Signed Çeviri Türkçe
10,681 parallel translation
Hobbs : To conclude my opening statement, let me read to you from the signed confession the defendant gave on the night of the murder 10 months ago.
Açılış konuşmamı bitirirken, izninizle, sanığın 10 ay önce cinayet gecesi verdiği imzalı itirafını okuyayım.
Using the signed confession?
- İmzalı itirafı kullanmak ha? - Müvekkilini aklayan şu kahrolası delil nerede? Vay be.
Okay, look, I signed off on this whole interview thing and agreed to not treat it as evidence, but I don't see how it helps my case.
- Tamam, bak bu röportaj işine razı oldum ve buna delil muamelesi yapmamayı kabul ettim ama bunun davama faydasını göremiyorum.
She's already signed the consent form allowing us to search her house, so I'm giving her a moment.
Evini aramamıza izin veren rıza belgesini imzaladı zaten. O yüzden ona biraz zaman veriyorum.
Your fiance signed a plea agreement for the assault.
- Nişanlınız saldırı için anlaşma imzaladı.
Sir, the signed confession of the man that General Said hired to plant the device that killed your mother.
Annenizi öldüren cihazı yerleştirmesi için General Said'in tuttuğu adamın imzalı ifadesi geldi.
Well, that's too bad, because they already signed off.
Çok yazık, çünkü çoktan imzaladılar.
Jeffrey signed the agreement?
Jeffrey anlaşmayı imzaladı mı?
It's an agreement that Esther signed that agrees to give Jeffrey 25 %.
Esther'ın Jeffrey'e % 25 vermeyi kabul ettiğini gösteren bir anlaşma.
But once an armory where Washington himself dined with General Donatein DE Vimeur. ... can only be signed for by a U.S. citizen.
Washington'un General Donatein de Vimeur ile cephanelikte yemek yediği sırada sadece Amerikan vatandaşları için onaylanabilir.
Judge signed the custodial transfer.
Yargıç transfer iznini imzaladı.
Jack Soloff signed Fletcher as a client and now I have to let McKernon go.
Jack Soloff, Fletcher'ın avukatı oldu ve şimdi McKernon gitmek zorunda.
Because I told them when I signed Fletcher.
Çünkü onlara Fletcher'la anlaştığımı söylemiştim.
I just heard a rumor that Jack Soloff signed Fletcher Engines.
Jack Soloff'un Fletcher Motor'la anlaştığı geldi kulağıma.
Jack signed Fletcher.
Jack Fletcher'la anlaşmış.
signed, Tristan.
imza, Tristan.
My mother doesn't have a lot of valuable things, but she was a friend of Marc Chagall's wife, Valentina, and she had given her a signed print.
Annemin pek fazla değerli eşyası yoktu,... ama Marc Chagall'ın karısının arkadaşı, Valentina,... ona imzalı bir tablo vermiş.
A signed Chagall?
Chagall imzalı mı?
She signed a contract that says we own it, And it was on our laptop that she took home on her last day.
Onun bize ait olduğunu söyleyen bir kontrat imzaladı bizim bilgisayarımızdaydı ve son gününde onu alıp evine götürdü.
She may have signed that contract, But it isn't binding because she was only 16 at the time.
O sözleşmeyi imzalamış olabilir ama o zaman 16 yaşında olduğu için bağlayıcı değil.
It doesn't matter how old she was when she signed it.
İmzaladığında kaç yaşında olduğu önemli değil.
If Jack thinks I signed Dellmore, And I tell him I'll give him a piece, He'll know it's worth a fortune to him
Jack, Dellmore'a imzalattım sanırsa ve ona bir parça vereceğimi söylersem servet değerinde olduğunu anlayıp oylamayı geri çevirir.
It's a directive, signed by the DNI and the AG, instructing you to turn over Martin Odum to me.
Martin Odum'u bana teslim etmenizi emreden,... Ulusal İstihbarat Direktörü ve Adalet Bakanı tarafından imzalanmış bir direktif.
I spend one afternoon with the guy, and it's like I signed an eight-year contract to show up at events with him and let him fake-father a child.
Adamla bir öğleden sonra takıldım ve sanki etkinliklere onunla birlikte gitmeye ve bana sahte babalık yapsın diye onunla 8 yıllık sözleşme imzaladım.
I signed away my family's company. I didn't even graduate from college, although, in my defense,
Ailemin şirketini devrettim, üniversiteyi bile bitirmedim.
Lily signed over the deed.
Lily'nin imzalı belgesi var.
Hundreds of grad students signed up to be guinea pigs.
Yüzlerce lisansüstü öğrencisi deney faresi olmak için yazılmışlar.
I never signed off on-on, on TV interviews.
Televizyona röportaj vermen için izin imzaladığımı hatırlamıyorum.
He said it wasn't what he signed up for. Can you believe that?
Bunun için yaşamak istemediğini söyledi.
It's what I signed up for. "
"Ben bunun için yaşıyorum." dedi.
"It's what I signed up for."
"Ben bunun için yaşıyorum."
And I have his signed requisition right here.
Ve elimde imzalı izin talebi var.
- Or flunked or got bored or died 16 perfectly natural deaths. Whatever. We all signed this waiver.
- Ya da başarısız olduklarına ya da sıkıldıklarına ya da 16'sının da doğal nedenlerden ölümüne.
I signed off on Howe's remains a short while ago.
Daha demin imzaladım.
Daniel Hardman just signed a billion-dollar client...
Daniel Hardman milyar dolarlık bir müşteriyle anlaştı...
Everyone who works here just took a sexual harassment seminar... it's a liability thing... and then they signed a form acknowledging that they went.
Burada çalışan herkes yakın zamanda cinsel istismar semineri aldı. Yapılmakla yükümlü olunan bir şey. Seminere katıldıklarını gösteren bir form imzaladılar.
These are the signed forms, those are our employee files.
Bunlar imzalı formlar, şunlar da çalışan dosyaları.
Hey, did you ever get the fruit-of-the-month club that I signed you up for?
Senin adına katıldığım "Ayın meyvesi" kulübü işe yaradı mı?
- Vitsin? - Yes, the same man who signed the paperwork facilitating Karakurt's entry into the United States.
- Evet, Karakurt'un ABD'ye giris belgelerini imzalayan adam.
Some FBI agent signed off on the paperwork.
- Bir FBI ajanı evrak işlerini halletti.
Flex Flow with Nat, and Ab Attack with Abby, and I just signed up for Celtic Hip-Hop with Devandre O'Brien.
Ve Devandre O'Brien'la Celtic Hip-Hop'a yazıldım şimdi.
Your mother signed the death warrants of our entire race and she used you to do it.
Annen, tüm insanlarımızın ölümüne imzasını attı. Seni de buna alet etti.
It's been signed by the president.
Başkan tarafından imzalandı.
Some FBI agent signed off on the paperwork.
- Bir FBI ajani evrak islerini halletti.
She e-mailed me this after she signed it.
İmzaladıktan sonra bunu bana gönderdi. Orijinali evde.
The lucrative deal in Shenzhen is finally signed to us.
Shenzen'deki karlı anlaşma sonunda imzalandı.
We haven't signed the HR forms yet.
Henüz İK formlarını imzalamadık.
Yamaha then signed Jorge Lorenzo as their second rider for 2008.
Yamaha, daha sonra ikinci sürücüsü olarak Jorge Lorenzo ile 2008'de anlaşma imzalıyor.
I have a signed contract to prove it.
Bunu kanıtlayacak bir sözleşme de var elimde.
A fact that you were well aware of when you held his hand and signed the deed yourself.
Onun elini tutup sözleşmeyi bizzat kendin gördüğünde bunun farkındaydın.
The chiefs of Urfa and Mardin They signed my death warrant Alas, alas, alas They signed my death warrant
d Urfa, Mardin beyleri d d Kestiler fermanımı d d Aman, aman, aman d d Kestiler fermanımı d