English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ R ] / Regrettably

Regrettably Çeviri Türkçe

224 parallel translation
Regrettably there is no time for amenities.
Misafirperverlik için vaktimiz yok.
Regrettably, there is no time for that, Mr Egerman.
Malesef ona zaman yok, Bay Egerman.
Regrettably, the author wrote only his title in Latin, and did the story in English.
Üzülerek söylemeliyim ki, yazar sadece bu başlığı Latince yazdı, ve öyküyü ingilizce oluşturdu.
- Regrettably not.
- Maalesef hayır.
Regrettably, Mr. Botibol was not there to enjoy the money, but his wife and her second husband had a very good time with it.
Ne yazık ki, Bay Botibol paranın tadını çıkarmak için orada yoktu, fakat karısı ve ikinci kocası o parayla iyi zaman geçirdi.
The uncertainty forces us into it, regrettably.
- Ne yazık ki belirsizlik bizi zorluyor.
The prostrate form of mr. David ellington - scholar, seeker of truth, and regrettably, finder of truth - a man who will shortly arise from his exhaustion to confront a problem that has tormented mankind since the beginning of time - a man who knocked on a door seeking sanctuary
bu düşüş bay david ellington'a... bilgiyi, gerçeği ve maalesef gerçeğin hiçde göründüğü... gibi olmadığını gösterecekti yorgunluğun sonunda... kendine geldiğinde çok daha büyük bir şey ile yüzleşeceğini zaman ona gösterecekti.
I don't know Enghien, regrettably.
Maalesef Enghien'i bilmiyorum.
Regrettably, the sacrifice must be made for the future of our race.
İstemesek bile, insanlığın geleceği için kurban vermek gerekecek.
Yes, yes, regrettably.
Evet, ne yazık ki.
Regrettably it's all blocked by buildings.
Evet, doğru.
Regrettably, yes.
Maalesef, evet.
Regrettably, the space cruiser itself - was destroyed.
Uzay kruvazörü yok edildi.
We are, regrettably, in this together.
Yazık ki bu işte ikimiz de varız.
Regrettably, no.
Üzülerek hayır diyorum.
Regrettably.
Ne yazık ki.
As you are probably aware, the plans for the outlying regions of the Western Spiral arm of the Galaxy require a hyperspace express route to be built through your star system, and, regrettably, your planet is one of those scheduled for demolition.
Farkında olduğunuz üzere, Galaksinin Batı Sarmal'ının planları doğrultusunda sizin yıldız sisteminizden geçen bir üstuzay yoluna ihtiyaç var, malesef yıkılacak gezegenler arasında sizinki de var.
Regrettably, Jews have certain principles, like never lending money to the clergy.
Ne yazık ki, Yahudilerin ruhban sınıfına asla borç vermemek gibi bazı prensipleri vardır.
My resources are regrettably a bit strained at present.
Ne yazık ki, mali durumum bu aralar biraz sıkışık.
Regrettably.
Maalesef.
This, regrettably, is not always the case. In the old days young officers used to be treated more indulgently in this respect.
Eskiden genç subaylara bu konuda hoşgörülü yaklaşılırdı.
The defendant is a man ofbreeding... who, rather than setting an example... has regrettably attempted the corruption ofhis social inferior.
Sanık daha genç ve örnek olmaktansa kendi sosyal yaşamını bozmuştur.
Charming young man... penniless, regrettably.
Çok çekici bir genç adam... ne yazık ki meteliksiz.
Regrettably, because the Department was abolished, he switched to Strategic Studies. But the contrast is conspicuous.
000 gemimiz olmasına karşın standart organizasyon ve dizilim hızına sahip değiliz.
But regrettably... in both this language and his native Hausa... he never stops plotting and is a skillful liar.
Bildiğiniz gibi İngilizcesi de akıcıdır. Ne yazık ki İngilizce'de ve kendi dili Hausa'da da iş çevirmeden asla duramaz ve yetenekli bir yalancıdır.
A politician needs a wife - and other people, too, regrettably.
Bir politikacının eşe ihtiyacı vardır, ve malesef başkalarına da.
Regrettably, I am here on official business... but I hope that we can conclude that as quickly as possible.
Maalesef resmi bir iş için buradayım ama umarım bunu en çabuk şekilde halledebiliriz.
Now, regrettably, I must leave.
Şimdi, ne yazık ki gitmek zorundayım.
Regrettably, his name is no longer Murong, but Liu, after my family.
Maalesef, artık O'nun adı Murong değil, ailem olduktan sonra adı Liu oldu.
King Vegeta, who was so regrettably lost.
Kral Vegeta, o bizim için büyük bir kayıptı.
Regrettably.
Evet. Maalesef.
In our case, regrettably, we had to abandon those who couldn't transform.
Biz tilkiler, maalesef dönüşemeyenleri bırakmak zorunda kaldık.
Regrettably, not one of the family members was ever apprehended and for more than 10 years, nothing further was heard.
Ne yazık ki, aileden hiç kimse tutuklanmadı ve 10 yılı aşkın bir süre başka haber alınamadı.
Regrettably, yes.
- Ne yazık ki, evet.
- Regrettably?
- Neden yazık dedin?
The only reason he passed was that he offered me a bribe of $ 5,000,..... which I regrettably accepted.
Sınıfını geçmesinin tek sebebi bana 5.000 dolar, rüşvet teklif etmesi oldu.
Regrettably, the peaceful work and the hard-currency earnings of Severnaya have been set back by several years.
Ne yazık ki, huzurlu çalışma ortamı ve Severnaya'nın nakit para kazancı birkaç yıldır geriledi.
- Well, regrettably, but in fact...
- Şey, üzücü, ama aslında- -
Who is, regrettably, also your best fucking friend.
Kim tabii ki? Maalesef kahrolası en yakın arkadaşın.
Something that's still regrettably on my to-do list!
Ne yazık ki yapılacaklar listemde hâlâ bir şeyler var!
- Why? - Last time I helped you, I bloodied my fist and regrettably exposed my identity to associates of yours.
- Sana son kez yardım ettiğimde, elimi kana buladım ve de kimliğimi, seninle bağlantılı kişilere ifşa ettim.
Regrettably so.
Üzücü bir şekilde öyle
Not even unusual, regrettably.
- duyulmamış bir şey değil, değil mi? - Ne yazık ki sıradışı bile değil.
For reasons that will soon be regrettably clear, I'm going to tell you a secret.
Yakında sebebi anlaşılacak. Size bir sır vereceğim.
Love to, babe... but unlike you gods lounging about up here... I regrettably have a full-time gig... that you, by the way, so charitably bestowed on me, Zeus.
Çok isterdim ama burada zevk süren siz tanrıların aksine... bendenizin ilgilenmesi gereken, senin bana bahsettiğin bir işim var.
Yes, regrettably, it's true. Standards have fallen in adult entertainment.
Yetişkin eğlencelerinde, standartlar fazlasıyla düştü.
Regrettably, no.
Maalesef, hayır.
- Regrettably, our insertion vector was wrong and subsequent fluctuations...
- Üzülerek, yerleşme vektörümüz yanlıştı ve sonraki dalgalanmalar...
Regrettably, yes, yes.
Üzülerek de olsa, evet, evet, evet.
Regrettably.
yapacaktınız. Ne yazık ki.
- Regrettably no.
- Ne yazık ki hayır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]