translation
Not a single witness questioned.
Tek bir tanık bile sorgulanmamış.
Do you even know that you questioned The Great Gatsby?
The Great Gatsby'i eleştirdiğinin farkında mısın?
I was totally upset with him or anybody who questioned my integrity and who questioned my motives or my business dealings.
Kesinlikle Steve için çok üzgündüm ve de dürüstlüğümü sorgulayanlar için gerekçelerimi sorgulayan insanlar için ya da ticari ilişkilerimi.
Others accused by Badaoui and family haven't even been questioned.
Badaoui ve ailesi tarafından suçlanan diğerleri bile sorgulanmadı.
Okay, I think my manhood's just been questioned.
Tamam, sanırım erkekliğim sorgulanıyor.
I have questioned Trey very closely, and he's childish and immature, but he's not capable of stabbing a girl to death.
Trey'i çok dikkatle sorguladım,.. ... çocuksu ve toy biri,.. ... ama bir kızı bıçaklayarak öldürebilecek biri değil.
And that's why I have never questioned the love I feel for you.
Bu yüzden sana karşı olan sevgimi asla sorgulamadım.
Is he still being questioned?
Hâlâ sorgulanıyor mu?
- Where's my son? - He's being questioned.
- Oğlum nerede?
No, we already questioned him.
Hayır, onu zaten sorguladık. Söyleyecek bir şeyi yoktu.
We questioned him and he passed the polygraph.
Onu sorguladık ve poligrafı geçti.
And how much stuff do we have to go through this year before my friendship stops being questioned?
Bu yıl arkadaşlığımı sorgulamanız sona ermeden daha neler yaşamamız gerekiyor?
After Dr. Lightman questioned Ilene Clarke, he was in a car accident himself.
Dr. Lightman, Ilene Clarke'u sorguladıktan sonra kendisi de bir araba kazası geçirdi.
Even though you knew she'd had an affair, you never questioned that you were the father?
Bir ilişkisi olduğunu bildiğin halde ben nasıl babası olabilirim diye hiç sorgulamadın, değil mi?
I saw him cry today when I questioned him.
Bugün onu sorgularken ağladığını gördüm.
Do you have any idea how demoralising it is to be constantly questioned about whether you're suicidal or not?
İntihara meyilli olup olmadığımın sürekli sorgulanmasının ne denli moral bozucu olduğuyla ilgili bir fikriniz var mı?
We never questioned what happened at that party.
O geceki partide neler olduğunu hiç düşünmedik.
Guys, if we run away like babies, we'll definitely be questioned.
Kızlar, eğer bebekler gibi kaçarsak bizi kesinlikle sorguya çekerler.
It's the look of somebody who just had to pick up his daughter after she'd been questioned by the police.
Polis tarafından sorguya çekilen kızını alan birinin yüzü.
Marine counselors questioned her, but she insisted that her injuries were the result of boxing training at an off-base gym.
- Donanma görevlisi çavuşu sorgulamış ama yaralarının boks antrenmanı ve idmanlarda olduğu konusunda ısrar etmiş.
Metro questioned this guy and never got a confession.
Polis 27 saat boyunca sorgulamış ama itiraf ettirememiş.
We've detained and questioned a few of the people... that were involved in your little adventure... and there's quite a case building against you. - Wait, wait.
Şu ufak maceranıza adı karışmış birkaç kişiyi alıkoyup sorguladık ve size dava açılmasına neden olacak kadar şey çıktı ortaya.
The law says he can be questioned without his attorney present.
Kanun, avukatı olmadan da sorgulanabileceğini söylüyor.
Once Mr. Marwat has been thoroughly questioned, you can talk to him as much as you want.
Önce Bay Marwat detaylıca sorgulansın, daha sonra istediğiniz gibi onunla konuşabilirsiniz.
Have the Feds questioned him?
Federaller onu sorguladı mı?
Shh! Quiet, man, the prisoner is being questioned.
Sessiz ol, tutuklu sorgulanıyor.
The cops raided the hotel and questioned me.
Polis beni sorguya çekti.
Sir, when we questioned you about any enemies you might have, you didn't mention your mother-in-law.
Efendim, size düşmanlarınızı sorduğumuzda kayınvalidenizden bahsetmemiştiniz.
So when she was questioned About the poisoning of Paul Young...
Bu yüzden, Paul Young'ı zehirlemekle ilgili sorgulandığı zaman...
Guards at the Don Jail are being questioned for their involvement.
Don Hapishanesi gardiyanlarının soruşturması devam ediyor.
First, Dad is killed, and then Jason is questioned by the police.
İlk başta, babam öldü sonra da, Jason polis tarafından sorguya çekildi.
I came here to check on your son, not to be questioned.
Buraya oğlunu kontrol etmeye geldim, sorguya çekilmeye değil.
You listened and you questioned.
Dinledin ve sorguladın.
It was easier to get rid of the child to not be questioned again rather than to have a child and be looked upon at that time like another failure.
Çocuktan kurtulma fikri tekrar sorgulanmaktan bir çocuk sahibi olmaktan ve o zamanlarda başka bir başarısızlık olarak görülmekten daha kolaydı.
- Have you questioned her about it?
- Onu ne hakkında sorguladınız?
You do not have to say anything, but it may harm your defence if you do not mention when questioned something you later rely on in court.
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin ama sorulduğunda cevaplamadığın bir şey, daha sonra mahkeme sırasında savunmanı etkileyebilir.
I questioned him about a girl from Dijon.
Dijon'lu bir kızla ilgili onu sorgulamıştım.
He was questioned.
Adam sorgulanmıştı.
When Pramod Bhardwaj was questioned about this matter.
- Bu konu hakkında sorgulanırken bu görevine devam ediyordu.
This is what Manish Bhardwaj had to say... when the police questioned him about that night.
Bu o gece Manish'in polis soruşturmasında. söylediği şeylerin bir kaydı.
Notice how few remain loyal when your power is questioned.
Gücün sorgulandığında kaç kişinin sana bağlı kalacağına bak.
Yeah, and she's already been questioned.
- Evet ama çoktan sorgulandı o.
Because he questioned you?
Seni sorguladığı için mi?
So she was questioned, she saw some doctors, and eventually, she said she was being abused.
Sorular sorulmuş, doktora götürülmüş ve nihayetinde tacize uğradığını söylemiş.
When we questioned his co-workers we found out that he was working on a report about the toxicity levels from the runoff of one of Northern's mines.
Meslektaşlarını sorguladığımızda ise Northern madenlerinden birinin, zehir seviyesinin fazlalığı ile ilgili bir rapor üzerinde çalıştığını öğrendik.
I ain't never been questioned by the CBI.
daha önce hiç CBI tarafından sorgulanmamıştım.
A shocking interview with the most popular Prime Ministerial candidate, Mr. O. P. Ramsay... who walked out of the interview when questioned about his party's funds.
En Popüler Başkan Adayı Mr. O. P. Ramsay ile şok edici bir röportaj gerçekleştirdik. Bir çok parti para fonunu Nereden sağlıyor?
She questioned about the source of our funds!
Paramızın hesabını kimseye vermeyiz.
I have had my fill of being questioned by slaves.
Tüm dediklerim köleler tarafından sorgulanır olmuş.
Naevia and Diona to attest, if questioned.
Sorulursa Naevia ve Diona buna şahitlik yapar.
A lot of people questioned the validity of this indictment, but it was a law.
Birçok kişi suçlamanın geçerlilik süresini sorguladı...
question 535
questions 370
questioning 24
question mark 65
question is 362
question number one 20
question two 29
question one 39
question for you 31
questions 370
questioning 24
question mark 65
question is 362
question number one 20
question two 29
question one 39
question for you 31