Sir henry Çeviri Türkçe
348 parallel translation
Sir Henry Derwent was knighted.
Sir Henry Derwent şövalye olmuştu.
We've seemed to cut our time pretty close Sir Henry.
- Anlaşılan zamanı ucu ucuna ayarlamışız, Sör Henry. - Ha?
Have you a word Sir Henry?
Bir kaç şey söyler misiniz, Sör Henry?
Sir Henry, what is your destination New York or Washington?
Sör Henry, varış noktanız neresi, New York mu yoksa Washington mu?
Sir Henry Marchmont official business.
Sör Henry Marchmont resmi görevli.
Oh Sir Henry Marchmont.
Sör Henry Marchmont. - Sör Henry.
Good luck Sir Henry.
- İyi şanslar, Sör Henry.
And when I read that you were in route to Washington, Sir Henry, I just couldn't rest until I found you.
Onu okuduğumda Washington'a doğru yola çıkmıştınız, Sör Henry, sizi buluncaya kadar rahat edemedim.
But if Sir Henry isn't the one who is?
Fakat eğer Sör Henry o değilse, kim peki?
But Sir Henry received a cable from London tipping him off.
Sör Henry Londra'dan bir uyarı telgrafı aldı.
If Sir Henry isn't carrying it...
Belgeyi Sir Henry taşımıyorsa...
Besides Sir Henry and myself only one man's come all the way from London.
Benimle Sör Henry dışında Londra'dan onca yolu bir tek kişi katetti.
Grayson's carrying the document while Sir Henry's being used as a decoy.
Belgeyi Grayson taşımakta, Sör Henry ise bir yem olarak kullanılmaktadır.
Oh you're so right, Sir Henry.
Oh, çok haklısınız, Sör Henry.
So a regular King's messenger, Sir Henry Marchmont, was dispatched.
Bunun üzerine Kralın her zamanki ulağı Sör Henry Marchmont'u görevlendirdik.
Sir Henry was the sort of...
- Bir yem, diyebilir miyiz?
On his arrival in Washington he was to make himself known to Sir Henry and deliver the document.
Washington'a vardığında kendisini Sör Henry'ye tanıtacak ve belgeyi verecekti.
Now not even Sir Henry knew that this man, Pettibone, who traveled under the name of John Grayson, was the real messenger.
Bu arada Sör Henry'nin bile John Grayson adıyla seyahat eden Pettibone adındaki bu adamın gerçek ulak olduğundan haberi yoktu.
Sir Henry Marchmont confirms that Grayson had contact only with the people on this list.
Sör Henry Marchmont, Grayson'un sadece şu listede bulunan kişilerle ilişki kurduğunu onayladı.
Sir Henry Marchmont was sitting right here and Mrs. Jellison was right here.
Sör Henry Marchmont tam burada oturuyordu. Bayan Jellison da tam burada.
We should get some action, Sir Henry, with Sherlock Holmes in Washington.
Biraz hareketlilik görebileceğiz, Sör Henry, Sherlock Holmes Washington'daymış.
- And you'd be conducting, Sir Henry?
- Sör Henry'yi ikna edebildiniz mi?
There's something wrong over at Sir Henry's.
Sör Henry'lerde bir problem var.
I wonder what's happened over at Sir Henry's.
Acaba Sör Henry'lerde ne oldu?
I'm sorry, Sir Henry.
Özür dilerim, Sör Henry.
Sir Henry Baskerville.
Var. Sör Henry Baskerville.
I thought you might prevent Sir Henry from going into danger.
Sör Henry'yi tehlikeden koruyabileceğinizi düşünmüştüm.
Sir Henry, let me introduce Mr. Sherlock Holmes... Dr. Watson. Sir Henry Baskerville.
Sör Henry, size Sherlock Holmes ve Dr. Watson'ı tanıştırmama izin verin.
Sir Henry is the last of the Baskervilles.
Sör Henry, Baskervilleler'in sonuncusu.
One thing is certain, Sir Henry.
Kesin bir şey var Sör Henry.
Sir Henry, I am not a man to overestimate danger... but I must insist upon one thing :
Sör Henry, ben tehlikeyi olduğundan büyük gören biri değilimdir ama bir konuda ısrar ediyorum :
Sir Henry, keep perfectly still... if you value your life.
Sör Henry, hayatınıza değer veriyorsanız sakın kıpırdamayın.
Remember that, Sir Henry, when you're at Baskerville Hall.
Baskerville Konağı'ndayken bunu unutmayın Sör Henry.
Forgive me, Sir Henry, you wouldn't know about it.
Affedin beni Sör Henry, bunu bilmeyecektiniz.
That's what he left, Sir Henry.
İşte bunu bıraktı, Sör Henry.
That's most kind of you, Sir Henry.
Çok naziksiniz, Sör Henry.
I must ask you to excuse my wife's behavior, Sir Henry.
Eşimin davranışını mazur görün, Sör Henry.
- Why, it's Sir Henry.
- Siz Sör Henry'siniz.
I saw Bishop Frankland coming up the drive, Sir Henry.
Girişte Piskopos Frankland'ın geldiğini gördüm, Sör Henry.
- For you, Sir Henry?
- Almaz mıydınız, Sör Henry?
It's a colloquial expression, Sir Henry.
Konuşma dili deyimidir, Sör Henry.
I'd give you a lift on the tricycle but I wanted to chat with Sir Henry.
Üç tekerleklimle sizi bırakırdım ama Sör Henry ile konuşmak istiyordum.
I'm afraid you'll be expected to open the sale, Sir Henry... and judge the prettiest mother and baby.
Korkarım ki açık satışa bekleniyorsunuz, Sör Henry gelip en güzel ve anne ve bebek yarışması jürisi olacaksınız.
It's a poor life on the moor, Sir Henry.
Çalılıkta yoksulluk var, Sör Henry.
- With Sir Henry?
- Sör Henry ile mi?
I'll tell Sir Henry.
Sör Henry'ye söylerim.
Now that you're here, would you like to come in and see Sir Henry?
Madem buradasınız, içer gelip Sör Henry ile tanışmak ister misiniz?
I beg your pardon, sir. Mr. Henryjust came home. He went directly upstairs.
Özür dilerim efendim ama biraz önce Bay Henry geldi ve doğruca yukarıya çıktı.
Sir Henry.
- Teşekkür ederim.
I heard lord henry call you sir tristan.
Lord Henry'nin sana Sir Tristan dediğini hatırlıyorum.
Lieutenant Henry reporting for duty, sir.
Teğmen Henry göreve hazırdır, komutanım.