English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Scandalous

Scandalous Çeviri Türkçe

460 parallel translation
The way you flirted with Canez was really scandalous.
Canez ile flörtleşme şeklin büyük bir utanç kaynağıydı.
Oh, you do talk scandalous!
Nasıl rezil bir konuşma bu böyle.
And now comes this scandalous crime casting a blood over the whole peerage.
Ve bu kepaze suç tekrar asillerin kanını dökecek.
To scandalous newspaper articles?
Rezil gazete yazıları mı?
I object to this scandalous attack!
Bu büyük iftiraya itiraz ediyorum!
I think it is... scandalous.
Bence bu... rezalet.
It's scandalous!
Tam bir skandal!
Scandalous.
Skandal bu.
I will never accept the scandalous and scarcely credible fact... that there is such a thing as a police force.
Polis kuvveti diye bir şey olduğuna dair o rezil ve inanılmaz gerçeği asla kabul etmeyeceğim.
I didn't care to have Miss Marin make a scandalous story... out of an innocent, if possibly stupid, arrangement.
Aslında Miss Marin'in masum ve aptalca bir olaydan... skandal yaratması umurumda değil.
Lola Montes will answer the most shocking questions, the most intimate questions, the most indiscreet questions, about her scandalous career as femme fatale.
Lola Montes, baştan çıkaran kadın olarak geçirdiği skandallarla dolu hayatı hakkındaki en şok edici, en özel en yersiz sorularınızı cevaplayacak.
The world's most scandalous woman.
Dünyanın en kepaze kadını.
The most scandalous act.
En kepaze gösterisi.
It's scandalous.
Kepazelik.
- Scandalous!
- Skandal.
Is that the scandalous Madame d'Exelmans?
Skandal Madame d'Exelmans, şu mu?
Now they're saying you had a scandalous, dishonest and dirty relationship with that woman.
Şimdi senin bu kadınla iğrenç, ahlâksız ve kirli bir ilişkin olduğunu söylüyorlar.
Now, gentlemen, I want counsel for both sides to understand that this court-martial is being held behind closed doors with no prejudice toward the accused, and solely because of the scandalous nature of the charges and to avoid offense to public decency.
Pekala, beyler, bu mahkemedeki iddia ve savunma makamlarının sanığa karşı hiçbir önyargısı olmadan yapılan kapalı duruşmanın, yalnızca suçlamaların doğası gereği ve skandal olabilirliği açısından sanığın hakları ve kamu ahlakının gereğini yapmanızı istiyorum.
The poverty of means is intended to reveal... the scandalous poverty of the subject matter.
Yöntemlerin yoksulluğu, ana konunun utandırıcı yoksulluğunu... açığa vurma eğilimdedir.
I demand that the defendant show proof of his assertions, so we can put an end to this scandalous outbreak, intended solely to distract the court from the defendants'true crimes.
Sanığın suçlamalarını ispatlamasını talep ediyorum. Böylece, sanıkların gerçek suçlarını gölgede bırakma amacı taşıyan bu skandala bir son vermiş oluruz.
I find it as scandalous as you do.
Bunu ben de senin gibi yakışıksız buluyorum.
It's scandalous.
Kepazelik bu.
- Scandalous for who?
- Kim için kepazelik?
I don't want to have to speak to those witches, so much older than me. It's scandalous.
Bu bir skandal.
That's scandalous! It's absolutely scandalous!
Bu tam bir skandal!
Scandalous management.
Skandal bir yönetim.
There was a scandalous rumor going around we were pro-British.
Bizim İngiliz yanlısı olduğumuz söylentisi etrafa yayılmış.
That's scandalous!
Rezalet bu!
To me, they're scandalous, errors of nature.
Bana göre onlar, kepazelik, doğanın hatası.
It's scandalous.
Skandal bu. " dedi.
Imagine a situation an honest girl got in when she agreed to a date with him, only to persuade Mr. Svidrigailov to leave her alone and open his eyes to a scandalous nature of his behavior, as a husband and a father.
Namuslu bir kızın onunla beraber olmaya razı olduğu bir durum düşün. Sadece ama sadece, Bay Svidrigaylov'u kendisini rahat bırakmaya ikna etmek ve bir koca ve baba olarak büründüğü o rezil mizacı konusunda onu uyarmak içindi.
And all of a sudden he shot himself, and in such a scandalous way.
Durduk yerde kafasına mermiyi sıkmış ve bunu çok utanılacak bir şekilde yapmış.
- How scandalous!
Ne korkunç.
"They involve matters of a delicate and sometimes scandalous nature," "as will shortly become apparent."
Bunlar hassas, hatta bazen skandal niteliğinde olaylar, birazdan ortaya çıkacağı gibi.
This is scandalous!
Bu bir skandal!
Scandalous!
Skandal!
How scandalous.
Skandala bak.
It's scandalous
Bu bir skandal.
And now, the astonishing the amazing, awesome the shimmering the staggering, suggestive most scabrous... most scandalous sensational Mandragora!
Şimdi de şaşırtıcı harikulade, muhteşem pırıl pırıl sarsıcı, müstehcen en açık saçık... en kepaze ve sansasyonel Mandragora!
There'd be nothing scandalous in my attentions.
Ona olan ilgimin rezalete neden olacak bir yanının olmadığından emin olabilirsin.
It's scandalous!
Skandal!
Scandalous.
Skandal.
Scandalous sinners! Concubines! Concubines!
Rezil günahkarlar!
Scandalous!
Rezillik!
It's scandalous!
Gerçek bir geçit töreni.
Yes, really, it's scandalous, a real parade.
Dinleyin. Evet, gerçekten rezalet bir şey.
I wasn't going to say anything scandalous.
Ama kötü bir şey söylemeyecektim ki. Baban senden daha sevimli.
Scandalous!
Rezalet!
- It's scandalous.
- Bu bir skandal!
Valeria, not taste of these methods scandalous... of world songbook. Do not approve!
Valeria, bildik numaralarla kendini kurtaramazsın.
Scandalous!
Skandal bu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]