She didn't say a word Çeviri Türkçe
55 parallel translation
She didn't say a word, but there was a look in her eyes...
Bir şey söylemedi. Ama gözlerinde hiç unutmayacağım bir bakış vardı.
Oddly enough, she didn't say a word about Margo.
İlginç bir şekilde, Margo hakkında tek kelime etmedi.
She didn't say a word.
Tek kelime bile etmedi.
She seemed distressed and didn't say a word.
Sıkıntılı görünüyordu ve tek kelime etmedi.
She didn't say a word about it.
Küçük tilki. Tek kelime bile söylemedi.
She didn't say a word.
O tek kelime etmedi.
She didn't say a word.
O hiçbir şey söylemedi.
She didn't say a word to me
Bana tek kelime etmedi.
So she just left the office didn't say a word to you about anything?
Ofisini terk etti ve sana başka bir konu hakkında tek kelime etmedi mi?
We drove Mum away, and she didn't say a word.
Annemi uzaklara götürdük ve tek bir kelime etmedi. Günlerce konuşmadı.
She didn't say a word.
Daha bir kelime konuşmadı.
But she didn't say a word.
Ama bir kelime bile söylemedi.
So you're saying she turned up and she didn't say a word.
Yani geldi ama tek kelime etmedi diyorsun.
She didn't say a word and didn't eat because of the shock.
Geçirdiği şok yüzünden hiç bir şey yiyip söylemiyor.
She didn't say a word, just took my picture and disappeared.
Hiç birşey söylemedi, resmimi çekti ve kayboldu.
Chloe and I were unpacking for an hour last night, she didn't say a word.
Chloe ve ben bir saat bavul açtık ve hiçbir şey söylemedi bana.
But she didn't say a word.
Fakat tek kelime bile etmedi.
The whole vacation, I couldn't get myself to say a word to her, and she never once even looked at me even after that she still didn't look at me... and soon the camping trip ended...
Tum yolculuk boyunca, onun karşısına cikip tek kelime edemedim, ve o da bana bir kere bile bakmadi ve sonrasinda bana yine hic bakmadi... ve sonra kamp gezisi sona erdi...
She didn't say a word!
Hey, bir kelime dahi söylemedi!
She didn't say a word.
Hiçbirşey söylemedi.
Then why? I took her to the nicest restaurant I know, and she didn't say a word to me.
Amy'yi en iyi restoranlara götürdüm.
She didn't say a word.
Konuşmadı bir daha.
She didn't say a word.
Hayır, hayır. O bir şey söylemedi.
She didn't say a word to me.
Bir kelime bile söylemedi
She must have liked the flowers, I thought. But she didn't say a word.
Ben de benim için fark etmeyeceğini göstermek istedim ve televizyonu açtım.
She didn't say a word It was just in the package
Tek kelime etmedi. Paketin içinden bu çıktı.
McKay, she didn t say a word.
McKay, o tek kelime etmedi.
She didn't say a word to me.
Bir kelime bile söylemedi.
He / she didn't say nor a word... in the hospital, in the highway...
Çünkü, hastanede ve eve gelirken tek kelime etmedin, merak ettim.
She didn't say a word.
Hiçbir şey söylemedi.
She didn't say anything, not a word.
Hiçbir şey söylemedi. Bir kelime bile.
The whole way here... She didn't say a single word.
Tüm yol boyunca tek bir kelime etmedi.
When mom came down to the station, she didn't say a word the whole ride home.
Annem bizi almaya karakola geldiğinde eve gidesiye dek tek kelime konuşmadı.
In the O.R. with Addison... she shut me out, and you didn't say a word.
Ameliyathanede, Addison'la. Beni dışladı ve sen de tek kelime etmedin.
And she didn't say a word.
Tek bir kelime etmedi.
She didn't say a word for 21 hours.
- 21 saat boyunca başka tek kelime konuşmadı.
Nothing, she didn't say a word.
Yok bir şey, bir şey demedi.
She didn't say a word.
Tek bir kelime bile söylemedi.
Only he says that she didn't say a word to him.
- Camille'nin ona bir şey söylemediğini iddia ediyor ama.
She didn't say a word and went into her room.
Tek bir kelime bile etmeden odasına çekildi.
She didn't say anything to me, Mr Carson, not a word.
Bana bir şey söylemedi Bay Carson. Tek kelime etmedi.
She didn't say a word to us the whole flight.
Uçuş boyunca bizimle tek bir kelime bile konuşmadı.
Um, oh, I went to see Bailey, and she didn't say a word.
Bailey'i görmeye gittim ama tek kelime etmedi.
Now, when Gatz made that call, she said that he didn't say a word.
Gatz görüşmeyi yaptığında bir şey söylemediğini anlatmış.
She just sat there and stared at me, didn't say a word.
O sadece orada oturdu ve bana baktı, Bir kelime söylemedi.
- She didn't say a word to me.
- Bana hiçbir şey söylemedi.
You've known who she is since Julia rescued her from the lake. Only you didn't say a word to anyone.
Julia onu gölden kurtardığından beri biliyordun ve kimseye söylemedin.
I didn't say a word as she rode off that night.
O gece atı alıp giderken ardından tek kelime edememiştim.
She didn't say a word.
Bana tek kelime söylemedi.
They didn't say a word to each other, and then Ana up and slipped that USB thing in her purse and snuck out, like she didn't want to be seen.
Birbirleriyle hiç konuşmadılar, Ana, USB şeyini aldığı gibi çantasına koydu ve kimseye görünmek istemiyormuş gibi gizlice çıkıp gitti.
She didn't say a word.
Tek kelime etmedi.