Side pocket Çeviri Türkçe
100 parallel translation
I thought I put it right here in my side pocket.
Bende şu cebime koydum sanmıştım.
When old man Pike goes into action, you'll be in the side pocket.
Olaya el koyarsa, buradaki işin bitti demektir.
I'll bet you this next one's a double upcurve in the side pocket.
Bahse girerim, şimdi yan cepte havada çifte faul olacak.
Side pocket.
Yan cebi.
But you can still get action on prizefighting, hockey and the eight ball in the side pocket.
Fakat hala ödüllü dövüşerde hokeyde ve bilardoda değerlendirme yapabilirsiniz.
It caromed off the ceiling, floor and wall... and into the side pocket.
Tavandan yerden ve duvardan sekip yan cebime giriverdi.
Two ball, side pocket.
İki numara, yan cebe.
Play the five ball in the side pocket.
5 numaralı top orta deliğe.
If you reach into my side pocket... you'll find a french dictionary.
Yan cebime bakarsan Fransızca bir sözlük bulacaksın.
Two rails, side pocket.
Çift bant, yan delik.
Dd [Continues] In the side pocket.
Yan cebimde.
MURDOCK : How'd you like to be stuffed in the side pocket of a golf bag?
Bir golf çantasının yan cebine tıkılmaya ne dersin?
I have important things to do... like putting the 15 ball in the side pocket.
15 topu yan deliğe sokmak gibi.
- Mallard in the side pocket.
- Yaban ördeği yan cepte.
But most of all, that feeling of adrenaline coursing through your veins as you make that two-cushion bank shot, 8-ball in the side pocket.
Bundan daha önemlisi, iki banttan vuruş yapıp sekinci topu sokarken damarlarında dolaşan adrenalinin verdiği his.
Half-wolf in the side pocket there.
Yarı kurt saf dışı kaldı.
Eight ball in the side pocket.
Sekiz top kenardaki cep.
The letter of authenticity is in the side pocket there.
Orijinallik belgesi yan cebinde.
Eight ball in the side pocket.
Sekiz numaralı top köşeye.
- Red bag, side pocket.
- Kırmızı torbanın yan cebinde.
Side pocket.
Girecekti oraya.
Side pocket.
Yan delikte.
I'll be a three-legged dog if I'm not looking at the Side Pocket Kid.
Side Pocket çocuğuna bakmıyorsam üç ayaklı köpek olayım.
Used to be known as "The Side Pocket Kid."
"The Side Pocket Çocuğu." olarak biliniyordun
8 ball, side pocket.
Sekiz top ve delikler.
It's in the side pocket!
Yan cebinde!
Well, if it was me, why would I keep that screw driver way over there in that glove compartment, when he could keep it right by his side, right there in the door side pocket, nice and handy?
Ben olsaydım, tornavidayı kolayca ulaşabileceğim kapı gözü yerine ta torpido gözüne koymazdım.
5,000 cattle in the side pocket!
5,000 sığır cepte.
Seven in the side pocket, baby.
yan cebinde Seven, bebek.
His favorite binky is on the side pocket... but only if he gets fussy.
En sevdiği binky'si yan cepte... ama onu sadece huysuz olunca verirsin.
All my contact information is on the other side pocket, including my cell number.
Bana ulaşabileceğin numaralarımın hepsi diğer cepte, cep telefonum da dahil.
Hey, you know the autopsy found a three ball in his side pocket?
Biliyor musunuz, otopside yan cebinde üç tane top bulmuşlar.
12 ball, side pocket.
12 top, yan cep.
- BALL, SIDE POCKET. YEP.
4 numaralı top, orta cebe.
- I left the keys in the side pocket.
- Anahtarları yan cebe koydum.
15 in the side pocket.
Tabii ki orada olduğunu bilmeyen birini seçecek.
- Pocket on the side.
- Yandan cepli.
Logic would dictate that if I strike the cue ball properly, it will deflect first off the rear bumper, then the side, striking the 11 ball and causing it to roll directly into the corner pocket.
Mantığım bana eğer, topa şu şekilde vurursam, ilk önce yakın banda daha sonrada öteki banda vurup onbir numaralı topun köşedeki deliğe, girmesine neden olacak.
Yeah well you better get out and get my handkerchief,... in my side-pocket...
Şuradan inip mendilimi çıkarır mısın lütfen. Ön cebimde olacak.
Keep it in your vest pocket till you get on the other side.
Öbür tarafa geçene kadar bunu cebinde tut.
General Hammond gave me a note and told me to keep it in my pocket until I got to the other side.
GeneraI Hammond bana bu notu vermişti..... ve öbür tarafa geçene kadar bana bunu cebimde tutmamı söylemişti.
Right side, bottom row, third pocket.
Sağ taraf, alt sıra, üçüncü cep.
He had the whole West Side in his hip pocket and Frannie helped run the whole thing. Big fucking deal. Ancient history.
- Lanet olası şey, eski tarih olmuş
Put it in your pocket, on the side.
Onu cebine koy, bu taraftakine.
Frankie had to go into his pocket to get her decent fights sweetening the purse by paying managers on the side.
Frankie, ona maç ayarlamak için elini cebine atmak zorundaydı dışarıdan idarecilere para ödeyerek ödülü cazip hale getirdi.
Side pocket.
Yan deliğe.
Make sure all the pens are cap-side up with the pocket clips facing forward.
Kalemlerin kapaklı kısmı yukarıya, cep klipsleri öne gelsin.
As I side-stroked through the salty waters of the great Pacific pick an apple, put it in your pocket ; pick an apple, put it in your pocket ; I wondered if everyone was doing as well as I was.
Pasifik'in tuzlu sularında kulaç atarken elma al...,... cebine koy ; elma al, cebine koy ; herkesin işlerinin, benimki kadar iyi gidip gitmediğini merak ettim.
Side door was unlocked and we found a key in Martin's pocket.
Yan kapı kilitli değildi. Martin'in cebinde bir de anahtar bulduk.
No, it was definitely.my side should be in my pocket.
Yo, kesinlikle. Benim tarafım cebimde olmalı.
Pocket, right side.
- Ama..