Rangoon Çeviri Türkçe
111 parallel translation
She... caught the train to rangoon.
Ne oldu? Haber vermeden yok oldu.
If he was in rangoon or valparaiso, i'd find him, but in london it's like looking for a needle in a haystack.
Eğer Rangoon veya Valparaiso'da olsaydı, onu bulabilirdim, ama Londra'da aramak samanlıkta iğne aramak gibi.
Dorothy's from Rangoon.
Dorothy Rangun'dan gelmiş.
They came here stripped of everything, all the way from Rangoon.
Rangun'dan ta buraya neredeyse çıplak geldiler.
The doctor tells me that your sister comes from Rangoon.
Doktor kız kardeşinizin Rangun'dan geldiğini söylüyor. Siz de mi?
She hasn't spoken since the Japs bombed us in Rangoon.
Japonların Rangun'da bizi bombaladığından beri konuşamıyor.
If it hadn't been for her, none of us would have got here from Rangoon.
O olmasaydı Rangun'dan buraya kimse gelemezdi.
It was worked by the girls at the mission in Rangoon for Miss McNab.
Rangun'daki kızların misyondan bayan McNabb'a hediyesidir.
For my 45th birthday they made it, and all the way from Rangoon, through every inch of the way, I kept telling myself, "McNab, whatever else you may lose, you'll not be losing that tablecloth the girls gave you."
45inci yaş günüm için yaptılar ve Rangun - dan buraya kadar yolun her santiminde diyordum ki, "McNabb başka ne kaybedersen kaybet kızların sana verdiği masa örtüsünü kaybetme."
Let me see, if he's on the S, S, Rangoon... he must be halfway to Hong Kong by now.
Bakalım şimdi, eğer S.S. Rangoon'da ise şu ana kadar Hong Kong yolunu yarılamış olmalı.
Strike me, i s my old friend off the Rangoon.
İşe bakın, Rangoon'daki eski dostum.
- We traveled together on the Rangoon.
- Rangoon'da birlikte seyahat etmiştik.
I am the commanding officer of this camp which is Camp 16 along the great railroad which will soon connect Bangkok with Rangoon.
Bu kampın, yani yakında Bangkok'u Rangoon'a bağlayacak olan büyük tren yolundaki 16. kampın kumandanıyım.
Malaya Bangkok, Rangoon.
Malaya Bangkok, Rangoon.
The Japanese aim to open the Bangkok - Rangoon section by the middle of May. We'll try to prevent them.
Japonlar, Bangkok-Rangoon hattını Mayıs ortalarında açmayı istiyorlar.
Two, enemy intends to open railway with passage of special train Bangkok for Rangoon with troops and V.l.P.
İki, düşman Bangkok'dan Rangoon'a askeri birlikler ve önemli kişiler taşıyacak bir tren ile tren hattını açmayı planlıyor.
What happened was, they got me on the Rangoon railway.
Ne mi oldu, beni Rangoon demiryoluna gönderdiler.
It was a crashing disadvantage to me in the 1942 campaign in that I hadn't got a wireless set which would contact my air support in Rangoon, and, therefore, believe it or not, the only thing I could do was to tap in onto the railway telephone line, get the babu in the post office in Rangoon, and try and persuade him that it was vitally important for me to be put on to air force headquarters.
1942 seferinde benim için en vurucu dezavantaj Yangon'daki hava desteğimizle irtibatı sağlayacak kablosuz bir setimiz olmayışıydı ve bu sebeple, inanın ya da inanmayın yapabildiğim tek şey demiryolunun telefon hattına girmek Yangon'daki Babu isimli adama bağlanmak ve onu, hava kuvvetleri karargahımıza bağlanmanın hayati derecede önemli olduğuna ikna etmekti.
In five months, by May 1942, the Japanese chased the British up past Rangoon, through the Irrawaddy and Chindwin valleys, to the frontiers of India and out of Burma altogether.
Mayıs 1942'den itibaren beş ayda Japonlar, İngilizleri Yangon'un sonuna kadar Irrawaddy ve Chindwin vadileri içinden Hindistan sınırına ve Burma'nın dışına doğru takip ettiler.
Mandalay, Rangoon, and much bitter fighting.
Mandalay, Yangon ve çok daha sert bir mücadele.
In Rangoon...
Birmanya'da...
Graduate of the University of Rangoon... and assorted night classes... at the Knoxville, Tennessee, College of Faith Healing.
Rangun Üniversitesi ve diğer ilgili bölümler mezunu Knoxville, Tennessee, İnanç İyileştirme Koleji.
- Rangoon.
- Rangoon'da.
- Rangoon? - Daddy.
- Rangoon mu?
- Hands up! - Rangoon?
- Eller yukarı!
- John John, give me that.
- Rangoon mu? - John John, ver şunu bana.
- Which Rangoon?
- Hangi Rangoon?
Superstar Sally Miles arrived from Rangoon today and she was accompanied by Professor KrishnamamsaKesari.
# Süperstar Sally Miles bugün Rangoon'dan döndü... #... yanında Profesör Krishnamamsa Kesari vardı.
Even at the best of times, only official tour groups are allowed beyond Rangoon.
En iyi zamanlarda bile, sadece resmi turların Rangoon'un ötesine geçme izni var.
But at the moment it would be wiser to remain within Rangoon.
Ama bu günlerde Rangoon'da kalmak daha akıllıca olur.
But I'm concerned about getting you back to Rangoon by nightfall.
Ama gece olmadan Rangoon'a dönmek zor.
We were all his students at Rangoon University.
Rangoon Üniversitesi'nde onun öğrencileriydik.
I must take you back to Rangoon immediately!
Sizi derhâl Rangoon'a geri götürmeliyim!
You cannot go with her to Rangoon.
Rangoon'a gidemezsiniz.
There's been a massacre in Rangoon!
Rangoon'da katliam olmuş.
When you get to Rangoon, go straight to your embassy.
Rangoon'a ulaşınca doğruca konsolosluğa gidin.
They're on their way... to Rangoon...
Bambularını satmak için Rangoon'a gidiyorlarmış.
That night in Rangoon when she just faced the guns, she looked so serene, and all those people were watching.
Rangoon'da o gece silahlar karşısında çok sakin görünüyordu. Ve herkes onu izliyordu.
Air France Flight 48 arriving from Saigon, Phnom-Penh, Rangoon, New Delhi, Baghdad, Damascus, Istanbul and Vienna.
Fransız Havayollarının 48 uçuş numaralı Saygon, Phnom-Penh, Rangoon Yeni Delhi, Bağdat, Şam İstanbul ve Viyana uçağı.
My childhood was typical- - summers in Rangoon, luge lessons.
Çocukluğum çok sıkıcıydı.. Yazları Rangoon da, Kızak dersleri..
I'd like the Crab Rangoon chicken fingers the Jackpot Burger and the Tropical Banana Torte.
Yengeç bacağı tavuk Jackpotburger ve Tropikal Muz turtası istiyorum.
Primarily Singapore, Rangoon and Malayan.
Singapur, Rangun ve Malezya.
He followed the Irrawaddy River all the way to Rangoon.
Rangoon'a kadar Irrawaddy Nehri'ni takip etti.
I think i'II run down the route to Yangoon
Rangoon'a gitme emri aldım.
I was Consul-General in Rangoon at the time and Lloyd was sentenced to death for smuggling heroin.
O zamanlar Rangoon'da Başkonsolos'tum ve Lloyd eroin kaçırmaktan ölüm cezasına çarptırılmıştı.
Lloyd made that on death row in a Rangoon jail with nothing but flour, water and papier mache. Ha.
Lloyd bunu Rangoon'daki hapishanede ölümü beklerken un, su ve kartonpiyerden yaptı.
How's Rangoon?
Rangoon nasıl?
"Free crab Rangoon with purchase of happy family dinner at Wok'n'Roll."
Wok'n'Roll'da aile yemeği alanlara ücretsiz yengeç. Yaşasın!
They decided to send for Queen Victoria's troops from...
Kraliçe Victoria'dan Rangoon'la işbirliği yapıp...
Rangoon to deal with the rebelling sepoys.
Hintli askerleri dağıtmasını istediler.
And till Rangoon Regiment arrived... they would stall for time by ordering an enquiry.
Rangoon alayı gelinceye kadar... her şey beklemeye alındı.