Rejection Çeviri Türkçe
977 parallel translation
Well, I couldn't live on rejection slips.
Ret makbuzlarıyla yaşayamazdım.
Rejection slips from all over.
Her yerden red mektupları.
That's the reason for all those rejection slips.
Böyle yapmamın nedeni romanımın reddedilmesiydi. Artık değil.
- Her rejection is something...
- Bu reddedişin arkasında...
What I'm trying to say, Dr. Gifford, is that until the treatment Mrs. Cunningham... is now getting brings out the causes of her unconscious rejection and resolves them... we can't send her to Illinois or any state without the least chance of her getting well.
Şunu demek istiyorum Dr. Gifford. Bayan Cunningham'ın şu an aldığı tedavi bilinçaltından gelen reddedişinin sebeplerini ortaya çıkarıp çözüyor. İyileşme ihtimali olmadan onu Illinois'ye veya başka bir eyalete gönderemeyiz.
It might have lacked something in craftsmanship but it's a really powerful study of rejection. Oh, that it was.
Ustalık kokmuyor olabilirdi ama reddetme üzerine çok güçlü bir çalışmaydı.
The first ulcerations and signs of rejection of the graft tissue.
Yaralar kapanmaz ve reddedilen doku iltihaplanır.
- Oh, all that marvelous rejection.
- Ya, bütün o şahane kıvırtmalar.
In case you didn't recognize it, that was a rejection.
Belki fark etmemişsindir, bu bir reddetmeydi.
The Gallup Poll of last week indicated what appears to be a very universal rejection of your entire political philosophy.
Sayın Başkan, geçen haftadaki Gallup anketi gösterdi ki... tüm politik görüşlerinize karşı genel bir itiraz ortaya çıkıyor.
I'm not concerned about my stomach's rejection.
Midemin geri çevirmesi konusunda endişelenmiyorum.
The whole problem of these senile delinquents lies in their complete rejection of the values of contemporary society.
Bu bunak suçluların temel sorunu günümüz toplumunun değerlerini tamamen reddetmeleri.
You know something? She felt a rejection.
O reddedildiğini hissetti.
And, as New York's pre-eminent publisher, your kind but firm rejection might dissuade her from pursuing this fantasy.
Pekala. Teşekkürler, Doktor. Şimdilik bu kadar.
He was waked up... until 02h30 making transmissions it stops America and for there the rejection,
Gece yarısı 2 : 30'a kadar, Amerika ve diğer İngiliz topluluklarına durum hakkında haber geçiyordum.
They had suffered a feeling from rejection, e these showed many times feelings of pain and suffering through strange behaviors.
Terkedilmiş duygusu içindeydiler. Bu durum da ; yatağını ıslatma, yemek yememe gibi değişik davranış problemlerine sebebiyet veriyordu.
Carol couldn't face Jason's rejection.
Carol, Jason'un reddetmesini kaldıramadı.
Edvard Munch returns to Berlin, The Swedish Academy officially repudiates Munch's work, stating that the Academy allies itself with " the verdict of rejection
Edvard Munch, Berlin'e geri dönüyor İsveç Akademisi Munch'un çalışmalarını resmen reddediyor.
I'm building up a great collection of rejection slips.
"Reddedildi" pusulalarının harika bir kolleksiyonunu yapıyorum.
All of her plot outlines have me leaving her and coming back to you, because the audience won't buy a rejection of the happy American family.
Bütün göstergeler onu terk edip sana geri döneceğimi söylüyor, çünkü seyirciler mutlu bir Amerikan ailesinin bozulmasını istemez.
The rejection of all politics.
- Siyasetin her türlüsünü reddediyorum.
I support Commander Adama's rejection of Borallus.
Komutan Adama'nın, Borallus fikrini reddetmesini destekliyorum.
I support Commander Adama's rejection of Borallus.
Komutan Adama'nın Borallus'u reddini destekliyorum.
We're past the point of rejection.
Geri dönüş noktasını geçtik.
Full throttle. Max power. Past the point of rejection.
Tam gaz ver, maksimum güç, geri dönüş noktasını geç.
The unpardonable sin is the rejection of the Holy Spirit.
Bağışlanamaz günah, Kutsal Ruh'un reddedilmesi.
Jesus, I couldn't take that kind of rejection.
Çok üzülürüm.
And so that means that it risks, when it's within the womb, rejection by the mother's body, just as a transplant does.
Bu sebeple anne rahmindeyken yavrunun, bir organın reddedilmesi gibi annenin vücudu tarafından reddedilme riski mevcuttur.
It manufactures other biochemical substances which suppress production of the antibodies that cause the rejection of tissue, and so allows the developing young in the womb to remain there.
Ürettiği başka biyokimyasal maddeler doku reddine sebep olan antikorların üretilmesini engelleyerek büyüyen yavrunun rahimde kalmasına imkan tanır.
Cattle calls, the humiliation, the rejection...
Toplu seçmeler, aşağılanma, reddedilme...
The book will be finished Dr. Reed... with a new preface recounting the clubs provincial rejection of Occult art.
O kitap, derneğinizin karanlık sanata yönelik dar kafalı reddini anlatan yeni bir önsözle bitirilecek Dr. Reed.
Sometimes a man and a woman are so afraid of rejection that neither will take the first step of admitting their true feelings.
Bazen kadın ve erkek reddedilmekten o kadar çok korkarlar ki hiç biri de asıl duygularını ifade etmek için ilk adımı atmaya cesaret edemez.
Rejection's a hobby now.
Reddedilmek yeni hobim oldu.
- And ease into the rejection gently.
- Kibar bir şekilde geri çevir.
Hey, a rejection from a completely new publisher.
Hey, tamamen yeni bir yayın kuruluşundan reddedilmişim.
I don't take rejection well.
Reddedilmeyi kabullenemiyorum.
Marty, one rejection isn't the end of the world.
Marty, bir kez reddedilmek dünyanın sonu değil ki.
I mean, I just don't think I can take that kind of rejection.
Bu şekilde geri çevrilmeyi kabullenemem.
I don't know if I could take that kind of a rejection.
Bu şekilde reddedilmeyi kabullenemem.
i'm afraid of rejection.
Dışlanmak beni ürkütüyor.
You know how you take every single rejection as a confirmation that you have no talent or something.
Sen de biliyorsun ki, yaşadığın her geri çevrilmeyi yeteneğin olmadığına dair bir kanıt olarak algıIıyorsun.
I can't handle another rejection.
Bir kere daha geri çevrilmeye tahammülüm kalmadı.
Only rejection is.
Sadece inkar hata olur.
- Yes. - Surrounded by trees and nature, one feels a glorious stirring of the senses... a rejection of poisonous inhibition... and a fecund motion of the soul.
- Doğaananın ve ağaçların arasında yaşayan biri, duygularının harikulade coşkusunu ve kıpır kıpır oynaşan ruhunu hissederek, zehirli bir tutsaklığı reddeder.
When we present Bill with the improved Bontecou offer, and if he still refuses to let us consider it, once more makes an adamant or emotional rejection, we will have no choice but to...
Bontecou'nun yeni teklifini Bill'e sunduğumuzda ve bunu tekrar düşünmemiz için reddettiğinde, bir kere daha kararlı veya duygusal bir reddetme olursa başka bir seçeneğimiz olmayacak.
Now, what we're trying to do here is to, uh... to gather our thoughts in light of Bill's rejection of Bontecou's offer... and to make an appropriate presentation to him... as to how we think the company might proceed.
Şimdi, burada yapmaya çalıştığımız şey Bill'in Bontecou'nun teklifini reddetmesi ışığında düşüncelerimizi bir araya getirmek ve ona uygun bir şekilde bu şirketin ilerleyebilmesi için nasıl düşündüğümüzü açıklamak.
Resignation accepted. Moreover, I propose a motion to reconfirm William Parrish... as chairman of the board of Parrish Communications, as well as a rejection of the merger with Bontecou International.
Ayrıca, William Parrish'in yeniden Parrish İletişim'in... yönetim kurulu başkanı olması ve aynı zamanda Bontecou International ile birleşilmesinin de reddedilmesi için bir öneri sunuyorum.
Our need was too great to risk rejection.
İhtiyacımız, reddedilme riskini göze alamayacak kadar büyüktü.
Despite my rejection of most Judeo-Christian ethics... I am, within the framework of the baseball season, monogamous.
Belki bütün Yahudi ya da Hıristiyan ahlakını reddediyor olabilirim ama ben beyzbol sezonu boyunca tek eşli olurum.
They can take back to their people nothing but Lord Antony's forgive me, insulting and unnecessary divorce of her and his rejection of them. Why?
Neden?
Also, I dont think the city will appreciate a rejection like this.
Ayr? ca, ben? ehir olacak sanm?