Realtor Çeviri Türkçe
612 parallel translation
She's Bakersfield's number 1 realtor.
Bakersfield'in 1 numaralı emlakçısı.
I just was surprised that it's all happened so fast and you're over here, you know, with a realtor, and I just...
Ben şaşırdım her şeyin bu kadar hızlı gerçekleşmesine ve sen burada, emlakçı ile, ve ben....
Did it have a realtor's sign on it?
Üzerinde bir emlakçinin imzası var mıydı?
Aaron Hacker, Realtor.
Aaron Hacker, emlakçi.
A realtor is bringing a couple over this morning to look at the house. If they like it, they wanna move in
Emlakçı bugün bir çift getirecek beğenirlerse hemen taşınmak istiyorlar.
Forty-eight five. The realtor has the check, the tenants are moving in next week.
Howard, nasıl göründüğünün farkında mısın?
The realtor didn't tell us about that.
Emlakçı bize bundan söz etmemişti.
The sign said that you were the number one realtor in Northern California.
İlanda sizin Kuzey Kaliforniyadaki bir numaralı emlakçı olduğunuz yazıyordu.
Oh, Madeline, Frieda lost the number for Alan's realtor in Provo, Utah.
Madeline. Frieda, Alan'ın Provo, Utah'daki emlakçısının numarasını kaybetmiş.
And also check out a realtor in Provo. His name is Swarthout.
Ve Provo'da ki Swarthout isimli emlakçıyı da kontrol et.
- No, the realtor sent us.
- Hayır, emlakçı gönderdi.
A realtor contacted me with an unusually high offer. 225,000.
Bir emlakçı olağanüstü büyük para teklif etti bana... 225,000.
Realtor said we could get one of those home equity loans for improvements.
Emlakçı düzenlemeler için evi ipotek ettirebileceğimizi söyledi.
And now she's a Realtor.
O kız şimdi emlâkçı.
And the realtor says he's single.
Emlakçı bekar olduğunu söyledi.
- The realtor.
- Emlakçı.
I'm meeting a realtor today to sell my house.
Bugün evimi satmak için bir emlakçıyla buluşuyorum.
I'm just the realtor.
Ben sadece bir emlakçıyım.
The realtor said the boarded up windows were the kind of challenge she liked.
Yine de kepenkli pencereler biraz sorun yaratır.
All I'm saying is, you're a realtor.
Bütün söylediğim, sen Eflakçısın.
Can you please fax this application over to the realtor?
Bu başvuru formunu emlakçıya fakslayabilir misin?
- You're the realtor?
- Emlakçı siz misiniz?
- Date rape. He's a realtor.
Suçlu olduğunu kabul etmiş, hapis yatmamış.
Yes, I was the only realtor at the property.
Evet. Evdeki tek emlakçı bendim.
- A realtor?
- Bir emlakçı mı?
How'd the date go with the realtor?
Emlakçıyla işler nasıl gitti?
... Then, there's the inspector who begins to link the crimes and build a profile of the killer. He's helped by his own personality being very similar to the realtor's.
Buna paralel olarak, farklı cinayetleri birleştirerek katilin psikolojisi hakkında fikir edinmeye çalışan, bir komiserin hikayesi var ve bu arada adamın kişiliği, emlakçının kişiliğine çok benziyor.
This realtor goes, "Larry David used to live here."
Emlakçı "Larry David burada yaşıyordu" dedi.
Realtor keeps calling.
Emlakçı arayıp duruyor.
The realtor said we have to sign the lease by Monday.
Kontratı Pazartesi'ye kadar imzalamamız gerekiyormuş.
Well, if you're serious about it, I know a realtor Sam Jones, he'll hook you up
Eğer ciddiysen bir emlakçı tanıyorum, Sam Jones, sana yardım eder.
And he offered to find me a realtor
.. bana emlakçı bulmayı teklif etti.
- People from the realtor.
- Emlakçiden gelecekler.
I'm Dana Borkow. I'm the realtor.
Ben Dana Borkow. Emlakçıyım.
Ok. So, we'll give the realtor our usual story that we're wealthy dot-commers who don't have kids.
Pekala, emlakçıya klasik hikayeyi anlatalım.
Carlton Chase, age 39, well-to-do realtor, single... lived in the area all his life.
Carlton Chase, yaşı 39, varlıklı bekar bir emlakçı. Hayatı boyunca bu bölgede yaşamış.
Look, I have to meet with my realtor.
Emlakçımla buluşmalıyım.
- You want me to be a realtor?
- Emlakçı olmamı mı istiyorsun?
We got the realtor meeting'us at 1 : 30.
Saat 13 : 30'da emlakçıyla randevumuz var.
But the bigger news is after I left my realtor, I went past the falafel joint. It was for lease.
Emlakçıdan ayrıldıktan sonra bir falafel dükkanının önünden geçtim.
I'M A REALTOR NOW.
Artık emlakçıyım. Justin burada değil.
Besides, you should call that realtor and sue her for nondisclosure.
Ayrıca, evin kusurunu sakladığı için o emlakçıya dava açmalısınız.
I went to the realtor this morning and we got the house.
Bu sabah emlakçıya gittim, artık ev bizim.
According to the realtor, the soil needs a few tills, phosphorous lanes need reading, but it's real good land.
Emlakçıya göre toprak biraz bakım istiyor ama gerçekten de iyi bir arazi.
It's our realtor.
Emlakçımız.
House Hans Petersen was a realtor.
Ev Hans Petersen bir emlakçıydı.
She's gonna be a doctor or a realtor.
Ya bir doktor olacak, ya da bir emlakçı.
I'm Dana Borkow. I'm the realtor. Didn't you know?
O zaman merak ediyorum.
SHE'S A REALTOR.
Emlakçı.
Tell that to my realtor in Napa.
- Bunu Napa'daki emlakçıma söyle.
00, 00 : 37 : 09 : 00, "small and kind of run-down." 00, 00 : 37 : 13 : 13, A fixer with jetliner views, in the local realtor jargon, 13, 00 : 37 : 18 : 13, would still have rented for two or three thousand dollars per month in 1995,
Yerel emlakçıların jargonuyla jet uçağı görünümlü bir yer, 1995 yılında aylık iki ile üç bin dolara kiraya veriliyordu.