Recklessness Çeviri Türkçe
145 parallel translation
I am aware of the recklessness.
Bunun çılgınlık olduğunun farkındayım!
But you've got a reputation for recklessness that can't be glossed over. Then you're so secretive.
Ama üzeri örtülemeyecek kadar dikkatsiz olmak gibi bir ünün var Dahası çok da ketumsun.
The juror said homicide by recklessness. Sentenced to 7 years.
Ve 7 yıl boyunca sürgüne yollamış.
Oh, what recklessness.
Ne pervasızlık.
It may have been reckless, but I think occasional recklessness is part of human nature.
Belki biraz ihtiyatsızcaydı, ama sanırım, arada sırada ihtiyatsızca davranmak da insanın doğasında vardır.
As I said, this is a confused age, making a little recklessness practically indispensable.
Söylediğim gibi, bu karışık bir dönem ve küçük bir ihtiyatsızlık kaçınılmaz sonuçlar doğuruyor.
That you have come proves not only your recklessness, but your devotion.
Buraya gelmeniz pervasızlığınızı ispatlamakla beraber bağlılığınıza da delalet ediyor.
- Then all the more reason your recklessness is sure to rebound on you.
O halde daha da fena! Böylesi pervasızlığı sürdürürsen gün gelir muhakkak geri teper!
Endangering the lives of your men through recklessness... drunk on duty, wanton murder of one of your own men... and cowardice in the face of the enemy.
Adamlarının hayatını kayıtsızca tehlikeye atmak... görev başında sarhoş olmak, adamlarından birini kasten öldürmek... ve düşman karşısında korkup kaçmak.
At least you'll admit to your recklessness.
En azından pervasızlığınız yüzünden içeri atılacaksınız.
Things happened with sudden, wild, enchanted recklessness.
Olaylar ani, vahşi ve büyüleyici bir gözükaralıkla gelişirdi.
This recklessness was now absent in Camille, and thus in me.
Bu gözükaralık artık Camille'de kalmamıştı, dolaysıyla bende de.
That Yoh, something's driven him to such recklessness.
Şu Yoh'u bu derece pervasız hale sokan bir takım nedenler var.
We must first convince them that they have provoked us to recklessness.
Önce dikkatsiz olmamıza yol açtıklarına ikna etmeliyiz onları.
E the recklessness continued.
İhmalkarlık sürdü.
Our recklessness will spoil whale it
Çetenin şefi ve alevli halat ekibi gerçekten en zorlu olanlar damdan düşer gibi dalmak olmaz oraya eğer ölürsek intikam alamayız
Therefore, the day we tolerate this sort of mad recklessness is the day righteousness is lost!
O yüzden, böyle küstahlıklara müsamaha gösterdiğimiz gün, adaletin kaybolduğu gündür!
Josselin Beaumont, are you aware of the recklessness of your plan?
Josselin Beaumont planınızın pervasızlığının farkında mısınız?
There's a recklessness in the air.
- Havada bir umursamazlık var.
In the case of the Morton girl, you cannot prove that he crossed the line between criminal recklessness and unfortunate mistake.
Morton kızı durumunda, kanıtlayamazsın pervasızlık mı yoksa cezai ihmal Ve talihsiz hata.
Her eyes blazed with a hellish recklessness... and the lids narrowed with sensual encouragement.
Alev saçan göz bebeklerinde şeytani bir cesaret parıldıyor, yarı kapalı göz kapakları, şehvet ve umut uyandırıyordu.
However small your concern may be for your own well-being... you might want to consider that there are others... who might be endangered by your recklessness.
Kendi iyiliğini düşünmüyor olabilirsin ama bu pervasızlığın yüzünden başkalarını da tehlikeye atıyorsun, haberin olsun.
Never carry daring and recklessness in the same pocket.
Cesaretle çılgınlığı aynı kefeye koyma.
I admired the recklessness in her.
Dikkatsizliğini takdir ederdim.
I've never seen such recklessness!
Hiç böyle bir umursamazlık görmemiştim!
If you think that recklessness and disobedience... can get you expelled... think again.
Eğer serserilik ve itaatsizlik yaparak... buradan kurtulacağını sanıyorsan... bi daha düşün.
We enforce those marriages. There is a difference between recklessness and insanity.
Pek çok insan tutkularının yönlendirdiği korkunç evlilikler yapıyorlar, ama yine de onlara sözleşmeleri dayatabiliyoruz.
It protects you from the enemy and your own recklessness.
Seni düşmandan ve pervasızlığından koruyacak.
I'd heard about your recklessness but you are way out of line on this one.
Pervasız olduğunu duymuştum, ama bu sefer çizmeyi aştın.
You got to brew some recklessness into them.
Biraz kayıtsız olmaları sağlanmalı.
Yeah, but part of his recklessness is that he's constantly surprising me.
Evet ama kayıtsızlığı beni sürekli şaşırtmasını sağlıyor.
THESE SO-CALLED FREAKS ARE THE PRODUCT OF GENOMEX'S RECKLESSNESS.
Şu sözde ucubeler Genome X'in pervasızlığının ürünüdür.
Because of me, my recklessness, someone died that night.
Benim dikkatsizliğim yüzünden o gece başkası ölmüş.
To disapprove of my recklessness?
Umursamazlığımı onaylamamak için?
The attacks were carried out with dash and recklessness.
Saldırılar atılgan ama dikkatsiz bir şekilde yürütüldü.
Well, you know this male thing we have - recklessness.
Bu erkek işi ve bizim cesaretimiz var.
The recklessness of his youth... had taken its toll on his health.
Gençliğinde kendine dikkat etmemiş olmasının bedelini sağlığı ile ödüyordu.
Though I've come to expect this kind of recklessness from you.
Senden böyle cüretkarlık beklemezdim.
Now, obviously, this whole thing has now become much, much bigger than the simple case of whether the good lieutenant bites the dust because, as we have just seen, the recklessness displayed by these three witches has now become of epidemic proportions.
Şimdi, belli ki, bütün bu şey şimdi haline gelmiştir çok, ister iyi teğmen basit durumda çok daha büyük toz ısırıkları nedeniyle, olarak biz sadece gördük, dikkatsizlik görüntülenen bu üç cadı tarafından şimdi salgın boyutlarına haline gelmiştir.
So how much longer can we afford to tempt the gods of fate with the recklessness of the Charmed Ones?
Peki ne kadar uzun Charmed Ones dikkatsizlik ile biz kader tanrıları özendirmek gelemez?
I'm glad to see a little recklessness entering your spirit, Thomas.
Birazcık pervasız olmayı öğrenebildiğine sevindim Thomas.
"Single-minded to the point of recklessness."
"Umursamazlık derecesinde başına buyruk."
You have lost everything because of your recklessness
Kendi beceriksizliğin yüzünden her şeyini kaybettin.
If the Daedalus hadn't arrived at the 11th hour, this city and everyone in it would have been wiped out because of your recklessness.
Eğer Daedalus zor anımızda buraya gelemeseydi bu şehir ve içindeki herkes senin pervasızlığın yüzünden yok edilecekti.
You know, I find your recklessness so...
Risk almalıyız. - Senin pervasızlığını çok seks...
In other words, we demonstrated prudence, as opposed to recklessness, which would have stranded us.
Diğer bir deyişle, mantık yürüttük, pervasızca hareket etmedik, o zaman oraya sıkışır kalırdık.
I've seen so many talented artists disappear through recklessness and willfulness
Umursamazlık ve inatçılıktan ötürü bir sürü sanatçının yok oluşuna şahit oldum.
I have no intention of confusing miracles with recklessness.
Mucizeyle dikkatsizliği karıştırmak gibi bir niyetim yok.
Thesaurus recklessness
Eş anlamlılar
What recklessness!
Kesinlikle şaka ediyorsun.
I have no intention of confusing miracles with recklessness.
Bir şey olmaz.