English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Screw it

Screw it Çeviri Türkçe

2,359 parallel translation
Of our life before he came back to screw it up.
O geri gelerek yaşamımızı altüst etti.
I waited six years for this opportunity and I'm not going to let you screw it up for me.
Bu fırsat için tam altı yıl bekledim o yüzden bu işi batırmana izin vermeyeceğim.
( Ben ) I know you better than you know yourself lf you screw it up again, you'll break his heart.
Seni, kendinden daha iyi tanıyorum. Eğer ilişkiniz yürümezse, kalbi kırılacak.
Don't screw it up.
Batırayım deme.
Screw it.
Lanet olsun.
Screw it.
Boş ver.
Screw it.
Canı cehenneme.
That's usually when you screw it up.
Genellikle çuvallıyorsun.
You screw it up.
İşleri batırıyorsun.
Screw it.
S * ktir et.
But don't screw it up.
Sakın yüzünüze, gözünüze bulaştırmayın.
Screw it. You go.
- Boş ver, sen git.
We're just gonna screw it up like we always do.
Her zaman yaptığımız gibi işleri berbat edeceğiz.
I don't want to screw it up.
Mahvolmasını istemiyorum.
This is our big break, and I'm not gonna screw it up!
Bu bizim olayımız ve batırmaya hiç de niyetim yok!
Screw it.
Salla gitsin.
Screw it.
Boşver bunu.
If this is education, then screw it
Bu eğitimse düzerim.
If this is a school, then screw it too
Bu okulsa onu da düzerim.
I'll be back in charge as soon as you and your... stupid pocket protector screw it up.
- Umarım keyfini çıkartıyorsundur. Sen ve aptal cep koruyucun çuvalladığında başa ben geçeceğim. Affedersin.
My opinion is, you're going to screw it up.
Benim fikrim çuvallayacağın yönünde.
My opinion is you're going to screw it up.... and who has unique access to Castle's infrastructure.
Benim fikrim çuvallayacağın yönünde. Ayrıca Kale'nin altyapısına erişime sahip biri olmalı.
I looked in my life and... I said "screw it"!
Hayatıma baktım ve dedim ki "siktir et"!
I know it's harvest time, or whatever, and I wasn't gonna come back until it was over, but screw it, everyone here already knows me as the dirty prostituta.
Hasat zamanı ya da her neyse bitene kadar gelmeyecektim ama salla gitsin. Zaten buradaki herkes beni basit bir fahişe olarak biliyor.
He has a key, screw it.
Güya anahtarı da var beyfendinin.
Look I am sure that you are a good cop and all, but if we're going to do this, I want to make sure you're not going to screw it up.
Bak iyi bir olduğundan eminim ama eğer bunu yapacaksak, bunu berbat etmeyeceğine emin olmak istiyorum.
Don't screw it up.
Sakın işi batırmayın.
Screw it.
- Boş ver. Umurumda değil.
It's what he wants. Screw it, you're all backstabbers here.
- Siktir et, buradaki herkes arkadan bıçaklıyor.
Screw it.
Canın cehenneme.
I know you try hard to seem that way, but really, when I do screw up, you don't let it go.
Öyle görünmek için çok çabaladığını biliyorum ama cidden, ben bir şeyleri batırdığımda buna müsaade etme.
And he's not going to screw me and risk losing it.
Ve beni zor duruma sokup, çipi kaybetme riskini göze almaz.
It's your problem if you screw up.
Bozarsan senin problemin.
I'm telling you, it's just a bank screw-up.
Beni dinle, bu bankanın hatasıdır.
Screw the car, leave it here.
Siktir et arabayı, kalsın burada.
It's just after everything I did to be seen as an equal, I'm back to being the rookie screw-up.
Sizinle eşdeğer görülebilmek için yaptığım her şeyden sonra yine işleri batıran çaylak oldum.
Because if you wanted to screw me, you'd have found a smarter way to do it.
Bana kazık atmak isteseydin daha akıllı bir yol bulurdun.
Yeah, and it's not like you can screw up a hot dog.
Aynen. Sosisliyi de beceremeyecek değilsin ya.
Don't screw with a magician.
Bir sihirbazla it dalaşına girme.
I just find it a lot easier not to screw things up with people I don't know.
Tanımadığım insanlarla sorun yaşamamayı daha kolay buluyorum.
I don't care if you screw someone else, just don't lie about it.
Başka biriyle düzüşmen umurumda değil. Ama bu konuda bana sakın yalan söyleme.
When our guy left it, he would've tightened this screw...
Adam bunu koyarken vidayı iyice sıkması lazım ki...
It's people like you that screw people like her.
Senin gibi insanlar onun gibileri mahvediyor.
Who clearly doesn't need it. Screw the idea that you can't look around At everybody in this room
Çok da tın etrafınıza bi bakın.. arkadaşız hepimiz
Screw it.
Siktir et.
There's just so many ways to screw it up.
Çuvallamanın bir çok yolu var.
He's trying to screw you, and he's gonna use every dick in the city council to do it.
Seni becermeye çalışıyor ve bunun için de belediye meclisindeki her çükü kullanacak.
It was a "screw you" to my rich friends for turning their back on me, after I embarrassed them with my problem.
Bu bana arkasını dönen zengin arkadaşıma "canın cehenneme" demek içindi, Onları sorunlarımdan dolayı utandırmışım.
It's a classic illustration of why people try to screw each other over when it's in their best interests to cooperate.
Bu, en iyi çıkarları iş birliği olduğunda insanların neden birbirlerini batırmak istedikleri hakkında klasik bir açıklamadır.
Screw it!
Sikeyim!
If it weren't for these ladies with you, I'd screw you all but.
Şu yanınızda kadınlar olmasa, ben sizin cibiliyetinizi sikerin de...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]