Smiling Çeviri Türkçe
4,674 parallel translation
Why are you smiling?
Neden gülüyorsun?
Why are you smiling?
Niye sırıtıyorsun?
♪ How clearly I first saw you ♪ ♪ smiling'in the sun ♪
Güneşin altında gülümserken seni ne kadar net görmüştüm ilk.
What's he smiling about?
Ne diye sırıtıyor böyle?
And if you look closely, George is smiling.
Eğer yakından bakarsan George'un gülümsediğini de görürsün.
What are you smiling about?
Sen neye sırıtıyorsun?
You're smiling.
Gülümsüyorsun.
You're smiling like the "Homona Lisa."
"Mototoş Lisa" gibi yüzün gülüyor.
Why are you smiling?
Neden gülümsüyorsun?
I think I was dreaming. And I think you were smiling back at me in the dream.
Rüya görüyordum galiba ve rüyamda sen de bana gülümsüyordun sanırım.
You're smiling.
Gülüyorsun.
What are we smiling at?
- Neye gülüyoruz bakalım?
The sun is shining and they're smiling.
Güneş parlıyor ve gülümsüyorlar.
Everyone's smiling at me, bitching me out.
Herkes bana gülümsüyor, başımın etini yiyorlardı.
Why are you smiling?
Niye gülüyorsun?
I'm not smiling because it's funny.
Komik olduğu için sırıtmıyorum.
I'm smiling because it's sweet.
Çok hoş olduğu için sırıtıyorum.
What are you smiling, foreigner?
Ne gülüyorsun yabancı?
What are you smiling, you georian?
- Neden gülümsüyorsun, Gürcü?
Then I'll die smiling.
En azından gülümseyerek ölürüm.
Stop smiling!
Sırıtmayı kes!
I saw the smiling boy from across the hall. The good boy.
İyi çocuğu.
why is jake smi- - why are you smiling?
Jake neden gülüy... Neden gülüyorsun sen?
Yeah, well, he's always smiling at you right when things go backwards.
İşler tam da aksi giderken sana hep gülümser.
All right, but you have to stop smiling.
Tamam, ama gülümsemeni durdurman gerek.
Why are you smiling at me?
Bana neden gülümsüyorsun?
She was happy, she was smiling.
Mutluydu, gülüyordu.
Uh, now you're smiling.
Şu an gülümsüyorsun.
Now I'm smiling.
Şimdi gülümsüyorum.
You've just been sitting there smiling.
Öylece oturup, sırıtıyorsun.
Why are you smiling at us?
Neden gülüyorsun bize?
I'm not smiling at you.
Size gülmüyorum.
Ela has been smiling all day today, Mr. Refik.
Ela bugün bütün gün gülümsedi Refik Bey.
Our daughter is a college student as of today... of course she deserves to be smiling.
Bugüne bugün üniversite talebesi kızımız. Tabii gülümseyecek.
Look at that, 6 : 00 A.M. and my family's already smiling.
Şuna bakın, saat daha sabahın 6'sı ve ailem şimdiden gülümsüyor.
♪ myself from smiling... ♪
♪ gülümsemeden duramıyorum... ♪
♪ It's a beautiful day and I can't stop myself from smiling ♪ ♪ If we're drinking then I'm buying ♪ ♪ and I know there's no denying. ♪
Baba.
But yesterday, when he made it to the chair, he was smiling from ear-to-ear.
Ama dün koltuğa oturduğunda ağzı kulaklarına varmıştı.
- God, he can't stop smiling.
- Tanrım, gülümsemesini durduramıyor.
Smiling, serious, kissing,
Gülüyorsun. Ciddisin. Öpüyorsun.
- He's smiling at us!
- Bize gülümsüyor!
Why are you smiling?
Niye gülümsüyorsun?
Now... What's yours? Why were you smiling?
Şimdi seninki ne?
I was smiling because you made me feel something I haven't felt in a very long time.
Gülümsüyordum çünkü çok uzun zamandır hissetmediğim bir şeyi hissettirdin bana.
- Except you're smiling.
- Ama gülümsüyorsun. - Evet.
Well, it looks like everyone's smiling except this guy.
Görünüşe göre bu adam dışında herkes gülümsüyor.
why are you smiling?
Niye gülümsüyorsun?
and that you're capable of smiling.
Ve gülümseyebiliyormuşsunuz.
- Oh, crap. - Keep smiling.
- Lanet olsun.
You're not smiling.
Gülümsemiyorsun.
This is me smiling.
Bu gülümseyen halim.