Repeat it Çeviri Türkçe
961 parallel translation
We shall be quite ready to repeat it in her presence, but... we want to do as little harm as possible... oh.
Onun önünde bunu tekrarlamaya hazırız ama mümkün olan en az zararı vermek istiyoruz.
Although its nobody ´ ss affair but mine, I might tell you if you promise not to repeat it.
Bu konu benim dışımda hiç kimseyi ilgilendirmemekle beraber başkasına anlatmayacağınıza söz verirseniz size anlatabilirim.
Of course I wont repeat it.
Elbette anlatmam. Buraya salt kendi merakımdan geldim.
- I will repeat it.
- Tekrar ediyorum.
I told you how charming and how lovely you were and I'd still repeat it, but I didn't do anything.
Ne kadar zarif ve sevimli olduğunuzu söylemiştim gene de söylerim ama bir şey yapmadım.
Will you repeat it, please?
Tekrar eder misiniz lütfen?
- Do you want me to repeat it?
- Tekrar etmemi mi istiyorsun?
I didn't repeat it.
- Sana söylemedim.
Would you repeat it?
Tekrar eder misin?
I was sure it would not pass. I'll tell it to you, Mascha, and you repeat it to him.
Ama sansürü geçmeyeceğinden eminim o yüzden... sana söylüyorum, Mascha, sen bunu ona tekrar et.
I shall repeat it.
Tekrar edeyim.
- Look, baby... I won't be around long enough to repeat it.
- Bak bebeğim... zaten bunu söyleyecek kadar burada kalmayacağım.
If she hadn't taken Johnny's letter and I had it would I have asked you to repeat it and not read it myself?
Johnny'nin mektubunu o almamış olsa bende olsa, kendim okuyacağıma senden bana söylemeni ister miydim?
I want to repeat it twice a week for two weeks.
Haftada iki kez tekrarlayın. İki hafta boyunca.
Repeat it for another two weeks.
İki hafta daha devam edelim.
Then kindly attend to my ruling and do not let me have further cause to repeat it.
O zaman kibarca kurallarıma uyun ve bunu tekrarlamak zorunda bırakmayın.
Repeat it.
Tekrarlayın.
I'll repeat it for you, Mrs. Stevenson, once more.
Sizin için bir kez daha tekrar edeyim, Bayan Stevenson.
Have the man that made that statement repeat it to my face.
O açıklamayı yapan adam yüzüme söylesin.
I'll be glad to repeat it.
Bunu tekrar etmek çok hoşuma gider.
- you need not repeat it.
- Tekrarlamanıza gerek yok.
- I wouldn't care to repeat it.
- Tekrarlamak istemiyorum.
- Repeat it
- Bir daha söyle.
I had him repeat it back to me.
- Evet. Bana geri dönmesini söyledim.
And I've given it to him. I'll repeat it for you.
Ona bilgi verdim ve size de aktaracağım.
Why repeat it? .
Niye tekrar edeyim ki?
That doesn't mean you have to repeat it!
Tekrarla anlamına gelmiyor!
- Would you repeat it in court?
- Mahkemede de söyler misiniz? - Neden olmasın?
You're going to repeat it?
Tekrar mı söyleyeceksin?
So I couldn't very well ask him to repeat it.
O yüzden de tekrar söylemesini isteyemedim.
Why repeat it?
Tekrarlıyayım mı?
- Lf I may say so, it's a fact, and I repeat it's a fact : Brakes are made to stop.
Yani genelde frenler arabayı durdurmaya yarar.
All right, I'll repeat it.
Pekala, yineleyeceğim.
We don't have to repeat it.
Tekrarlamamıza gerek yok.
Is that a classified opinion or am I at liberty to repeat it?
Bu gizli bir bilgi mi, yoksa korkmadan tekrarlayabilir miyim?
Repeat it back to me.
Şimdi tekrar et.
We don't want to repeat it, do we?
Tekrarlamaslnl istemeyiz, degil mi?
Would you repeat it for me, Raymond?
Benim için tekrar eder misin, Raymond?
- No mistakes. Repeat it.
Tekrar et de yanlış anlaşılma olmasın.
Place it on her third finger and repeat after me :
Onu yüzük parmağına tak ve benden sonra tekrar et :
I repeat, tell them it concerns your affair.
Tekrar söylüyorum, onlara seni ilgilendirdiğini söyle.
It's useless to repeat : "Had I said... Had I done..."
"Keşke olmasaydı, keşke demeseydim" diye sürekli tekrarlamanın faydası yok.
I repeat, it's your duty to carefully examine all the evidence that's been given and to determine whether the charge against the accused has been proven.
Tekrar ediyorum. Göreviniz, sunulan tüm kanıtları dikkatle incelemek..... ve sanığın suçunun sabit olup olmadığını belirlemek.
Repeat--it is urgent...
Tekrarlıyorum, acil durum söz konusu.
It can't. It can only repeat the information that has been fed into it by the human element.
Tek yapabildiği insan unsurunun ona yüklediği bilgileri tekrar etmektir.
It's not necessary to repeat the order, Quartermaster.
Emri tekrar etmeme gerek yok serdümen
When the old find it necessary to repeat, that one day, with black hair, the city of Trento will say goodbye to you.
"Ne zaman?" diye tekrarladı, eskilerin yasını tutarak,.. ... bu kötü kehanet bir elveda diyecekti Trento'ya.
I repeat it.
Yine söylüyorum.
I repeat to you that it is a sacrament.
Sana evliliğin kutsal olduğunu tekrar söylüyorum.
He told me that it was no use to repeat my story because no one would believe me.
Bana bu masalı tekrar etmemin bir işe yaramayacağını söyledi. Çünkü hiçkimse bana inanmıyordu.
I look at It as hard as my grandmother looks at her magic ball, and I repeat :
Büyükannemin sihirli küresine baktığı gibi bakıp tekrar ettim :
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's okay 22028
it's ok 4874
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
itch 25
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
it's not 5855
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287