Scheduled Çeviri Türkçe
2,874 parallel translation
I know it's not scheduled, but...
Planlanmış bir şey olmadığını biliyorum ama...
She wasn't even scheduled to fly today.
O bugün uçmayı planlamış bile.
Arthur and I had a meeting scheduled.
Arthur'la toplantı planımız vardı da.
Find out what they have scheduled there this morning.
Bu sabahki grup aktivitelerini öğren.
Lieutenant Massey said that he had important information regarding her case, but then he didn't show up this morning at a scheduled meeting.
Yüzbaşı Massey ona araştırdığı davayla ilgili önemli bilgileri olduğunu söylemiş. Fakat bu sabah sözleştikleri görüşmeye gelmemiş.
This operation may be only scheduled to last 8 weeks, but I intend to get in as much flight time as I can before it's over.
Bu operasyon sadece sekiz haftalık bir süre için planlanmış olabilir ama bitmeden önce olabildiğince çok uçuş yapma niyetindeyim.
I thought the 11th Pilgrimage wasn't scheduled till next week.
11. Sefer'in önümüzdeki haftaya kadar gelmeyeceğini sanıyordum.
And it's scheduled first thing in the morning.
Yarınki ilk iş o olacak.
There's one scheduled at the mansion today.
Bugün o malikânede bir ders planlanmış.
Shouldn't you be going back? Dok Go hyung doesn't have anything scheduled for tomorrow.
Şu kalpsiz Gu Ae Jung için ne yapıyorum ben?
I have a performance scheduled outside Seoul. But wasn't that arranged before you joined your current management company?
Öyleyse bu tür bir dalgayı idare edebilmen gerekir.
Ladies and gentlemen, in a bout scheduled for five rounds for the World Robot Boxing Championship, in the corner to my right, the challenger, Atom!
Bayanlar ve baylar 5 raundluk Dünya Robot Boksu ünvan maçında sağımdaki köşede meydan okuyan Atom var.
And you're in such a hurry that the marriage consummation has been scheduled even without a marriage ceremony first.
İzdivaç tarihi belli olmadan ne diye ilk geceniz için tarih belirlediniz?
- But there happens to be one scheduled to come in in five days.
- Ancak programa göre bir tane gelecek. Beş gün sonra.
Are you still scheduled to appear at the House Intelligence Committee?
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi önüne planlandığı gibi çıkacak mısın?
He's scheduled for two weeks of treatment at the Lahey Clinic in Boston, that's how he's been doing.
Boston'daki Lahey Kliniği'nde iki haftalık bir tedavi programı var. Bu durumda işte.
We're actually undergoing a scheduled war defense test.
Biz tamemen savaş için savunma tatbikatı icra ediyoruz.
Is there a scheduled time for the helicopter to leave?
Helikopterin gitme önceliği var mı?
Armstrong and Aldrin are scheduled to set foot on the moon on early Monday morning, Εastern Daylight Τime.
Armstrong ve Aldrin'in Doğu saatiyle Pazartesi sabah saatlerinde Ay'a ayak basması bekleniyor.
You scheduled so you can be sick at home but be well to work?
Plan yapmışsın ama evde hasta olabilirsin. Ama çalışmak için hazır olmak mı?
Given our current position, we will continue our present course... past Venus as scheduled and toward Earth as scheduled.
Şu anki konumumuzu göz önünde bulundurduğumuzda daha önce planlandığı gibi mevcut rotamızı koruyup Venüs'ün yanından geçeceğiz ve gene planlandığı üzere Dünya'ya doğru uçuşumuzu sürdüreceğiz.
Sir, I have a question. We have the rally point and time. What if the meeting doesn't take place as scheduled?
Zamaninda çikis noktasina geldigimizde peki ya planlandigi zamanda bizi almaya gelmezler ise?
Pickup scheduled.
Teslimat planlandı.
Ladies and gentlemen of the press, our Supreme Leader is indisposed to answer your questions as he is currently drafting Wadiya's new constitution, which is scheduled to be signed at the Lancaster Penthouse Ballroom in three days.
Değerli bay ve bayan basın üyeleri Sayın Paşamız, Wadiya'nın üç gün içinde Lancaster Çatı Katı Balo Salonunda imzalanması planlanan yeni anayasasını hazırlamakla meşgul olduğundan sorularınıza cevap vermek için müsait değil.
Charlie has a breakdown scheduled for October.
Charlie'nin ekim için planlanmış bir sinir krizi var.
Mercier scheduled to give a presentation to the City Planning Commission this afternoon.
Mercier'in öğleden sonra Şehir Planlama Komitesi'ne bir sunum yapması planlanmış.
Mayor Joseph Campbell is scheduled to meet with the victims'families and hold a press conference later today to address these tragic events.
İlerleyen saatlerde kurbanların aileleri ile bir araya gelecek olan Başkan Joseph Campbell bu trajik olayla ilgili bir basın toplantısı düzenleyecek.
Your schedule was up and she saw it, and I'm almost positive that's why she scheduled the run-through for today.
Senin programın ekrandaydı, o da gördü ve toplantıyı bugüne düzenlemesinin nedeninin bu olduğuna eminim.
Unscheduled stops cannot be scheduled.
Program dışı yerler, programlanamaz.
Yeah, I think it was scheduled for early this morning.
- Evet. Evet, galiba bu sabah planlandı.
I think we had an appointment scheduled today, we did not, sir?
Yanılmıyorsam bugün bir randevumuz vardı, değil mi, efendim?
So I'm scheduled for a photo facial at 10 : 00, and then Tracy Anderson will be twisting my body into positions you couldn't even imagine at 11 : 00.
Bu yüzden saat 10'da fotoğraf için yüz bakımım var ve sonrasında saat 11'de Tracy Anderson vücudumu hayal bile edemeyeceğin şekillere sokmak için bükecek.
FEZ is now scheduled to release in 2011 13 months left.
FEZ'in şimdi 2011'de çıkması planlanıyor 13 ay kaldı.
He's scheduled to be executed in Virginia in 3 days.
- Evet, 14 yıl önce. Virginia'da, 3 gün içinde idam edilecek.
But there are another 46 that were scheduled for termination.
Ama öldürülmeye hazırlandıkları 46 hasta daha var.
Our son Daniel was one of the patients scheduled to be killed by Kevin Stack.
Oğlumuz Daniel, Kevin Stack'in öldürmeyi planladığı hastalarından biriymiş.
There's no more scheduled shifts until we get this sorted out.
Mesele halledilene kadar kimse çalışamayacak.
Ellen Parsons was scheduled to testify against you today.
Ellen Parsons tam da bugün sizin aleyhinizde tanıklık edecekti.
Do we have a meeting scheduled?
Planlanmış bir toplantımız mı vardı?
on paper. And we'll get that to you, but right now, we have a press conference scheduled for tonight.
Bunu hallederiz fakat bu gece düzenlenecek bir basın toplantısı söz konusu.
We scheduled a sit-down between you and chief Jackson first thing tomorrow morning.
Yarın ilk iş olarak sen ve Şef Jackson ile bir buluşma ayarladık.
That's why I scheduled it.
- Ona göre ayarlamıştım zaten.
The field trip was scheduled for today, right?
Gezi bugündü değil mi?
'Its scheduled arrival time...'
Varış zamanı...
The operation can start as scheduled.
Operasyon planlandığı gibi devam edebilir.
Frank, you don't have any free activity time scheduled after sunset.
Frank, gün batımından sonra programında hiç boş vaktin yok.
It is to inform you that a hearing has been scheduled concerning your probation.
Tahliyen ile ilgili bir görüşme düzenleneceğine dair bilgi veriyor.
The one is already scheduled to be taken care of.
Biri icabına bakılması için zaten listelendi.
- You need to be scheduled!
- Randevu belirlememiz gerekiyor!
Puck's scheduled to arrive at the Schneider's pool at 2 : 00 p.m., which means he should be there at 3 : 30.
Puck'ın Schneider'ların havuzuna saat 2 : 00'de gelmesi gerekiyor demek ki saat 3 : 0'a kadar orada olacak.
Elijah and I have scheduled a very old-fashioned sit-down with you and Klaus. I say go with the black.
Ben siyahı giy derim.