English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ R ] / Resting

Resting Çeviri Türkçe

2,176 parallel translation
I'm resting.
Dinleniyorum.
If you need to hide first, I'd say you were in big trouble. But if resting was on your mind, I'd say your situation wasn't as dire.
Önce saklanmanız gerekiyorsa, başınız büyük bir belada derdim ama aklınızdan dinlenmek geçiyorsa, durum o kadar da vahim değil derim.
And here'm resting.
ve ben burda dinleniyorum.
Lou's resting.
Lou şu anda dinleniyor.
That which can alter the resting state or movement of a body, or distort it.
Eylemsiz ya da hareket halindeki bir bedenin durumunu değiştiren ya da bozan şeydir.
You're resting from healthy life.
Sağlıklı bir biçimde dinleniyorsun.
They were tested resting, seated, and most of them got bored.
Dayanırken ve otururken test edildiler ve çoğu sıkıldı.
This is no time to be resting on your laurels. Or to be getting yourself inebriated.
Bir iki iş yaptın diye, kendini alkole vuracak ya da yan gelip yatacak kadar, zengin olmadın.
She looks like she's resting.
Sanırım dinleniyor.
She is relieved, and she is resting really well.
Şu anda çok rahat ve iyi bir şekilde dinleniyor.
Only one who is capable the sword and the book together in line with the forces of nature will be able to release it from its resting place here in Camelot.
Ancak kılıca ve kitaba hükmedecek biri doğanın güçlerinin de yardımıyla bunu buradan, Camelot'taki ebedi istirahat yerinden çıkarabilir.
Resting.
Dinleniyor.
She's resting.
Dinleniyor.
Now the whole weight of the boat seems to be resting on top of it.
Teknenin tüm ağırlığı üzerinde duruyor gibi.
On Sundays people are resting.
Pazarları insanlar dinlenir
- Resting and me.
- Bi de ben.
The only thing worse is resting in your arms.
Tek yapabildiğin şey bu. Kirli ellerinle ateş etmek mi?
For those who found their last resting on the slopes of Nanga Parbat.
Nanga Parbat'ın yamaçlarında ebediyete karışanlara.
Finding a final resting place gets more difficult all the time.
Son istirahatgâhlarını bulmak her seferinde giderek zorlaşıyor.
She is frightened, but she is resting.
Korkmuş ama şimdi dinleniyor.
No. No, no, no, no. I'm just resting.
Hayır, hayır, hayır, sadece dinleniyorum.
I'm just resting.
Dinleniyorum. Sadece dinleniyordum.
- I was just resting.
Canını yaktım mı?
- Just resting.
- Sadece dinleniyorum.
Leung is all right. He's resting inside.
Leung iyi, şimdi dinleniyor.
His resting heart rate is 42 beats a minute, lf Marcus comes home to the house and he claims he was atwork all day, if that resting heart beat is 58 beats a minute, he's been cheating.
Kalbi dinlenirken dakikada 42 atıyor Marcus eve gelip, tüm gün işteydim derse kalbi 58 atışa çıkarsa, aldatıyordur
Welcome to your final resting place, the circle of traitors.
Hainler çemberine son istirahat mekânına hoşgeldin.
You could not hit a man at 300 yards if your gun was resting on Gibraltar.
İstediğin kadar nişan al, 300 metreden bir adamı vuramazsın.
It's the final resting place for our people.
- Ne? - İnsanlarımızın ebedi istirahat yeridir.
That she's resting somewhere...
Dinlenmek istedi..
She knows we're here. She's probably just resting.
Burada olduğumuzu biliyor, dinleniyordur.
You should be resting.
Dinleniyor olman gerekirdi.
It's all done, my mother-in-law's resting now.
Bitti, kayınvalidem dinleniyor.
What is it like, having the life of another resting in your hands?
Başka birinin canının ellerinde atması nasıl bir his?
Your father is resting right now.
Babanız şu an istirahat ediyor.
He's resting.
Dinleniyor.
Did you know that your resting pulse tends to synchronize with your watch?
Harika. Nabzınızın saatiniz ile birlikte attığını biliyor muydunuz?
Is--is she resting?
Hala yatıyor mu?
Why should I let you butcher my throat, when just resting my voice for a week... and chugging down herbal tea will do the same job?
Sesimi bir hafta dinlendirmek ve bitkisel çaylar içmek de aynı işi yapacaksa, neden boğazımı doğramanıza izin vereyim ki?
I'm just resting my leg.
Bacağımı dinlendiriyorum. Hepsi bu.
- Is Charlotte's resting?
Charlotte dinleniyor mu?
I thought you should be home resting up.
Evde dinleniyor olman gerekirdi.
Or when this garden it is torn up to reveal the last resting place of Olga Seminoff?
Veya bu bahçe altüst edilip, Olga Seminoff'un mezarını bulduğumuzda.
Your sister's resting in heaven.
Kardeşinin mekanı cennet.
She is up at the house, resting.
Evin üst katında, dinleniyor.
I was just resting my eyes.
Sadece gözlerimi dinlendiriyordum.
We'd be resting at Blessing right now.
Dualara gömülür kalırdık.
That's what I think they're doing... resting.
Onların yaptığını düşünüyorum da, dinlenmek bence.
I will meet you tomorrow at midnight at your father's final resting place.
Yarın gece yarısı seninle babanın mezarında buluşalım.
- No, Rebecca, why aren't you in bed resting?
- Hayır, Rebecca, neden yatakta değisin? - Sana söylemiştim.
My resting heart rate exceeds their criteria.
İstirahat halindeki kalp atışlarım tam sınırda çıktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]