Site Çeviri Türkçe
10,148 parallel translation
A joint NSA-DEA investigation into Libertad, the online illicit drug site, has gone south fast.
NSA ve DEA'in yasa dışı uyuşturucu sitesi Libertad soruşturması hızla kötüye gitti.
We've got hostages on site.
İçerde rehineler var.
According to the league's Web site, Ross was owed $ 15,000 by the commissioner, Jamie Whetzel.
Lig web sitesine göre Ross temsilci Jamie Whetzel'a 15,000 $ borç vermiş.
That's why I made the profile on the gay site.
Bu yüzden gay sitesinde profil açtım.
I'm at the blast site.
Patlama alanındayım.
I'm at the site of his latest attack.
Son saldırının olduğu yerdeyim.
There's a very good chance that the coal stained the tissue at the site of the cut.
Kesiğin olduğu yerden kömür lekesinin dokusunu almak bir şans olabilir.
So I traced the traffic to the site, and it led me to these gentlemen.
Sitenin trafiğini takip ettim ve bu adamlara rastladım.
Yes. The on-site investigation is underway.
Evet, araştırmalar sürmekte.
The cause of the ruptures is still unknown, and local authorities, along with a team of scientists from the Institute, are on-site as we speak.
Felâketin sebebi ise, henüz bilinmiyor. Yerel yetkililer ve Enstitüden gelen bazı bilim adamları, bölgede inceleme yapıyorlar.
It was at the site, so I... I guess it's in the pit, or it's destroyed or something.
O, bölgedeydi, sanırım çukurun içinde bir yerdedir, ya da, yok olmuştur, falan.
I think the quickest way to find you a new girlfriend is just to get you on every dating Web site out there.
Sana yeni bir sevgili bulmanın en hızlı yolu seni İnternetteki bütün randevu sitelerine kaydettirmek.
Not because of a test or a Web site, but because...
Bir test ya da site yüzünden değil ancak ve ancak...
It's a crowd funding site.
Kalabalık bir bağış sitesi.
As the ranking zombie on-site, shouldn't I get veto-power over their names?
Zombilik derecemi düşünürsek, bu isimleri veto etme hakkım olması gerekmez mi?
Body was found in the concrete foundation of a high rise construction site.
Ceset yüksek gelirli bir şantiyenin beton temelinde bulundu.
I believe he was working on the site, fell, hit his head on the cross beam and then.
Orada çalıştığını düşünüyorum, düşmüş, başını enine kirişe vurmuş ve sonra...
Construction site?
İnşaat alanında.
The placenta leeches off the blood supply of whatever it attaches to and when it tears, so does that site.
Plasenta, bağlı olduğu tüm kan kaynaklarını sömürüyor ve yırtıldığı zaman da bu durum oluşuyor.
I mean, millions of Russians get their news from his site.
Milyonlarca Rus kendi haberlerini onun sitesinden okumuş.
It looks like they've been using the site for a couple of years.
Birkaç yıldır bu siteyi kullanıyorlarmış.
And I will close this site.
Artık kapatabilirim.
The Web site's frozen. I can't get in!
İnternet sitesi donmuş, giremiyorum!
Because I checked the Sheep and Wool Festival Web site, and there's only 8,000 tickets left.
Koyun ve Yün Festivali'ne İnternette baktım ve kala kala 8,000 bilet kalmış.
Wait, there's a dating site- - Sweet Companionship.
Bir dakika, bir çöpçatanlık sitesi var... Tatlı Dostluk.
Okay, she last visited the site yesterday at 6 : 14 p.m.
Tamam, siteyi en son dün 18 : 14'de ziyaret etmiş.
We need to find out who she's been communicating with on that Web site.
O Web sitesinden kiminle iletişimde olduğunu bulmamız lazım.
All right, we're at the headquarters of Sweet Companionship Web site.
- Pekala, Tatlı Dostluk web sitesinin merkezindeyiz.
according to this site —
Örneğin bu siteye göre...
Is that on property, or is that off-site?
Evi mi yoksa dışarıyı mı?
I can now put her at the site on the night of the accident.
Şimdi onu kazanın olduğu.. .. gece düşünüyorum da..
Okay, so, this Web site ranks professors based on student reviews.
Pekâlâ. Bu sitede öğrenciler hocalara puan veriyormuş.
So Eddie's dig site was at a dump.
Yani Eddie'nin kazı alanı bir çöplüktü.
You found the dig site?
Kazı alanını buldun mu?
We'll return to the original site and keep pursuing.
Mekâna geri dönüp izini sürelim bakalım.
We just need to schedule a site visit inspection to make sure your rocket matches the specs you provided.
Roketinizin bize bildirdiğiniz özelliklere uyup uymadığını incelemek amacıyla yapacağımız saha ziyareti için bize bir tarih vermeniz yeterli.
It's an online meeting place for people with dark sexual fetishes... rape, torture, sexual humiliation.
Tecavüz, işkence, cinsel aşağılama gibi gizli cinsel saplantıları olan insanların internet ortamında buluştuğu bir site.
And was the defendant active on this site?
Davalı da bu sitede aktif miydi?
It's used on the site for "kidnap, sedate, rape."
Sitede, kaçırma, uyuşturma, tecavüz için kullanılıyor.
Check out the dark fetish Web site.
- Karanlık fetişli web sitesini kontrol et.
After he was arrested, Detective Rodriguez showed me the things he posted on that Web site.
Tutuklandıktan sonra, Dedektif Rodriguez web sitesine yazdıklarını bana gösterdi.
Are you aware that Dr. Portnow posted on the fetish Web site that he went to your house on those days?
Dr. Portnow'un fetiş web sitesinde yazdıklarının size geldiği günlere denk geldiğinin farkında mıydınız?
Good time on the fetish site?
Fetiş sitesinde iyi vakit geçirdin mi?
Ha-ha. Talked to a buddy in cybercrimes, said they've never had a case of someone on the Brutal Mercy site actually committing a crime.
Siber suçlardan bir arkadaşımla konuştum, Brutal Mercy sitesinde kimsenin gerçekten suç işlediğine dair bir davaya tanık olmamışlar.
We were gonna use the site.
Siteyi kullanacaktık.
And the site... it became a way for me to decompress.
Ve site... benim için gerginliği azaltma yolu olmuştu.
Light role-play, um, there's-there's a Web site...
Fantezilerimizi paylaşıyorduk. İnternet sitesi üzerinden.
I'll get a secure computer. What's the name of the Web site?
- Bir bilgisayar getireceğim.
[reporter 2] How many times were you on the site?
Olay mahalline kaç defa gittin?
You were there Saturday when they found the car, but how many other times were you on the site?
Cumartesi, arabanın bulunduğu gün oradaydın, onun dışında kaç defa oraya gittin?
- I wasn't on the site.
Ben olay mahallinde değildim.