She's a liar Çeviri Türkçe
306 parallel translation
She's a vicious woman. A liar, a cheat, and a thief.
Ahlaksız kadının tekidir, yalancı, hilekâr ve hırsız.
She's like you, a liar.
O da senin gibi, yalancı.
There's only one thing for you to do... discredit her, prove she's a liar.
Senin yapman gereken bir tek şey var, o da onu gözden düşürmek, onun bir yalancı olduğunu kanıtlamak.
At least I'll show she's a liar!
En azından kadının yalancı olduğu ortaya çıkar.
She's a liar.
Yalan söylüyor!
She's a liar
Yalan söylüyor.
She's a liar.
Yalancının tekisin.
She's a liar.
O bir yalancı.
- I told you she's a liar.
- Onun bir yalancı olduğunu söylemiştim.
- She's a liar. - Joey.
- Yalancının teki o.
She's a liar!
O bir yalancı!
All I know is that she's a liar.
Tek bildiğim yalancı olduğu.
She's a goddamned liar.
O allahın belası bir yalancı.
She's a liar.
Bu kadın yalan Söylüyor.
She's a liar.
Yalan söylemiş.
She's a liar.
O BİR YALANCI, YALANCI!
It's weird ; she is willing to die for me but I called her a liar
benim için canını feda etmeye hazırdı ama ben onu tersledim
- She's such a liar.
- Çok yalancı.
- Then she's a liar!
- O zaman o bir yalancı!
She screws anyone and she's a born liar.
Herkesle yatıp kalkıyor. Nefes alır gibi yalan söylüyor.
She's the thief! She's a liar!
Asıl o hırsız, üstelik yalancı!
She's a liar.
Yalan söylüyor.
She's a liar.
Yalancının teki.
She says Miss Buckley's a terrific liar.
Diyor ki, Bayan Buckley koca bir yalancıymış.
She's a liar.
Yalancıdır.
She's a pathological liar.
o patolojik yalancı.
she's a liar!
Yalancı!
Well, then she's just a liar, isn't she?
Eee, o zaman o bir yalancı, değil mi?
She's a little liar.
Selena pis bir yalancı.
Just to confirm that she's a liar.
Sadece bir yalancı olduğundan emin olmak için.
She's a liar!
- O yalancı!
- She's a liar!
- Yalan söylüyor!
She's a goddamn liar!
Kadın yalancının teki!
Okay, so she's a very old goddamn liar.
Kabul, bu kadın çok yaşlı bir yalancı.
She's a better liar than you.
O çok daha usta bir yalancı.
She's a big liar.
O büyük bir yalancı.
And she's a liar.
Ve de yalancı.
So that old woman she's just a liar, right?
Şu yaşlı kadın yalancı, değil mi?
- She's a liar!
- O bir yalancı!
She's not a very good liar. 'I don't think I knew her'?
İyi bir yalancı değil. "Onu tanıdığımı sanmıyorum." ne demek?
"If you have to ask, false!" She's such a liar.
"Bilmek istiyorsan, yanlış!" dedim. Ne yalancı şey.
'cause I don't know who you've been talking to, but she's a fuckin'liar.
- Hayır, efendim. Kiminle konuştuğunuzu bilmiyorum ama o aşağılık bir yalancı.
I don't know who you've been talking to, but she's a fuckin'liar.
- Size söyledim. O aşağılık bir yalancı.
Well, you know, just be careful with her Because she's a liar.
Ona dikkat et çünkü yalancının tekidir.
So, she's a pathological liar, or what?
- O marazi bir yalancı mıydı yoksa?
Well then, she's a little liar, isn't she?
Öyleyse o küçük bir yalancı. Öyle değil mi?
- She's a liar.
- Yalan söylüyor.
- She's not a liar.
- O yalan söylemez.
Yeah, she's a liar,
O bir yalancı,
She's a liar, and a mother.
Yalancı ve bir anne.
You know, the witch who says she's not scared in battle is a liar.
Sen o savaşta korkmuyorum diyor cadı bir yalancı, biliyorum.
she's a teacher 19
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's a student 17
she's a bitch 68
she's a nurse 43
she's awesome 57
she's a good person 54
she's an actress 46
she's angry 20
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's a student 17
she's a bitch 68
she's a nurse 43
she's awesome 57
she's a good person 54
she's an actress 46
she's angry 20