So i'm Çeviri Türkçe
207,687 parallel translation
Now I'm scared of that, too, which means I've got the enclosed spaces plus your thing, so... ♪ It's the Wilderness Jesus Jam ♪
Harika, artık ondan da korkuyorum ki kapalı alan korkum da var. Hem seninki... Burası İsa Doğa Grubu
So bottom line, I'm gonna ask you to do something that I would never do, but you're better than me, so maybe you'll do it.
Sonuç olarak senden asla istemediğim bir şey isteyeceğim ve benden daha iyi olduğun için belki yaparsın.
So here I am.
İşte buradayım.
I think the last time we were in my Winnebago, you were saying you weren't looking for a relationship, so I think you should just stick with that.
Sanırım en son karavandayken bir ilişki aramadığını söylemiştin ve bence buna sadık kalmalısın.
I'm so sorry. I was going to tell you, but Axl wanted to keep it a secret for just a little bit.
Size söyleyecektim ama Axl bir süre saklamamızı istedi.
I am so glad we are all gonna be together in Heaven.
Hep birlikte cennette olacağımız için çok mutluyum.
God, the curtains broke in the Winnebago, so I stapled the jacket up to block out the sun.
Tanrım, karavandaki panjurlar kırılınca güneşi engellemek için ceketi zımbalamıştım.
A lot of friends and family have died, so I just want to work, work, work to avoid the pain.
Bir sürü arkadaşım ve aile öldü, acıyı önlemeye çalışıp duruyorum.
I'm sorry our time went so fast.
Süremiz hızlı bittiği için üzgünüm.
Look, I know you're heading out into the world, and you need to look professional, so...
Hayata adım attığını biliyorum ve profesyonel görünmen gerek.
Plus, I made a lot of money selling grilled cheese, so, I don't know, I've just been saving up.
Ayrıca ızgara peynirli tost satışından çok para kazandım. Biriktiriyordum.
Okay, but, like, so, I find someone who's willing to hire me, then I show up on my first day, and... how will I know what I'm supposed to do?
Tamam ama beni işe alacak birini bulacağım ve sonra ilk iş günümde ne yapmam gerektiğini nasıl bileceğim! Bilmeyeceksin.
Okay, look, I'm doing this, so I need you to be camera-ready tomorrow at 3 : 00.
Bunu yapıyorum, yarın saat üçte çekime hazır ol.
So... how many of those should I do?
Bunların kaçını yapmalıyım?
I am so close.
Çok yakınım.
Uh, I'm based in the corporate office, so I don't really know Mike Heck that well, which kind of makes it hard for me to share my favorite, uh, "Mike moment."
Şirketin ofis çalışanıyım Mike Heck'i iyi tanımıyorum bu yüzden en sevdiğim Mike anımı paylaşmak zor olacak.
I have so many Mike moments, it's hard to pick.
Çok fazla Mike anım var, seçmesi çok zor.
Okay, I know I'm married to a man with the emotional capacity of a garden gnome, so I'm used to the disappointment.
Bahçe cücesi kadar duygusal kapasitesi olan bir adamla evlendiğimi biliyorum bu yüzden hayal kırıklığına alıştım.
Well, I know I need to get in shape, so I did the only thing that made sense to me.
Forma girmem gerektiğini biliyorum ve bu yüzden bana mantıklı gelen tek şeyi yaptım.
So I've been studying like I've never studied before.
Daha önce hiç çalışmadığım gibi ders çalışıyorum.
If I had to label it, I would call it a Sue Sue So-So Sophomore Slump.
Bir isim vermek zorunda olsaydım Çökmüş İkinci Sınıf Sue olurdu.
Okay. So, um, let me just start by saying I know how tough high school can be.
Pekala, lisenin ne kadar zor olabildiğini bildiğimle başlayayım.
Um, the point is, yeah, there were some trying times, but I have so many great memories of Orson High, like I will never forget walking down West Hall...
Önemli olan, evet bir şeyler denemek için zamanınız var ama Orson Lisesi'nde harika anılarım oldu. Doğu Koridoru'nda yürümeyi asla unutmayacağım...
Kenny might have some business meetings for his app stuff, and you know how Kenny doesn't like to talk, so he offered to pay for my ticket so I can come and be his voice.
Kenny'nin mobil uygulama işi toplantıları olabilirmiş ve Kenny'nin konuşmaktan hoşlanmadığını biliyorsunuz bu yüzden onun sesi olabilmem için yol masrafımı ödemeyi teklif etti.
But their summer might be our winter, so I'm not totally sure.
Ama onların yazı bizim kışımız olabilir, emin değilim.
I'm enjoying my old chair so much I take it everywhere I go.
Eski sandalyemin keyfini çıkarıyor ve gittiğim her yere götürüyorum.
And I think that's fair, but it's important to you, so I'm fine smuggling in crappy snacks.
Bence bu adil ama senin için önemli bu yüzden içeriye gizlice aperatif sokmakla sorunum yok.
Oh, my gosh, I'm so happy you're alive.
Tanrım, hayatta olduğunuz için çok mutluyum.
My boyfriend told me all professors keep a key above their glory hole, so I sort of just let myself in.
Erkek arkadaşım profesörlerin kapı deliğinin üstünde anahtar sakladığını söyledi. Ben de alıp içeri girdim.
I'm so sorry.
Çok üzgünüm.
So it's "A", followed by an anagram of "Sphinx" and "tiny amount" is "iota", which is also the ninth letter of the Greek alphabet, which I'm sure you know, Professor Squires.
O yüzden A ve ardından Sphinx'in anagramı geliyor ve "birazcık" ise "iota" ki bu da Yunan alfabesinin dokuzunucu harfidir.
Just so I'd do the crossword?
Sırf bulmacayı yapayım diye mi?
So there I was.
İşte oradaydım.
So I'm sure you understand, Nigel, why I had to seek my revenge.
Neden intikam istediğimi anladığına eminim Nigel.
Well, it was £ 40,000, but I got £ 5,000 back from the government, so actually it's £ 35,000, which is less than yours, I think.
40.000 pounddu. Ama hükümetten 5.000 £ aldım. Yani aslında £ 35,000,
Because I'm in ECO PRO, I don't get any air-conditioning or climate control at all, because that wastes electricity, so the car is slowly steaming up.
ECO PRO'da olduğum için herhangi bir klima almam. Ya da iklim kontrolü, Çünkü bu elektrik boşa harcar,
So I'm paying for your fuel- - well, your electricity- - as well?
Yakıtınız için para ödüyorum... Iyi, elektrikin... De mi
"Right, I've got 13 % battery and 2 % fuel, so if I do 13.8 miles to the gallon, I should..."
"Doğru, ben % 13 pil ve % 2 yakıt var, Bu yüzden galon için 13,8 mil yaparsam şunu yapmalıyım..."
So I'm going to stop at these services and I'm going to fill up the little fuel tank.
Bu yüzden bu hizmetlerde duracağım Ve ben küçük yakıt deposunu dolduracağım.
So I decided when we started making Grand Tour that I had to go out and change that, and learn how to do it properly.
Grand Tour yapmaya başlayınca karar verdim. Dışarı çıkıp değiştirmek zorunda kaldım, Ve bunu nasıl düzgün yapacağınızı öğrenirler.
So I don't get awarded points for how quickly I do the whole thing?
Bu yüzden puan verilmez Her şeyi ne kadar çabuk yaptığım için?
I hope so.
- Umarım.
I already started packing stuff up, so...
Eşyaları toplamaya başladım...
Well, I'm opening the bar tonight, so...
Barı bu gece açıyorum.
I've never given a speech before, so...
Kusura bakmayın, daha önce hiç konuşma yapmadım da...
I guess you're gonna have to see if Pope and Craig are into it because, you know, Baz isn't your real son, so it makes it less interesting.
Sanırım Pope ve Craig'in içine girip girmeyeceğini görmek için beklemek zorundasın çünkü Baz senin gerçek oğlun değil ki bu da onu daha az ilginç kılıyor.
So I can know why my life is the way it is.
Hayatımın neden böyle olduğunu anlamak için.
Heo Joon Jae. So I thought he was the best.
Bu yüzden en iyisi olduğunu sandım.
It's not that easy in the water, and I'm a little short on stamina since I've been on land for so long.
Suda bile çok kolay değil ve uzun süredir karada olduğumdan gücümü biraz kaybettim.
I hope the day clears up soon so I don't have to see all these ridiculous things and take off.
Umarım hava çabuk düzelir de bu saçma şeyleri görmek zorunda kalmam.
I was so naive back then.
Ne kadar da safmışım.
so i'm told 61
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm leaving 16
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm thinking 45
so i'm sorry 105
so i'm going 21
so i'm done 19
so i'm like 39
so i'm out 19
so i'm leaving 16
so i'm not 21
so i'm gonna go 44
so i'm thinking 45