Satisfied Çeviri Türkçe
3,880 parallel translation
I'd be satisfied for life
Hayatta hep mutlu olurdum.
Parents and students are satisfied.
Aileler ve öğrenciler memnun kaldı.
Until I'm satisfied.
Ben ikna olana dek.
Then why don't I feel good or satisfied?
O zaman neden mutlu ya da tatmin olamıyorum?
And as you can see I'm not just a handsome and enthusiastic salesman, I'm also a satisfied customer.
Gördüğünüz gibi sadece yakışıklı ve hevesli bir satış görevlisi olmakla kalmayıp aynı zamanda memnun bir kullanıcıyım.
You can't be satisfied just standing just outside the spotlight forever.
Sonsuza kadar sahne ışığına uzakta kalıp da bundan memnun olamazsın.
Satisfied?
Tatmin oldun mu?
If it's really a yam, it won't stop killing until its desires are satisfied.
Eğer bu gerçekten bir yam'sa, tatmin olana kadar öldürmeyi bırakmayacaktır.
Are you satisfied?
Tatmin oldun mu?
Are you satisfied?
- Tatmin oldun mu? - Evet.
Now I'm 1 00 % satisfied.
Böylece yüzde yüz oldu.
Darlin'... ♪ Give me one more chance to keep you satisfied ♪
Sevgilim... d Bana bir şans daha ver seni hoş tutmam için d
♪ Oh, satisfied ♪
d Oh, hoş tutmam d
- Are you not satisfied?
Mutlu musun?
But here's the thing. We need to keep her satisfied.
Bir aynasızmış ve biz de suç işliyoruz.
Satisfied? What are you talking about?
Onu memnun etmeye devam etmek zorundayız.
- I just thought maybe you- - you weren't completely satisfied.
Bence, belki sen... Sen tam olarak tatmin olmadın.
Or maybe she's really satisfied, right?
Belki de gerçekten tatmin olmuştur, değil mi ama?
I am most satisfied with the teeth.
Ben en çok dişlerimden memnunum.
I am already satisfied with what I am having now.
Şu an elimde olanla gayet memnunum.
But if I can stay like this forever, just let me think of you from afar, I will be most satisfied.
Ama bu şekilde sonsuza kalabilirsem, sadece seni uzaktan seveme izin ver. Çok memnun olurum.
Having determined that the requirements of rule 17 were satisfied, we turn to the claim that the subpoena should be quashed because it demands that
Tüzük 17 ( C )'de belirtilen koşullar sağlandığı için mahkeme celbinin bozulması talebinde bulunuyoruz.
I'm glad. And now, curiosity satisfied, I'm going to bed.
Ve, merakım da tatmin olduğuna göre, artık yatabilirim.
But today you're going to get satisfied fully as you have believed a lot
Ama bu gün çok memnun kalacağınız bir iş yapacağım!
And you were satisfied with that?
Ve bu seni memnun etti öyle mi?
They are all very satisfied and pleased.
Herkes çok memnun, ne güzel.
Feeling good? Satisfied?
İyi mi hissediyorsun?
Another satisfied customer, I guess.
Başka bir memnun müşteri herhalde.
Are you satisfied?
Memnun oldun mu?
It's great that you are satisfied.
Memnun kalmanız çok harika.
A guy like that is never going to be satisfied with the first thing he's been told.
Öyle bir adam asla kendisine denen ilk şeyle tatmin olmazdı.
Smug, self-satisfied son of a bitch.
Serseri, kendini beğenmiş şerefsiz.
She's always competing with others, she's never satisfied.
Her zaman başkalarıyla yarışıyor, hiçbir zaman tatmin olmuyor.
Very satisfied.
Memnun kalmışlardır.
Well... You can be satisfied the good doctor will... Never practice again.
Sevgili doktorumuzun bir daha doktorluk yapamayacağı için memnun olabilirsin.
I will only be checking "somewhat satisfied" on our comment card. Jeez.
Eleştiri formunda "biraz memnun olduk" seçeneğini işaretleyeceğim.
I'm satisfied.
Ben halimden memnunum.
My husband is satisfied with him.
Kocam ondan memnun.
I'm very satisfied with my husband's answer
Kocamın cevabından çok memnun kaldım.
Everytime I reply to your question, you're not satisfied.
Hangi sorunu cevaplasam, memnun olmuyorsun.
I hope you're satisfied.
Umarım, memnunsunuzdur.
Satisfied now?
Mutlu musun?
Whatever reason is, Cartman Burgers satisfied taste craving for all of our restaurants.
Sebep her neyse, Cartman Burgers'ın tadı bir şekilde restoranlarımıza girmeli.
Mother, I find I'm no longer satisfied with the customer service at this establishment.
Anne, bu işletmedeki müşteri hizmetlerinden hiç memnun kalmadığımı farkettim.
Or would you be satisfied with a reconstructed organ that has very little function?
Yoksa pek az işlevi olan rekonstrükte bir organ sizi tatmin eder miydi?
But that's not the- - neither would Ryan here. Satisfied?
Tatmin etmek mi?
Another satisfied customer.
Başka bir memnun müşteri daha.
His stature is tall, but you're not satisfied with his appearance, Mom?
Boyu uzun ama görünüşünü mü beğenmedin anne?
- Satisfied?
- Tatmin oldun mu?
Self-satisfied bastard acted like God's gift to women.
Kendini beğenmiş aşağılık herif kendini kadınlara verilmiş bir lütuf sanıyordu. Bilin bakalım, hiç de değildi.
You weren't satisfied? No.
Sonuçtan tatmin olmadınız mı?