She doesn't care Çeviri Türkçe

There's a definite reason why she can't let me go... and that's why she doesn't have the luxury to care about any self-respect.

Beni bırakmamasını gerektiren kati bir nedeni var o yüzden gururunu düşünecek lüksü yok.

Bring her and take care she doesn't freeze.

Onu götür ve donmamasını sağla!

- She doesn't care.

- Umurunda değil.

Only time a woman doesn't care to talk is when she's dead.

Bir kadın ancak öldüğü vakit konuşmak istemez.

Doesn't sound like you to care whether she was mixed up.

Kafasının karışık olmasını senin umursaman garip.

She doesn't care for diamonds?

Elmas sevmez mi?

She doesn't care what others think.

Başkalarının ne düşündüğü onun umurunda değil zaten.

She doesn't care!

Ne olduğu umurunda değil ki!

She doesn't care about money. She's proud that way.

O paraya önem vermez ve bununla gururlanır.

This month, we're in debt. Of course, she doesn't care.

Tabii, onun umurunda değil.

She doesn't have to care what people think.

O insanların neyi düşündüğüne ilgi duymak zorunda değil.

No wonder she doesn't care what the rest of the house looks like.

Evin geri kalanının neye benzediğinin onun umurunda olmaması yadırganacak bir şey değil.

She certainly takes good care of herself, doesn't she?

Kendisine çok iyi bakmaya başladı değil mi?

She doesn't care about my feelings.

Hislerime aldırmıyor.

Until you find out she doesn't care

Onun umursamadığını fark eden dek

A strong, healthy, settled-down woman... who eats like a bird and doesn't care if she gets no time off... and will work real cheap?

Güçlü, sağlıklı yatılı bir kadın zaman problemi olmayan ve kuş gibi az yiyen ve çok ucuza çaışacak olan?

She doesn't care!

Umurunda değil!

- She doesn't much care for me.

- Beni çok umursamaz.

And if, moreover, I were to tell you that my wife disapproves she doesn't care for my passion.

Eşim bunu tasvip etmiyor. Tutkum onu ilgilendirmiyor.

No, she doesn't, but I know all about her, because I care about her.

Hayır, söylemiyor. Ama ben onun hakkında her şeyi biliyorum, çünkü ona ben bakıyorum.

She doesn't care what he thinks. That's how it happens.

O adamın ne düşündüğü kızın umurunda olmuyor.

- She doesn't seem to care about me.

- Beni çok takıyor gözükmüyor.

So I ought not to care about Lady Namiji it doesn't matter whether she lives or dies

Bu yüzden Leydi Namiji'yi dert etmesem iyi olacak yaşamasının ya da ölmesinin bir önemi yok.

She doesn't care what happens to us.

Bize ne olacağı umurunda değil.

The old lady was surprised, then said she doesn't care whether the shop is managed by Tom, Dick or Harry.

Yaşlı kadın önce şaşırdı, sonra da dükkanın Tom, Dick veya Harry tarafından işletilmesinin umrunda olmadığını söyledi.

So she doesn't care whether it's me or someone else.

Yani ben olmuşum veya başka biri olmuş, umrunda değil.

- Yes, but she doesn't care.

- Evet, ama umurunda değil.

He doesn't care, she could be in serious trouble if they find out.

Yakalansalar ona ne olacağını hiç önemsemezdi.

She doesn ´ t care about me.

Onun umurunda değilim.

She doesn't care about me, so why care about her?

O beni önemsemiyorsa ben onu niye önemseyeyim?

She doesn't care.

Erkek kardeşim yarışı kazandı.

She doesn't care.

Umurunda değilmiş.

Doesn't she care for you?

Seninle ilgilenmiyor mu?

She doesn't care about school.

Okul umurunda değil.

She just thinks sex is important but in fact she doesn't care.

Seksin önemli olduğunu düşünüyor ama aslında hiç umurunda değil.

Besides, she doesn't care.

Ayrıca, umrunda olmaz.

She doesn't care.

Umursamaz.

Why doesn't she take care of her more?

Onunla daha çok ilgilenmeli bence.

A woman is happy if she's taken care of and doesn't have to work.

Bir kadın önemsendiği ve işi olmadığı zaman mutlu olur.

- Doesn't she have free dental care?

- Dişlerine okulda baktıramıyorlar mı?

Will you care if she doesn't?

Başaramazsa fark edecek mi?

She doesn't care if I'm hung up by the balls out there.

Beni hayalarımdan tavana assalar umurunda olmaz.

She doesn't care for men.

Erkekler ilgisini çekmiyor.

Or maybe she doesn't... take care of you and your house properly?

belki de o sana ve... evine düzgün bakmıyordur?

I fear she doesn't care for me.

- O benim karım.

She doesn't care, she understands nothing, she has only one friend, the one Brando spoke of in Apocalypse : horror.

Umrunda degil, hiçbirseyden çakmiyor tek bir dostu var, Kiyamet'te Brando'nun bahsettigi : korku.

She doesn't care.

Farkına bile varmaz.

She doesn't care if we got Gaby from the stork or the gypsies.

Gaby'i bize leylekler ya da çingeneler getirmiş olsa bile umurunda olmaz onun.

She doesn't care! But she knows I do!

Umursamıyor ama kısır olduğumu biliyor!

She doesn't care, she's happy because she's doing well now. How did he feel about losing his classmates?

Önemsemiyor, şu an mutluymuş, çünkü işleri iyi gidiyormuş.

She just doesn't care.

Umurunda değil o kadar.