English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Slurpee

Slurpee Çeviri Türkçe

65 parallel translation
Look, a Slurpee booty.
Bak, kız kanı höpürdetme zamanı.
Slurpee-booty time!
Kız kanı höpürdetme zamanı!
When Cinderella woke up, she was real thirsty so she went to 7-Eleven for a Slurpee where she ran into Bullwinkle.
Sinderella uyandığında çok susamıştı bu yüzden * 7-Eleven'a * Slurpee almaya gitti * Bullwinkle doğru koştu.
Lifesavers? Slurpee?
Höpürdeten?
If you want a Slurpee, you're out of luck.
Bir Slurpee istiyorsan, şansın yokmuş.
- Slurpee?
- Bir şeyler şapırdatalım mı?
For instance, right now, he's at the 7-Eleven getting me a Slurpee.
Mesela şu anda bana marketten buzlu içecek alıyor.
I really wanted a Slurpee.
Gerçekten buzlu içecek istedim.
I'm gonna go in here and get me a malt liquor Slurpee.
İçeri gireceğim ve arpa likörü şapırtacağım.
- Were the Slurpee girls busy?
- Slurpee'deli kızlar meşgul müydü?
Actually, I could use a Slurpee.
Aslında, bir kokteyl fena olmazdı.
Next thing I knew, we were rolling around on the Slurpee machine.
Sonra birden kendimi Slurpee makinesinin üstünde buldum.
You're getting a Slurpee.
Slurpee mi alıyorsun?
YOU MADE ME HOLD YOUR SLURPEE.
Soğuk içeceğini bana taşıttın.
Last night, Shane ran in for a Slurpee and managed to get our police-issue vehicle jacked.
Dün gece Shane aletini bileylemeye gitmiş ve polis kayıtlı aracımızı çaldırmış.
So is that what Shane's calling it these days, a Slurpee?
Shane bugünlerde böyle mi diyor? "Aletini bileylemek"?
WOULD YOU PUT DOWN THE SLURPEE STRAW?
Bırak şu pipeti. Her şey yoluna girecek.
That is not just a cherry Slurpee.
Bu vişne suyu değil.
You two going to share a curry Slurpee?
Siz gidip acılı Hint yemeğinizi mi paylaşacaksınız?
A Slurpee.
Milkshake.
Bought many a slurpee from her. And from what I can tell, she'll do it with anyone Did she do it with you?
o kızdan bir sürü dondurma aldım ve diyebilirim ki, herkesle o işi yapar seninle yaptı mı?
Did you or did you not do it with the slurpee slut
dondurmacı sürtükle yaptın mı yapmadın mı? ne?
I want a Shrek Slurpee, Bernard, and some Krispy Kreme.
"Shrek Slurpee" istiyorum, Bernard. Ve birazda "Krispee Kreme".
Look, I'm gonna take the Smelts out to get a Slurpee.
Bak, Smelters'ı alıp Slurpee'ye götürmem lazım.
It's called I really need a Slurpee disease. "
Buna "Bir buzlu şekerlemeye ihtiyacım var" hastalığı diyorlar. "
Do I say, "Hey, Jay, do you want a Slurpee? You want a Slurpee?"
"Düdük makarnası ister misin, Jay" mi diyorum sana?
My personal favorite was last year's "really bad Slurpee headache."
Benim favorim gecen senekiydi "Kafam ağrıdan kaynamak üzere."
Can't decide what size Slurpee to get.
Hangi Slurpee'yi alacağıma karar veremedim.
Kimmy saw this guy at the mall who was a total Chachi, and he bought us a Slurpee, and we totally lost track of time.
Kimmy alışveriş merkezinde yakışıklı bir çocuk gördü. Bize Slurpee ısmarladı ve zaman nasıl geçti anlamadık.
Who wants to step over a dead body to buy a Slurpee?
Kim cesede basıp Slurpee almaya girer?
- Slurpee. - 7-11?
- Slurpee içeceği.
He delivered a baby next to a Slurpee machine.
Bir otomatın yanında bebek doğurtmuş.
Now, if you'll excuse me, I gots to get my Slurpee on.
Şimdi izninle bir Slurpee içeceği alacağım.
On Tuesdays, I go out and get new games, maybe throw in a trip to 7-Eleven for a grape Slurpee, which must have been where I was going...
Salı günleri, dışarı çıkar ve yeni oyunlar alırım. 7-11'den üzüm aromalı almış olabilirim. Gittiğim yol üstünde olmalı.
I got enough money right here to buy you, your family and a Slurpee.
Seni, aileni ve bir de Slurpee alacak kadar param var.
You didn't think about gettir no fuckir Slurpee, kid?
Dondurma almama fikrini hiç aklına getirmedin mi, evlât?
And one of those cherry Slurpees, too.
Ve şu kirazlı Slurpee'lerden de bir tane.
Aren't you a little old to be drinking that Slurpee there, gray balls?
Slurpee içmek için biraz yaşlı değil misin, moruk?
It was love at first slurpee.
İlk görüşte aşktı.
Hey, you didn't want a Slurpee at 7-Eleven, you don't get glasses.
7-Eleven'dan Slurpee almazsan gözlüğün de olmaz işte.
You don't think it's weird... Melissa trading in her princess gown and pink champagne for a food court slurpee?
Melissa'nın, prenses kıyafetini ve pembe şampanyayı hazır yiyecek ve buzlaşla değiştirmesi sence de garip değil mi?
Dan had a slurpee.
Dan'in ki buz parçacıklı.
She'd never take you over me Unless she wants a curry slurpee.
Seni bana asla tercih etmez eğerki Slurpee köri istemiyorsa.
- And a slurpee.
- Üzerinde kocaman dondurmayla.
We're gonna add the velocity of my car, which is 30 miles an hour, and if I throw this Slurpee in the same direction at 20 miles an hour, since this is an ordinary, everyday event,
Arabama saatte 50 km kadar hız verelim, elimdeki içeceği aynı yöne saatte 30 km hızla atarsam,
the total velocity of the Slurpee is actually going to be 50 miles per hour.
- ki anormal bir adam olsaydım -, içeceğin toplam hızı saatte 80 km olacaktır.
If I'm going backwards at 30 miles an hour and I throw the Slurpee forward at 20, someone on the road will see the Slurpee move backwards at 10 miles an hour.
50 Km hızla geriye doğru giderken içeceği ileri doğru 30km ie atarsam, Yoldaki birisi, içeçeğin geriye doğru saatte 20km gittiğini görürdü.
Slurpee machine.
Dondurma makinesi.
It's like, you know, like you've taken a big slug off a Slurpee and it just stays with me.
Nasıl desem ne yapsan da tadı ağzından gitmeyen şurup gibi.
No, it was a 711 text, and I was hoping you could bring me a slurpee or a quesadilla in the shape of a tube.
Hayır, o bir 711 mesajıydı, ve gelirken bana bir milkshake veya... dürüm tavuk alırsınız diye umuyordum.
Hey, Kel, want to go for a Slurpee?
Bak Al.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]