English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Snickering

Snickering Çeviri Türkçe

96 parallel translation
[Snickering] I see.
Anlıyorum.
What are you snickering at?
Neye gülüyorsunuz öyle?
I wanted you to get your snickering over and done with.
Şu kıkırdanmalardan bir kerede kurtulalım istedim.
If you ladies got nothing better to do than sit there gossiping and snickering...
Siz bayanlar, dedikodu yapmaktan ve kıs kıs gülmekten daha iyi yapacak bir şeyiniz yoksa...
Every no-account nigger on this place is snickering and laughing at you.
Buradaki her işe yaramaz zenci senin arkandan gülüyor.
Why is she snickering?
Neden sırıtıyor?
( SNICKERING ) No, it isn't.
Hayır, değil.
( SNICKERING ) Though I never saw one alive before.
Daha önce canlı birini hiç görmemiştim.
[Snickering] This is going to send them running in terror?
- Bu mu onları korkunun pençesinde kıvrandıracak?
[Snickering] You have your treasures.
Hazinen var.
[Snickering] Ernie, why must you always humiliate me?
Ernie, neden her zaman beni küçük düşürüyorsun? Yapma, Bert.
[Snickering] Certainly.
Tabii ki.
- I ate the Fatburger. - ( ALL SNICKERING )
Hamburgeri ben yedim.
I can't get this image out of my head of some weirdo sitting in his living room snickering about how he's gonna get Lois Lane to fall for him.
Garip bir adamın oturma odasında durup kıs kıs gülerek Lois Lane'i ona kendisine nasıl aşık edeceğini hayal etmesi düşüncesini kafamdan atamıyorum.
Stop your snickering!
Kıs kıs gülmeyi kesin.
I try to be that way with all the doormen, even thought they're usually snickering behind my back.
Bütün kapıcılarla iyi geçinmeye çalıştım, her ne kadar onlar arkamdan konuşup gülselerde.
And I see people at the cemetery snickering when they read :
İnsanların mezarlıkta " Joanna Cage. Sevgili Annem.
One gets the impression that everyone is snickering behind one's back.
Bazen insan arkasından gülündüğü hissine kapılıyor.
[Snickering] I'm sorry.
Özür dilerim.
- Yes, dear. - [Both Snickering]
Peki hayatım.
- [Snickering ] - [ Wiggum Groaning ] My mistake was grabbing the cheese. [ Coughs]
Hatam, peyniri kapmaktı.
[Snickering] I mean, if anybody knew the back story, I mean, it would, well, uh, It's just that it would make a congressional hearing really worth watching.
Eğer hikayenin gerisini biliyorsanız, o zaman, izlenmeye değer ciddi bir devlet sorununa dönüşecektir.
- [snickering] - Right?
Değil mi?
The bus company starting to pay you by the pound? [Snickering]
Otobüs firması kilo hesabı maaş ödemeye mi başladı?
YEAH. Melanie : [Drunken snickering]
Evet..
I MEAN, I ENCOURAGED YOU. [Snickering]
Doğumdan sonra da odama asmıştım.
SOUNDS LIKE I COULD MAKE A FORTUNE DOING NECK ADJUSTMENTS. [Snickering]
Çok kolay olabilir.
[Snickering] Short leash.
Tasmanı cidden kısa tutuyormuş!
You drugged me? [Snickering]
Bana ilaç mı verdin?
- [Snickering] That's funny.
- Çok komik.
I'm just a secretary slash bagel-fetcher. [Snickering]
Ben sadece sekreter ve çörek getiriciyim.
( SNICKERING ) He should stand out a mile.
Burada hemen göze batar.
I saw you snickering with that lawyer.
Hakimle seni gülerken gördüm.
Okay, no snickering now.
Tamam, bıyık altından gülmek yok.
[Snickering] So predictable.
Tahmin edebiliyorum.
Now look who's snickering over there.
Bakın kim kıs kıs gülüyor orada.
- Well, duh. - [snickering]
Vah, vah.
I don't mind people snickering at the stupid uniform I've got to wear.
Giymek zorunda olduğum aptal bir üniformaya insanların kıs kıs gülmesi umurumda değil.
Stop snickering.
Kıkırdamayı kes.
[Snickering] He quit his job.
İşini bırakmış
Uh, no snickering and...
Kıs kıs gülmek yok...
First, you take some flour... ( SNICKERING )
Öncelikle biraz un alırsın...
[Both snickering]
Oh, çok şirin!
- [Both Snickering]
Ben şişko bir balinayım.
[Snickering ] - You like that one, baby? - [ Groans]
Hoşuna gitti mi, bebeğim?
( snickering )
- Kabul etmeyecek.
[FRASIER SNICKERING]
Bu da fren sisteminde arızaya sebep olur.
[Snickering ] -.... [ Drums : Rock Beat ] - [ Tina]
Beş, Altı, yedi, sekiz!
( Snickering ) wine here!
Şarap!
You keep snickering.
Arkamdan gülüyor olmalısın.
( Snickering ) now, jane, don't be too cross.
Neyse... Benim geleceğimi okumak için buradasın, Bay Rochester'ınkini değil. Oh, Bay Rochester evlenecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]