English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Sexually

Sexually Çeviri Türkçe

2,361 parallel translation
But if you drive something else, you're probably a guy who likes to pleasure other men sexually.
Ama eğer öyle bir araba kullanıyorsan muhtemelen erkeklerden hoşlanan tarzda bir adamsındır.
They don't protect against the raft of sexually transmitted diseases.
Cinsel yolla bulaşan bir dolu hastalığa karşı korumaz
And it's against the rules for prisoners to fraternize sexually while in custody.
Mahkumların göz altındayken cinsel ilişkide bulunması kurallara aykırı...
Because Mr. Cannon sexually harassed me.
... çünkü, Mr.Cannon bana cinsel tacizde bulundu.
Mr. Cannon sexually harassed me.
.. Mr.Cannon bana cinsel tacizde bulundu.
And it goes without saying that just because the risk of pregnancy is gone, the risk of contracting sexually transmitted diseases isn't.
Şunu söylemek gerekir, hamile kalma tehlikesi geçmesine rağmen cinsel yolla bulaşan hastalık tehlikesi geçmez.
Actually, I matured very early... Sexually.
Aslında erken olgunlaştım cinsel anlamda.
Strangled, repeatedly sexually assaulted, and then, about a week later, another woman goes missing.
Boğulmuşlar, defalarca taciz edilmişler, bulunduktan bir hafta sonra da başka bir kadın kaybolmuş.
Lost, angry, sexually confused.
Kaybolmuş, kızgın, cinsel problemler.
I'm not sexually confused.
Benim cinsel problemlerim yok.
So, this guy immobilized her, sexually assaulted her, and then let her get dressed before killing her?
Önce onu etkisiz hale getirmiş, tecavüz etmiş ve öldürmeden önce giysilerini mi giydirmiş?
I'm trying to deal with it, but I find that if I consider making a clean break, you know, although it opens up my world sexually,
Başa çıkmaya çalışıyorum bu durumla, ama eğer kesin ayrılmayı falan başarabilirsek bu, seks hayatımı düzeltebilir...
You're implying that you showed your appreciation sexually.
Minnettarlığını seksüel bir biçimde gösterdiğine atıfta bulunuyorsun sanırım.
And I'm Claire Casper, sexually predatory suburban housewife.
Ve ben de Claire Casper, cinsel sapık şehirli ev kadını.
"Yowza" was the early 20th century exclamation you use to indicate that you are responding sexually.
"Yowza" 20. yüzyılın başlarına ait cinsel karşılık verdiğini belirtmek için kullanılan bir ifadedir.
Is that why you're making sexually suggestive exclamations?
Bu yüzden mi cinsel çağrışım ifadeler kullanıyorsun?
So you're implying that Harriet might have been sexually involved with a Walpert employee?
Yani Harriet'in,..... bir Walpert çalışanıyla cinsel ilişkisisi....... olduğunu mu ima ediyorsun?
Got messed up sexually.
Cinsel açıdan problemlerim var.
Retirement communities have the highest rate of sexually transmitted diseases in comparison to any demographic group.
Diğer hasta gruplarına kıyasla, emeklilerin oluşturduğu kesim cinsel yollarla taşınan hastalıkları taşımadan en yüksek orana sahip.
I think we need to face the cold, hard truth : I was sexually aroused by Penny's friend Zack.
Sanırım kaçınılmaz gerçekle yüzleşmenin vakti geldi Penny'nin arkadaşı Zack'i cinsel yönden arzuluyorum.
No, she says she was just sexually assaulted.
Cinsel saldırıya uğradığını söylüyor.
You were sexually assaulted.
- Cinsel saldırıya uğradınız.
Just like Mickey Rourke did me to sexually.
O kadar çok güldüler ki skeci bile bitiremediler.
I have been sexually rejected by not one, but two guys who later went to clown college.
Cinsel olarak sadece bir değil, iki erkek tarafından reddedildim. Birisi sonradan palyaço üniversitesine gitti.
But she falsely accused him Of sexually harassing her last year,
Naomi geçen sene onu cinsel tacizle suçladı.
Says here that he is "socially and sexually incompetent."
Sosyal ve cinsel yönden yetersiz olduğu yazıyor.
Do you know that 70 % of sexually active kids Carry this virus? It's an epidemic.
Cinsel olarak aktif olan çocukların % 70'inin bu virüse yakalandığını biliyor musun?
Look, rebecca, if you're really that nervous, I'm happy to take you upstairs and relax you sexually.
Bak Rebecca, eğer o kadar gerginsen seni cinsel yönden rahatlatmak için üst kata çıkarmaktan mutluluk duyarım.
Boss, she practically sexually harassed me.
- Patron, kız beni resmen taciz etti!
I sexually assaulted Scottie Pippen in 1997.
scottie pippen'e cinsel tacizim var 1997 de.
My self-esteem was tied to whether or not A man wanted me sexually.
Kendime olan saygım bir adamın beni cinsel olarak isteyip istememesine bağlıydı.
Look, for a long time, my self-esteem was tied to whether or not a man wanted me sexually.
Bak, çok uzun bir süre, kendime olan saygım erkeklerin beni cinsel açıdan isteyip istemediklerine bağlıydı.
5, 500 children were sexually abused last year in France.
Son 1 yıI içinde 5,500 çocuk cinsel tacize maruz kaldı.
A lot of sexually abused children reproduce what they went through as adults.
Cinsel tacize uğrayan çocukların çoğu, yetişkin olduklarında, kendi başlarına gelen olayları başkalarına da yaşatmayı isteme eğiliminde olurlar.
That's when you sexually assaulted him.
Ona cinsel taciz uygulamıştınız.
Sexually.
Cinsel açıdan.
And I'm not easily satisfied sexually.
Genelde cinsel olarak kolayca mutlu olmam.
Violently, sexually, mentally.
Şiddetli bir şekilde, cinsel açıdan, zihnen.
He bombarded her with phone calls, then he sexually assaulted and strangled her in an alley
Telefon görüşmeleri ile, Sonra cinsel taciz ve ofisinin penceresinden 10 metre aşağısında,
Youth is not sexually transmitted, though.
Gençlik cinsel yolla geri gelmiyor biliyorsun sanırım?
Said that I wasn't sexually satisfying her.
Cinsel olarak onu tatmin edemediğimi söylemişti.
And I admit... I've been leading you on sexually and emotionally in order to keep you close.
Ve kabul ediyorum ki... seni yakınımda tutmak için, cinsel ve duygusal olarak seni ben yönlendiriyordum.
Did he sexually assault a goldfish?
Bir süs balığına cinsel tacizde mi bulundu?
Countdown Groupies are the most sexually voracious of all groupies, and the most beautiful.
Bir Kelime Bir işlem seks partileri tüm zamanların en sınır tanımaz, en güzel partilerindendir.
In the last five years, have you been sexually involved with any foreign nationals?
Geçtiğimiz beş yılda başka ülke vatandaşlarıyla herhangi bir seksüel ilişki yaşadınız mı?
Hm, she was sexually assaulted.
Cinsel saldırıya uğramış.
She was beaten and sexually assaulted.
Dövülmüş ve tecavüze uğramış.
These patterns are how he maintains dominance in a world he feels powerless in, both sexually and socially.
Bu detaylar, güçsüz hissettiği bir dünyada hem cinsel hem sosyal açıdan üstünlük sağlıyor.
Speaking of humans, have you had any success sexually yet?
İnsanlardan bahsetmişken... - Hiç... başarılı bir cinsel denemen oldu mu?
Yeah, well, welcome to Franklin Park... only place in the city you can get poison ivy, crack, and sexually assaulted all at the same time.
Franklin Parkı'na hoş geldin. Şehirde aynı anda sarmaşıktan zehirlenip, sinir krizi geçirip cinsel tacize uğrayabileceğin yegâne yer.
Sexually?
Cinsel olarak mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]