English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Sideways

Sideways Çeviri Türkçe

1,038 parallel translation
Up and down, never sideways.
Yukarı aşağı, yanlara doğru değil.
Your picture will be in the papers - front, sideways, back, numbers, don't you worry about it.
Senin de bir gün, gazetede ; önden, yanlardan, arkadan numaralı bir resmin olacak merak etme.
- Dang me sideways!
- Anam, vuruldum!
Turn sideways.
Sheila, yana dön.
You look sideways at them they kill you!
Onlara yan baktiginda seni gebertiyorlar!
The one from Great Neck who walks sideways like this.
Böyle yanlamasına yürüyen, Great Neck'li birisidir.
He came out sideways and almost tore poor Martha apart.
Ters olarak çıktı ve az daha Martha'nın rahmini yırtacaktı.
Wearing slick clothes, wearing the topknot sideways walking the streets with a swagger, oh yeah it's all so impressive.
Şık kıyafetler giyip, yan topuz takıp çalımlı çalımlı caddelerde yürüyen, oh evet hepsi çok etkileyici.
Sideways?
Yanlara?
It means that we're going sideways.
Bizim yana doğru sürüklendiğimizi söylüyor.
- Turn sideways.
- Yan dön.
Hey, Tex, take that wine and shove it sideways.
Tex, şarabını al ve kıçına sok.
- Turn sideways...
- Yan dön. - Tamam.
Note the bow in the extended arm and the head turned sideways as if following the arrow with his eyes.
Uzanmış koldaki yaya ve yana çevrilmiş kafaya bakın. ... sanki gözleriyle oku izlemekte.
Forward, backwards, sideways... The same thing over and over.
İleriye, geriye, yana...
They all do it to somebody sideways. Egg rolls.
- Ah, bunu çömezlere anlat!
Second... second the simple "sideways offensive deposit."
İkinci olarak, basit yandan ofansif atış.
The insurance company is looking at us sideways... and we can barely get the men to work for us anymore.
Sigorta şirketi bize yan gözle bakar oldu artık çalışacak işçileri bile zor buluyoruz.
Sometimes you have to come from the inside or sideways... even to get them to open up.
Bazen onları konuşturabilmek için yakınlarına yanaşmanız gerekir.
I'm comin'in low and sideways to plug the bag.
Aşağıya çantayı tıkamaya indi.
Other day, man, a little boy come down through here... had one of them little hats on all cocked, all sideways.
Geçen gün küçük bir çocuk karşıdan geliyordu,.. ... şu küçük şapkalardan giymişti. Yana çevirip ucunu kaldırmıştı.
If he was, I'll go kick his ass sideways.
Eğer öyleyse onu fena benzetirim.
You think I don't know what you're doing with this squatting and sideways staring stuff?
Bu çömelmiş, yan yan bakışınla ne yaptığını bilmediğimi mi düşünüyorsun?
- You know what I'm gonna do? - I'm gonna turn this car around and I am gonna block the whole highway sideways. - What?
- Ne yapacağımı biliyor musun?
For an example, you take a cork with a nail stuck in it and a violin string attached on the side of it stick it in the asshole and then sideways jack off.
Örneğin, bir şişe mantarını alıp bir keman ipi ile organına bağla. Ve sonra yanlamasına mastürbasyon yap.
You kind of stand sideways.
Sen yanda duracaksın.
It's as though we've been shifted sideways.
Sanki başka bir yöne sapmışız gibi.
- She do it sideways or something?
- Bizi satıyor musun yoksa kız iyi mi düzüşüyor?
Colonel, what do you suppose Stockwell's gonna say about us knocking this country sideways?
Albay, Stockwell'in ne söyleyeceğini düşünüyorsun? Bu ülkeyi yandan vurmamız hakkında?
vanna honey, when you stand sideways, they can't see the letters!
Hadi tatlım o durumdayken, Harfleri göremezler!
Then i shifted into "sideways."
Sonra "yanlamasına" kaydırdım.
And shifted into "sideways."
Ve yüksek dereceye ayarlayıp çalıştırdım.
Go, go sideways.
Kenara çekil.
Her first baby... come out sideways.
İlk bebeği... yanlamasına doğdu.
But nobody's even looked at them sideways in months.
Ne var ki aylardır kimse onların yüzüne bile bakmıyordu.
I put Peale through RI, checked him up, down, sideways... I don't like him, but he's clean.
Peale Rl'den geçirdim, üstten, alttan, yandan bile kontrol ettim... ondan hoşlanmasam bile temiz o.
It's an old Bonnie-and-Clyde-looking hat, it's turned sideways.
Eski bir Bonnie Clyde tipi bir şapkaydı, yana bükülüydü.
If we lay our sideways, we'll need an oil pan down there.
Eğer yanlara yatıracaksak... alt tarafa yağ kazanı koymamız gerek.
If it goes sideways, we'll pull out our guns... and waste the whole neighborhood.
İşler sarpa sararsa silahlarımızı çekip bütün mahalleyi harcarız nasıl olsa.
Now put your little hat on sideways and boo-boo away.
Şimdi şapkanı yan tak ve yandan yandan ikile.
Now it launches itself off, slow motion picture. The body flattens out sideways and catches the air. It's steering itself down and it's going to land on another tree without hurting itself.
Ve kendisini ağaçtan fırlatıyor, yavaş çekimde görüyorsunuz, vücudu yanlara doğru düzleşir ve havayı yakalar, kendisini aşağı doğru sürüyor ve kendisine zarar vermeden başka bir ağaca konacak.
Over, sideways and under
Orada, burada, her yerde...
I'll go to hell body and soul before I look sideways at you again.
Sana tekrar yan bakarsam, cehenneme giderim.
Stand sideways, you're less of a target.
Yan durursan seni vurmaları zorlaşır.
See him, with his hat turned sideways?
Hani, şapkası yana yatık olan, gördünüz mü?
The first thing I look sideways, his face delivery.
Benim canım çıkıyor, sense surat asıyorsun.
Well, your hat should be on sideways, shouldn't it?
Şapkan ters durmalı o zaman, değil mi?
- Emil's face is bent sideways.
- Emil'in yüzü kaydı.
Suck me sideways.
Yıktı beni.
Little bitty stinging rain and big old fat rain, rain that flew in sideways, and sometimes rain even seemed to come straight up from underneath.
Küçük damlalı, yakan yağmur, eski büyük damlalı yağmur, yandan gelen yağmur ve bazen de alttan yağıyormuş gibi yağan yağmur.
"sideways completely unexpected deposit."
O da basit, dolaysız yandan, tamamen beklenmedik atış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]