Ride it Çeviri Türkçe
3,098 parallel translation
Well, Trafalgar Square, ride it out out all week, crazy week, Locos Snot, boogers moles, gophers Abercrombie.
Trafalgar Meydanı, açık alan her hafta, haftanın beş günü, deliye her gün bayram deli gömleği, kazak, soğuk, kombi.
If we make it there in time we can ride it under the hurricane all the way back to Palau.
Evet. Eğer oraya zamanında ulaşabilirsek onunla fırtınanın dibinden Palau'ya kadar gidebiliriz.
And I can ride it.
Ayrıca sürebiliyorum.
Train me to ride it. Did you hear what I said?
- Söylediklerimi duymadın mı?
It's best to ride it out.
Sen bitirinceye kadar bekleyeceğim.
Hold on. Hold on. Ride it out.
Bekle biraz, üstesinden gelirsin.
Find your spirit animal and ride it till its dick falls off.
Ruhsal hayvanını bul ve taşakları düşene kadar ona bin.
Dude, I-I had no idea you were trying to have the quad ride you... instead of you ride it.
Dostum, senin yerine aracın sana bineceğini bilmiyordum.
Crum will go up, stall, ride it all the way down to a back flop, getting smushed.
Crum çıkacak, oyalanacak, ters takla atıp suya çakılacak.
I'll be about four blocks away. Ride it into the truck.
Ben de dört blok ötede kamyonetin içinde bekliyor olacağım.
Do you like to ride it'?
Ona binmeyi sever misin'?
Our best bet is to stay here and just try to ride it out.
En iyi yol burada kalmak ve üstesinden gelmeye çalışmak.
Once you pick him up, he remembers and thinks it's his right to demand a ride any time.
Daha önce arabasına almıştı, onu hatırladı şimdide onla beraber herzaman yolculuk talebinin, hakkı olduğunu düşünüyor.
And I have it on good authority that he even hitched a ride on an ore ship from Port Hedland to Saganoseki, Japan.
Şunu da söylemeliyim maden yük gemilerine otostop çekip Poet Hedland dan Japan'ın Saganoseki kentine yol adlı.
It's all arranged, then, relax and enjoy the ride.
Her şey ayarlandı. Şimdi dinlenin ve uçuşun keyfini çıkarın.
You can't afford to wait around until spring, so it's nice enough to take a bike ride.
Sırf bisiklete binmeleri kolay olsun diye bahara kadar beklemeyi göze alamayız.
I say we let it ride.
Ben bahse girelim diyorum.
Let it ride!
Hadi bakalım!
The king is letting it ride.
Kral bahse giriyor.
It's going to be a long ride!
Yolculuk uzun olacak!
Go and ride him, Teresa, it's your birthday!
Git ve üzerine otur, bu senin doğum günün!
- Listen, mate, it's not our fault you can't ride your bike.
Bisikletini sürememen bizim hatamız değil ortak.
One ride, but that's it.
Sadece bir defa!
This means a ride cross town... does not happen unless we make a day of it, with cookies and milk.
Şehrin öbür ucuna gitmek tüm günümüzü kurabiyeler ve sütle harcamazsak mümkün görünmüyor.
It's our ride home, Yardley.
Yardley, o bizim eve dönüş aracımız.
"'Cause we gonna let it ride like it's a blast... "
# Çünkü patlayıp gitmesine izin vereceğiz... #
What's it like to ride him?
Ona binmek kimbilir nasıldır?
But what's it like to ride him?
Ona binmek kimbilir nasıldır?
Look, it looks like rain, I can offer you a ride?
Baksana, yağmur yağıcak, İstersen götürebilirim?
But it is not so strange for you have gone free ride your dad a lifetime.
Ama senin icin bu kadar tuhaf degil... ömür boyunca babana bedava binip gitmek.
It's been a ride, man. I've enjoyed it.
Güzel bir gezinti oldu adamım, hoşuma gitti.
- It's been a great ride.
- Çok güzeldi.
I think those veneers just make it a smoother ride for me.
Dişindeki o kaplamalar daha yumuşak hissettirdi.
Where ever you came from, it's a long ride.
Nereden gelirsen gel, uzun yoldur.
It's a nice ride.
Güzel bir yolculuk olacak.
It's called'Morning-town Ride'.
Morningtown Ride
Taking home the 10 bucks - you won it, bud... it's Noelene, with'Morningtown Ride'.
ve 10 doları kapan... Morningtown Ride parçası ile Noelene.
You take that other sheriff there, and you get in your vehicle and you ride on outta here. 'Till I tell you It's okay to come back.
Diğer şerifi de al, aracınıza binin ve ben size geri dönebilirsiniz diyene kadar buradan uzaklaşın.
- Let it ride for a few hours.
- Dur bakalım, bir iki saat ses çıkarma.
Also, the ride home from the record store, maybe not mention it, okay?
Ayrıca, kayıt dükkanından eve bırakma olayından, bahsetmek yok, tamam mı?
It's not really a team. It's just a bunch of guys that get together and ride.
Gerçek bir takım değil bisiklete binmek için bir araya gelmiş bir grup insan.
- Was it a long bike ride?
- Bisiklet yolculuğun uzun muydu?
It's a quick ride and it's beautiful. Come on.
Çabucak çıkarız, manzara çok güzel.
- John, it's just a ride home.
- John, sadece eve bırakacağım.
Fingers crossed for him. He can ride out of this thing in eternal glory in Nitro. It's, uh
O yüzden bu işi başarıp Nitro'yu ebedi zafere taşımasını umuyoruz.
Well, kinda. I tell you, if he hits it hard, you're going for a ride.
Öyle denebilir ve inanın bana, fazla yüklenirse uçarsınız.
It's only a Gallardo, but, uh, she's a pretty sweet ride if you want to give it a whirl.
Gallardo ama denemek isterseniz çok iyidir.
It's against the law for niggers to ride horses in this territory.
Burada zencilerin ata binmesi yasaktır.
It's never an easy ride.
Kolay bir durum değil.
It's only worth doing if you ride as a couple, no?
Bundan kaçınmak ancak iki kişinin de istemesiyle olur, öyle değil mi?
It was a great ride.
Yolculuk güzeldi.
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's cold 680
it is good 116
it's warm 139
it's over 4654
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's ok 4874
it's okay 22028
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's all right 8832
it's not 5855
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287
itch 25
itself 24
it's about damn time 34
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it's me again 322
it's only fair 72
it's a girl 287