She's a friend of mine Çeviri Türkçe
182 parallel translation
Mary Lou is an old friend of mine from Chicago, and she's a stranger here.
Mary Lou Chicago'dan eski bir arkadaş. Burada yabancı.
Now listen, she's a friend of mine.
Phil, bunu defalarca konuştuk.
You see, she's a friend of mine.
Kendisi benim arkadaşım olur.
She's a good friend of mine.
Çok iyi bir arkadaşımdır.
This is Alice, Charlie, she's a friend of mine.
Bu Alice, Charlie. Arkadaşım.
She's a friend of mine but Madame de Guemene is not a pleasant person.
Arkadaşlarımdan biri... Ancak Madame Guemene hoş biri değil.
No, no, she's the wife of a friend of mine.
Hayır, hayır, bir arkadaşımın karısı.
She's a good friend of mine.
Benim iyi bir arkadaşım.
I told you she's a friend of mine.
O benim iyi bir arkadaşım.
She's a friend of mine.
O benim arkadaşım.
She's a friend of mine.
Arkadaşım olur.
- Roxie, she's a friend of mine.
- Roxie, o benim bir arkadaşım.
She's a friend of mine.
O benim arkadaşımdır.
She's a friend of mine.
Arkadaşımdır.
She's a great friend of mine.
Çok iyi bir arkadaşımdır.
She's a great friend of mine She was very sweet and kind to me.
Çok iyi bir arkadaşımdır. Bana karşı hep çok tatlı ve kibar davrandı.
She's a friend of yours, you're a friend of mine friends do favors for friends.
O senin arkadaşın, sen benim arkadaşımsın. Arkadaşlar arkadaşlara iyilik yaparlar.
She's a friend of mine - a journalist.
Benim arkadaşımdır. Bir gazeteci.
She's a personal friend of mine.
O benim arkadaşım.
She's the niece of a friend of mine who lives in town.
O arkadaşımın kız yeğeni, şehirde yaşıyor.
You know she's a good friend of mine.
- O kız benim yakın arkadaşım. - Anlıyorum.
She's a friend of mine too. Yeah?
O benim de arkadaşım.
- She's a friend of mine.
- Benim bir arkadaşım.
- She's a friend of mine.
- Şansa bak. Kendisi arkadaşımdır.
She's a friend of Kermit's and mine.
Kermit'le benim bir arkadaşımız.
She's not up to anything, she's a friend of mine
Dolap çevirdiğ falan yok, o sadece benim bir arkadaşım.
She's a friend of mine.
Nora, bir arkadaşım.
Actually, my sister went to college with her but she's a friend of mine too.
Esasen kardeşimin üniversiteden arkadaşı.
She's a friend of mine.
Arkadaşımdı.
She's a friend of mine.
Bir arkadaşım.
- She's a very good friend of mine.
- Benim çok yakın bir dostumdur.
She's a friend of mine.
Bu benim bir arkadaşım.
She's just a friend of mine.
Arkadaşım olur kendisi.
She's going out with a friend of mine.
Arkadaşımla çıkıyor.
She's a friend of mine.
O benim dostum.
Fortunately she's in Finland, with a friend of mine who left his wife and daughters for her.
Bereket versin ki kız şu anda bir arkadaşımın kızlarına bakmak için Finlandiya'da
And so this friend of mine, you know, got a big hoop as a nose ring... and one day, while she was running to make a class... she got it caught in somebody else's hair who was running in the other direction.
Sonra arkadaşım, biliyorsun, burnunda burun halkası niyetine çember olan... bir gün, sınıfa girmek için koşarken... çemberi öteki yöne doğru koşan başka birinin saçına taktı.
- This friend of mine, she's a shrink- -
- Bir psikiyatrist arkadaşım var.. - Onunki nasıl gidiyor?
Well, she's married, and she's married to a friend of mine.
Şey, o evli, benim yakın bir arkadaşımla evli.
A friend of mine thought she got Legionnaires'disease in a hot tub.
Bir arkadaşım sıcak su havuzundan Legonare hastalığını kapmış olabileceğini düşünüyordu.
- She's a friend of mine. - Oh, sure she is! That explains why she's got an unlisted number, and you haven't heard squat from her in 13 years.
O benim bir arkadaşım oh tabi tabi telefon rehberinde ismi yok ama ve ondan 13 yıldır haber alamadın?
She's a friend of mine, you know? . She's a friend of mine, you know?
O benim arkadaşım.
She's a really, really good friend of mine.
Gerçekten ama gerçekten benim iyi bir arkadaşım.
She's a new friend of mine.
Yeni bir arkadaşım.
She's the wife of a friend of mine.
O bir arkadaşımın karısı.
She's a friend of mine.
O benim arkadaşım. - Konu bu mu?
She's a friend of mine from the club.
Kulüpten bir arkadaş.
She's just a good friend of mine...
O, benim yakın arkadaşım...
She's a good friend of mine.
Benim arkadaşım.
She's a friend of mine, someone I trust.
Arkadaşım. Güvendiğim biri.
She's a friend of mine.
Bir kızla. Arkadaşım.