Skiing Çeviri Türkçe
1,072 parallel translation
She wants to go skiing.
Kayak yapmak istiyor.
Sand, beach, skiing, love, work... your bed... epiphenomena.
Kum, kumsal, kayak, aşk, iş senin yatağın birer yardımcı unsur.
You wants to go skiing for two days?
Birkac gunlugune kayaga gitmeye ne dersiniz?
Well, we decided that we'll go skiing for a few days, you know?
Biz birkac gunlugune kayak yapmaya gidecegiz, olur mu?
- Yes. - She's going skiing at two.
Saat ikide kayak yapmaya gidecek.
- Skiing in this weather?
Bu havada kayak yapmaya mı? - Buzda.
I changed my mind about skiing. I'm going to the tennis matches instead.
Kayak hakkındaki fikrimi değiştirdim, onun yerine tenis maçına gidiyorum.
I come here for the winter sports, - for the skiing.
Kış sporları için gelirim buraya, kayak yapmak için.
We just want to go cross-country skiing for a couple of weeks, away from everything.
Birkaç haftalığına, herşeyden uzakta şehrin dışında kayağa gitmek istedik.
I'd much rather be spending this time camping or skiing with people our own age. Yeah.
Bu zamanı kendi yaşıtlarımla kamp veya kayak yaparak geçirmeyi daha çok tercih ederdim.
Come, dear, the German has invited us to go skiing!
Gel canım. Alman bayan bizi kayağa davet etti.
Hey, I'm going to go skiing now.
Şimdi kayak yapmaya gidiyorum.
Skiing on Mars is not that different than on Earth.
Mars'ta kayak yapmanın Dünya'da yapmaktan hiçbir farkı yok.
Skiing?
Kayak kaymayı mı?
A guy in my office, a ski bum, a pain in the ass about skiing.
Benim ofiste kayak hastası bir adam var. Kayak için deliren bir tip.
- It's the best skiing in the world.
- Kayak için en ideal yermiş.
Goldman died last month while skiing.
Goldman geçen ay kayak yaparken öldü.
- Yes, I was doing some skiing.
- Evet, kayak yapmaya gitmiştim.
A sudden rash of skiing accidents, one disappearance on an ice floe one drowning in the Black Sea, one sailing mishap plus five simple fatal cardiac arrests, two terminal cancers four massive brain hemorrhages.
Kayak kazalarında ani bir artış var, buzulda kaybolan birisi Kara denizde boğulan birisi, bir yelken kazası ayrıca 5 ölümcül kalp krizi, son merhalede iki kanser vakası dört devasa beyin tümörü.
Eddie, come on, let's go skiing.
Eddie, hadi kaymaya gidelim -
Witnesses say there was one person in the boat and one water-skiing.
Tanıklar, bir su kayağı ev bir botla içinde bir kişi olduğunu söylüyor.
Skiing!
- Kayak yapmaya! - Çok yaklaştın!
I'm taking him skiing for Christmas.
Noel'de onu kayak tatiline götüreceğim.
I enjoy... skinny-skiing going to bullfights on acid...
Ben çıplak kaymayı severim... LSD alıp boğa güreşine gitmeyi...
- Yes, skiing.
- Evet, kayak yapmaya.
- Yes, cross-country skiing.
- Evet, kros kayağı.
- No boating, jet-skiing, windsurfing...
- Kürek, jet-ski, sörf...
We're trying to get over there, do some skiing.
Kayak için oraya gitmeye çalışıyoruz.
Look, if we'd gone skiing... I would've been sleeping on a cold floor somewhere.
Kayak yapmaya gitseydik soğuk bir zeminde uyumak zorunda kalacaktım.
He'll have people testifying they saw her water-skiing.
Kadını kayakta gördüğünü söyleyen tanıklar bulur.
Like skiing, except for booby traps.
Kayak gibi, bubi tuzakları hariç.
And the time you lied about a relative dying so you could go skiing and debauching with your buddies.
Arkadaşlarınla takılmak ve kayak yapmaya gidebilmek için.. ... akrabanın öldüğünü söylediğin yalanı.
Somebody probably told you I used to go skiing with my buddies on this weekend.
Muhtemelen birisi sana eskiden arkadaşlarımla bu haftada kayak tatiline gittiğimi söyledi.
In fact, I think I see my shushing hunk skiing down the mountain right now.
Hatta yanılmıyorsam yakışıklım şu an dağdan hızla kayıyor.
- Did you find any time for skiing?
- Kaymak için zaman buldunuz mu?
Your time will be gauged along with a rating... of one to ten on your style, which will be judged solely by me... and my vast expertise of skiing technique.
Yarış zamanınızla birlikte stilinize de birle on arası not verilecek... ve stil notunuz kayak tekniği konusundaki engin tecrübem doğrultusunda... yalnızca benim tarafından verilecek.
He went skiing this morning with Charles De Mar.
Bu sabah Charles De Mar'la kayak yapmaya gittiler.
- He's skiing on one ski!
- Tek kayakla kayıyor!
It'll be just like water-skiing, Philip.
Su kayağı yapıyor gibi olacak, Philip.
Water-skiing?
Su kayağı mı?
She went skiing.
Kayağa gitti.
Well, I guess the skiing trip is off.
Sanırım kayak gezisi iptal oldu.
So, he's been getting me into water skiing.
Bana su kayağı yaptırıyor.
Eating and driving is as handy as skiing and doing your taxes.
Yemek yerken araba kullanmak, ski yaparken vergi ödemek kadar kolay.
He's going skiing at a resort, where the greatest danger is an overpopulated hot tub.
Kayak yapmaya gidiyor otelde ve tek en büyük tehlike saunanın kalabalık olması.
I took you skiing, and we played tennis.
Seni kayağa götürdüm, tenis oynadık.
Any help from someone who might know about skiing.
Ya da kayak bilen birinin yardımına.
We did a bit of water skiing.
Biraz su kayağı yaptık.
- Yeah, I went skiing.
- Evet, kayak yapmaya gittim.
And the water skiing.
- Ve su kayağı.
Skiing.
Kayarak.