English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Shorts

Shorts Çeviri Türkçe

2,072 parallel translation
Hey, what about belted shorts guy?
Şu şerit kemer takmış, kısa boylu adama ne dersin?
I tried to, you know, make conversation with shorts guy...
Meselâ şu kısa boylu adamla konuşmayı denedim.
Ugh, shorts guy is such a tool.
O adam tam bir aptal.
I was hoping to get an equine valve'cause then you can hang out of your shorts like, oh my God..
ben at kapakçığı almayı ümit ediyordum'düşünsenize üstünüzde şortunuz varken takılıyosunuz derken, " Aman Tanrım..
Where are my shorts?
Şortum nerede?
In my next life I wanna come back as one of the buttons on the ass pocket of her jean shorts.
Bir sonraki yaşamıma kotunun arka cebindeki düğmelerden biri olarak gelmek istiyorum.
"Where the hell are my shorts?"
"Şortlarımı nereye koydun be?"
- Nice shorts, little guy!
- Güzel şort küçük adam!
Spoon-Lips Boxer-Shorts!
Kaşık-Dudaklı Baksır Şortlu mu!
We gave clothes to a boy who had one pair of shorts and we gave him a bed.
Sadece bir tişörtü varken ona elbise aldık. Bir yatak verdik.
Do you want to get changed, put on some shorts?
Üzerini değiştirmek ister misin? Bir şeyler vereyim mi?
And I had the top button of my shorts all undone for this guy.
Ben de elbisemin tüm düğmelerini bu çocuk için açmıştım.
A pair of shorts.
Şort giyiyorsun.
How did I get into shorts?
Nasıl oldu da bir şort giydim?
I think I can get you into a pair of shorts without looking.
Sanırım sana bakmadan bir şortu üstüne giydirebilirim.
He was about eight, in shorts and had an enormous knapsack.
Ta ki küçük çocuğu görene kadar. Çocuk sekiz yaşlarındaydı. Şort giyiyor ve çok büyük bir sırt çantası taşıyordu.
There was some large shorts from money out of the Cayman Islands.
Cayman Adaları'ndan gelen bir parayla yüklü miktarda açığa satış yapılmış.
who reappeared on the West Coast investigating the FBI in beards and shorts with big pacifist eyes sexy in their dark skin passing out incomprehensible leaflets,
Batı kıyısı'nda FBI ca soruşturularak... sakallı ve kısa pantolonlu büyük baruşçıl gözleri, ve cinsellik kokan koyu derileriyle..
- What up, fellas? - Nice shorts, ball licker.
- naber, dostlar - güzel şort, top yalayıcı.
It was summer time. It was really hot in the Valley. And Lemmy was wearing these shorts.
Her gün Lemmy'i lobideki video oyunlarının yanında görürdük.
And I said, "What's the deal with the shorts?"
Dedim ki "Merak ediyoruz da.." "Neyi?" demez mi?
These are shorts. "
" Her gün kıçını görüyoruz.
It's called Bermuda shorts.
Adına bermuda şort diyorlar.
- Shorts?
- Şort mu giydin?
- You should buy boxer shorts.
- Sana yeni boxer almamız lazım.
Nice shorts, pal.
Şortun da güzelmiş dostum.
Wear something nice, like a pair of cut-off shorts to show off your sweet ass.
Güzel birşeyler giyin, mesela tatlı kıçını sergilemek için kısa bir şort giy.
Just cut those into shorts.
Şunları şort yap o zaman.
So you yourself tested the boxer shorts found at the scene?
Olay yerinde bulunan şort külotları sen kendin mi test ettin?
The boxer shorts encrusted with semen.
Şort külotlar meni ile kaplanmıştı.
- The size 44 boxer shorts.
- 44 beden şort külotlar.
Because the semen on the shorts came from a type O secretor.
Çünkü külottaki meni O tip sekretörden gelmiş.
We don't even know if the district attorney has preserved the rape kit or the boxer shorts.
Bölge savcısının, tecavüz kitini veya şort külotu saklayıp saklamadığını bile bilmiyoruz.
It says they tested the DNA in the fingernail scrapings and the boxer shorts and compared it to Calvin's DNA, and there was no match.
Tırnak kazıntılarındaki ve şort külottaki DNA'yı test ettiklerini söylüyor ve Calvin'in DNA'sı ile karşılaştırmışlar ve benzerlik yokmuş.
I'm just wearing shorts.
Şort giyiyorum.
Hand me those shorts.
Şortu uzat.
They gave me an old shirt and a pair of shorts to wear and, uh... I was cleaning out the rubbish pit at Bindoon.
Giymem için eski bir gömlek ve şort verdiler ve Bindoon'da çöpleri temizlemeye başladım.
I don't see how an eight-year-old boy, who's working to grow his own food, who has one pair of shorts, one shirt and no shoes, can be said to be running up much of a debt.
Kendi yemeğini sağlamak için bir gömlek, bir şortla yalınayak çalışan, sekiz yaşında bir çocuğun hangi borcu ödemesi gerektiğini anlamıyorum.
I'll just put some shorts on.
Sadece şortumu giyeceğim.
- I'm losing my shorts.
- Şortum düşüyor.
I need to borrow some shorts.
Birkaç şort lazım bana. Alabilir miyim?
Do I have to bring shorts?
Nasıl giyinmem gerekiyor?
I like your shorts.
Şortunu beğendim.
He was wearing a green and gray shirt today and shorts because he has on a huge leg brace.
Üzerinde yeşil gri çizgili bir giysi ve bacağında destek olmasından dolayı şort giyiniyor.
Have you seen a male Caucasian, mid 30s, dark hair, wearing dark shorts, green sweatshirt?
Otuzlu yaşlarının ortalarında, koyu saçlı, siyah şort ve üzerinde yeşil bir şey giyinen beyaz tenli bir erkek gördünüz mü?
Excuse me, you wouldn't happen to recall seeing a male Caucasian mid 30s, wearing a gray-striped hoodie with shorts?
Pardon, Otuzlu yaşlarda, beyaz tenli, şortlu ve gri çizgili bir şey giyinen birini gördünüz mü?
You wouldn't happen to recall seeing a male Caucasian, mid 30s, wearing a gray-striped hoodie with shorts?
Otuzlu yaşlarının ortalarında, koyu saçlı, siyah şort ve üzerinde yeşil bir şey giyinen beyaz tenli bir erkek gördünüz mü?
That's a weird scene. We're all wearing shorts, but our shorts are like board shorts.
Kısaca Lemmy kıçını ağzımıza dayamış gibiydi.
" Those aren't shorts, those are pants.
"Hava çok sıcak!" dedi.
"These are shorts. I'm cool."
Bana şöyle bir baktı ve benim şortumu göstererek dedi ki...
Got some old Vitaphone shorts and a Monica Velour movie for my collection. - Now go home.
Sen El Solo'sun herhalde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]