Simpático Çeviri Türkçe
80 parallel translation
But you are simpático.
Ama sen çok cana yakınsın.
But I have heard you are, how you say, comunista simpático.
Ama duyduğuma göre nasıl derler, sen komünist sempatizanıymışsın.
Is simpático the word?
Simpatico mu deniyordu?
This college boy is no simpatico.
Bu kolej çocuğu simpatico değil.
As we spoke yesterday, I knew you're simpatico.
Dün konuştuğumuz gibi çekici olduğunuzu biliyorum.
That's why you're simpatico.
Bu güzel. Bu yüzden çekicisiniz.
Simpatico, you know.
Sempatik, değil mi?
My simpatico companion and I.
Sempatik arkadaşım ve ben.
You are simpatico.
Sen sempatiksin.
You are such a good man, so simpatico.
Sıcak kalplisiniz. Bunu istemiyoruz.
The island is, uh, simpatico... as they say in Chinese.
Ada... emm... simpatico... çinlilerin dediği gibi.
I got a wonderful guy, very simpatico.
Çok sempatik.
About their little work weekends in Armonk about his goddamn beach shack in Gloucester about his simpatico eyes about his laid-back, mellow, goddamn constant smile!
Armonk'daki küçük iş hafta sonlarını Larry'nin Gloucester'daki lanet olası sahil kulübesinde onun sevimli gözlerini onun kaygısız, tatlı, lanet olası sürekli gülümsemesini!
Come on, we're simpatico.
Hadi, iyi anlaşıyoruz.
Our forms aren't exactly simpatico.
Tarzlarımız pek uyumlu sayılmaz.
Muy simpatico.
Kafa dengi.
Very simpatico, in Bernie's case.
Bernie adına çok sempatik. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
We were never simpatico.
Ayrıca onunla iyi geçinemeyiz.
But I have heard you are, how you say, communista simpatico.
Ama duyduğuma göre nasıl derler, sen komünist sempatizanıymışsın.
We simpatico?
Anlaştık mı?
Simpatico, yes.
Anlaştık, tamam.
He was so simpatico.
- Sempatik biriydi.
I'm feeling a real simpatico here. Yeah, me too. I'm going to go out on a limb.
Evet, ben de.
Well, you two seem to have a certain simpatico.
Peki, ikiniz birbirinize oldukça yakıştınız.
I don't know. It's hard to explain. There was an instant connection this simpatico.
Açıklaması çok zor, aramızda hemen bir bağ oluştu.
That whole simpatico tactic.
Bütün bu sempatik taktikler.
Even though Poe and I were not what you'd call simpatico that's no reason he should've taken two in the chest.
Evet belki Poe ile aramız pek iyi değildi. Ama bu vücuduna iki kurşun yemesi için yeterli sebep değil.
- We're completely simpatico.
- Demek aynı fikirdeyiz.
But as you know, Jonny and I were simpatico.
Fakat biliyorsunuz, Jonny ve ben iyiyizdir.
I go in there, show her my barcode to prove I'm simpatico, give her the "you gotta lay low" speech, and send her on her way.
Oraya giderim, sevimliliğimin kanıtı olan barkodumu gösteririm, gözlerden uzak durması gerektiği konuşmasını yaparım ve yoluna gitmesini sağlarım.
I have a real simpatico with the snake, you know?
Genel olarak, yılanları çok severim, biliyor musunuz?
Simpatico.
Sempatik.
You see, people who know me, simpatico people... they always call me Stanley, of course.
Beni tanıyanlar, sempati duyduğum insanlar bana daima Stanley der.
Look, there's a militancy to our religion I'm just not yet simpatico with.
Bizim dinimize karşı henüz anlayamadığım bir saldırganlık var. Pasaportlar.
Brainy, babe, you and I are both muy simpatico.
Akıllı bebek. Sen ve ben iyi anlaşabiliriz.
But, hey, I'm simpatico.
Ama, ben uyumlu insanımdır.
Orson and I, we're just so simpatico, I guess.
Orson ve ben öyle uyum içindeydik ki.
You know, in the boudoir, we're very simpatico.
Bilirsin, yatakta "yolu" çok sertleştirir.
Simpatico?
Çaktın mı?
Although for fans, they sure do complain a lot.
Simpatico demiş ki ;
Clich'd, and overall craptastic. "
Evet sen ne bilirsin Simpatico. Bunu biz yaşadık.
Yeah, well, screw you, simpatico.
Evet, okumaya devam et.
Look at us, being all simpatico.
Baksana nasıl da benziyoruz.
Our room is all Avery, which is why they're not exactly simpatico right now.
Bizim daire tamamen Avery'e bakıyor. Bu yüzden de, şu an o kadar candan görünmüyorlar.
I thought we were kind of simpatico. You know?
Anlaştığımızı sanıyordum.
Look, man, I know you think we're all simpatico... with the whole divorce thing, but you can't just...
Bak, dostum bütün bu boşanma meselesinden cana yakın hissettiğini biliyorum ama bunu...
Oh, everyone will find you quite simpatico.
Herkesin sizi sempatik bulacağından eminim.
Unfortunately, the kingdom and I aren't exactly, simpatico, at the moment.
Ne yazık ki bu aralar krallıkla pek can ciğer kuzu sarması sayılmayız.
We seem so, I don't know, simpatico.
Sanki her şeyimiz benziyor gibiydi.
Simpatico
Benzerdik.
Simpatico
Benzerdik. Benzerdik.