Satellites Çeviri Türkçe
997 parallel translation
Building rocket satellites is big stuff.
Bakın General, uydu roketi imalatı büyük iş.
There, swinging in endless orbits around our planet will be 12 tiny man-made satellites, or moons.
Gezegenimizin çevresindeki sonsuz yörüngelerde dönen 12 tane insan yapımı uydu veya ay olacak.
At the present time, we have launched 10 artificial satellites or birds, as we call them. We...
Şu anda 10 yapay uydu yollamış bulunmaktayız ya da bizim tabirimizle, kuş.
Russ, what were you driving at back there about something shooting down one of the satellites?
Russ, bir şeyin uydulardan birini vurduğunu söylerken ne kastediyordun?
You know, everyone's seeing satellites these days.
Biliyorsun, bu günlerde herkes uçan daire görüyor.
She's seeing satellites and giants.
Uçan daireler ve devler görüyor.
Electronics, rockets, earth satellites, supersonic flight, and now this.
Elektronik, roketler, uydular, ses üstü uçuş ve şimdi de bu.
After 8 years of preparations, Ikaria ceases to be one of Earth's satellites.
8 yılın ardından İkaria, sistemdeki gezegenlerden birinin uydusuna ulaştı.
Let the Russians claim bigger satellites. Now, if they are the first to... discover the mating habits of sea horses... must we then race them to discover the inner structure of a grasshopper's brain?
Bırak Ruslar daha büyük uyduları olduğunu iddia etsinler, yani ilk onlar deniz atlarının çiftleşme yöntemini buldu diye biz de bir çekirgenin beyninin nasıl işlediğini bulmak zorunda mıyız?
They could have fired missiles already... and put them up in the orbit of known satellites... where we couldn't detect them.
Belki de füzelerini çoktan ateşlemiş... ve önemsemeyeceğimiz bilindik uyduların... yörüngelerine oturtmuşlardır.
Satellites could be used to mask missiles.
Uydular füzeleri saklamak için kullanılabilir.
Can't a planet attract satellites to itself, Doctor?
Doktor, bir gezegen kendine yapay uydu yapamaz, değil mi?
You see they have these empty toothpaste tubes and satellites.
Boş diş macunu tüpleri ve uydular var.
Empty toothpaste tubes and satellites?
Boş diş macunu tüpleri ve uydular mı?
A string of satellites around the planet with burning trimagnesite and trevium.
Gezegenin etrafında tri-magnesite ve trevyum enerjisiyle dönen uydular.
If this works, the satellites we orbit will produce light of such intensity that even someone in a closed, darkened area will be affected by it.
Bu işe yararsa, yörüngemizdeki uydular, öyle yoğun bir ışık yaratacak ki, kapalı ve karanlıkta kalmış bir yerdeki birisi bile bundan etkilenecek.
Two hundred and ten ultraviolet satellites now in position, 72 miles altitude, permanent orbit about the planet.
210 ultraviyole uydu konumlarını aldı. İrtifa 115 km., Gezegen etrafında kalıcı yörünge.
Energize all satellites.
Tüm uydulara enerji yükleyin.
All satellites operative, captain.
- Tüm uydular faal durumda, Kaptan.
I was inspecting magnetic communication satellites.
Manyetik iletişim uydularını tetkik ediyordum.
Two weeks ago a million dollars in gold bullion intended for the underground in one of the anti-Western satellites was intercepted by that government's military police. Preparations are now being made to ship the gold behind the Iron Curtain.
İki hafta önce batı karşıtları için, direnişçi bir örgütün milyon dolar değerindeki külçe altınına hükümetlerinin jandarması aracılığıyla el konuldu ve hemen, Demir Perde arkasına altını götürmek için hazırlıklara başlanıldı.
The computer center contains over one hundred thousand remote censors and communication devices which monitor all electronic transmissions such as microwaves, laser radio and television communications data communications from satellites in orbit all over the world.
Bilgisayar merkezine yüzbinin üzerinde uzak sensör ve iletişim aygıtı bağlıdır ki bu aygıtlar elektronik yayılımları algılamaktadır. Örnek verecek olursak mikrodalgalar lazer, radyo ve televizyon sinyalleri, dünya yörüngesindeki uydulardan gelen veri iletim sinyalleri.
Dr. Forbin, we had a power failure in one of the infra-red satellites.
Doktor Forbin, kızılötesi uyduların birinde elektrik problemi vardı.
We had a power failure in one of the infra-red satellites about an hour and a half ago but Colossus switched immediately to the backup system and didn't loose any data.
1,5 saat önce kızılötesi uyduların birinde elektrik problemi vardı ama Colossus derhal yedek sisteme geçip veri kaybı yaşamamızı engelledi.
And one of its satellites, a green and insignificant planet, now is dead.
Onun uydularından biri, bir yeşil ve önemsiz gezegen artık yok.
They have satellites for this sort of thing.
Böyle şeyler için uyduları var.
All satellites are controlled by a coded tape.
Tüm uyduları şifreli bir bant kontrol ediyor.
No, secret agent spy scope, man... that pulls in the moon, stars, the planets... and the satellites and little bitty space men.
Hayır, dostum, gizli ajan casus aleti... yani ayı, yıldızları, planetleri... uyduları ve ecüş bücüş uzaylıları bize getiren alet.
Our planet now has two satellites, one natural and one artificial.
Gezegenimizin artık bir doğal ve bir de yapay olmak üzere iki uydusu var.
We already know that satellites with infrared heat sensors can detect a nuclear missile in flight by its tail fire.
Kızılötesi ısı sensörlü uyduların bir nükleer füzeyi havada kuyruk ateşinden saptadıklarını biliyoruz.
How many of the satellites of Saturn can you name?
Satürn'ün kaç uydusunu biliyorsun?
And finally, flanked by massive satellites the largest planet, Jupiter.
Ve sonunda, dev uydularla kuşatılmış en büyük gezegen, Jüpiter.
Even that the four moons of Jupiter the Galilean satellites, were there in order to provide a navigational aid, a convenience for the sailors in the Jovian oceans.
Jüpiter'in dört uydusu Galile uyduları bile, yön bulmalarına yardım etmiş Jovi okyanuslarında denizcilere rehber olmuş.
Voyager 1 got very good pictures of the other three big moons Galilean satellites of Jupiter, but not of Europa.
Voyager 1 diğer 3 büyük uydudan güzel kareler sağladı Jupiter'in Galilean uyduları, fakat Europa'dan resim yok.
How does it illuminate the other satellites of the Jovian system?
Jovian sisteminin diğer uyduları hakkında fikir veriyor mu?
Direct communication among billions of human beings is now made possible by computers and satellites.
Bugün artık bilgisayar ve uydularla milyarlarca insanla iletişim kurmak mümkün.
Their scientific mission was to explore the giant planets first Jupiter and its satellites and then Saturn and its system of moons.
Bilimsel misyonları dev gezegenler Jupiter, Saturn ve uydularını incelemekti.
No people, no continent, no one was safe from spy satellites.
Hiçbir insan, hiçbir kıta, hiç kimse casus uydulardan saklanamazdı.
The screens in front of you are connected to our satellites and missile tracking stations throughout the country.
Önünüzdeki ekran uydularımıza ve.... Ülkedeki füze istasyonlarına bağlıdır.
I'm trying satellites.
Uyduları deniyorum..
You got the Joint Chiefs screaming about Russian satellites with anti-missile lasers.
Genelkurmaylar, füzeleri imha eden lazerlerle yüklü Rus uydularıyla kafayı bozmuş.
So we gotta send up our laser satellites to counteract theirs.
Bizim de onlara karşı kendi lazer uydularımızı yollamamız gerek.
The convoys were first spotted by United States satellites on Monday moving across three of the mountain passes leading from the Soviet Union.
Konvoylar, ilk olarak Birleşik Devletler uydularınca Pazartesi... dağ geçitlerini aşarak Sovyetler Birliğinden çıkarken tespit edilmişti.
The Black World is a codename for a family of covert surveillance satellites.
Karanlık Dünya bir kod adı. Uydu alıcı gruplarından ibaret.
You'll be dealing with correspondence that relates to the activities of the satellites.
Sen gün be gün uydu kayıtlarının karşılıklarını izleyeceksin.
American spy satellites.
Amerikan ajan uyduları.
The card has something to do with satellites, yes?
Verdiğin kart uydularla ilgili, değil mi?
- What are the orbits of the satellites?
- Uyduların yörünge parametreleri nedir?
You referred to CIA activities unrelated to the satellites.
Az önce uydularla ilgisi olmayan CIA etkinliklerine değindiniz.
One of our early satellites fell out of orbit, and wouldn't you know it? It landed just inside Afghanistan.
Eski uydularımızdan biri yörüngesinden çıkarak tahmin edeceğiniz gibi Afganistan'ın içine düştü.
- Look at penicillin. - And space satellites.
- Evet, penisilini düşün.