So how was your day Çeviri Türkçe
191 parallel translation
So how was your day, honey?
Eee, günün nasıl geçti hayatım?
- So how was your day, sweetie? - Well, it was fine.
- Günün nasıl geçti, canim?
So how was your day?
Ne ise, günün nasıl geçti?
- So how was your day?
Pekala, senin günün nasıl geçti?
- Yeah, sure. So how was your day?
Günün nasıldı?
So how was your day?
Günün nasıl geçti?
So how was your day in the asphalt jungle?
Senin günün nasıl geçti?
- So how was your day?
- Günün nasıldı bakalım?
So how was your day?
- Senin günün nasıl geçti?
- [Ends] - So how was your day? .
Günün nasıldı?
So how was your day, then? - Nothing to write home about.
- Peki randevun nasıldı?
So how was your day?
Senin günün nasıl geçti?
SO HOW WAS YOUR DAY?
Günün nasıl geçti?
So how was your day with the girls?
Senin günün nasıl geçti kızlarla?
So how was your day?
Gününüz nasıl geçti?
So how was your day?
Senin günün nasıldı?
- So how was your day?
- Evet. - Senin günün nasıldı?
So how was your day?
Nasıl hissediyorsun?
So how was your day?
Günün nasıldı?
So how was your day today?
Günün nasıl geçti?
So how was your day?
Günün nasıl geçti peki?
So, how was your day?
Günün nasıl geçti?
so, otherwise, how was your day?
Ayı yogi şarkı söylemeden bitmez, "Bitene kadar bitmiş değildir."
So how was your first day at work?
- İlk çalışma günün nasıldı?
So, tell me, how was your first day at school?
Ee, anlat bakalım, okuldaki ilk günün nasıldı?
So, how was your day?
Ee, günün nasıl geçti?
So, how was your day?
Evet, gününüz nasıl geçti?
So how was the rest of your day?
Günün nasıl geçti?
So, how was your day?
Anlat bakalım.
So, uh, how was your day?
Günün nasıl geçti?
So, Bart, how was your first day of forced volunteerism?
Bart, zorunlu gönüllülükteki ilk günün nasıl geçti?
So, Carter, how was your first day back?
İlk günün nasıldı Carter?
So... How was your day?
Günün nasıl geçti?
So, other than falling into a wrinkle in time, how was your day?
Zamanda bir boşluğa düşmek dışında günün nasıl geçti?
So, how was your first day back on the job?
Ee, işe geri döndüğün ilk gün, nasıldı?
So, how was your day, dear?
Senin günün nasıl geçti, hayatım?
So, how was your day?
Ee, günün nasıldı?
So tell me, how was your first day?
Söyle bana, ilk günün nasıldı?
SO, CHERYL, HOW WAS YOUR DAY OFF?
Eee, Cherly, tatil günün nasıldı?
So, how was your day?
Eee günün nasıldı?
So, Richard, how was your day today?
Richard, günün nasıl geçti?
So how about you? How was your day?
Ya sen, senin günün nasıl geçti?
- So, honey, how was your day?
- Ee, tatlım, günün nasıldı?
So then, how was your day?
Senin günün nasıldı?
So how was your first day at school, Jade?
Okuldaki ilk günün nasıldı Jade?
So, Warren, how was your day?
Günün nasıl geçti Warren?
So, Mitch, how was your first day?
Ee, Mitch, ilk günün nasıldı?
So how was your day?
Söyle bakalım, günün nasıl geçti?
So, how was your day?
Yani, günün nasıl geçti?
Look, for your information, my father, my real father, the one who raised me, loved me, and took care of me till the day he died was a firefighter, not a whitelighter, so how dare you
, beni kaldırdı beni sevdi, bir ve öldüğü güne kadar bana dikkat aldı bir itfaiyeci oldu, bir whitelighter. Peki burada göstermek ve Sen benim babam olduğu gibi hareket cesaret.
- So how was your first day back?
- Günün nasıl geçti?