So loyal Çeviri Türkçe
187 parallel translation
What of Gaul? So loyal to us.
Mesela Galya, bize son derece sadıklar.
Ruth, how can you be so loyal to someone who wants to keep you a slave?
Ruth, köle olarak kalmanı isteyen birine nasıl sadık olursun?
Er, you're so loyal!
Er, siz de çok saygın birisiniz!
AND I ADMIRE YOU FOR BEING SO LOYAL.
Ve senin sadakatini takdir ediyorum.
You so loyal.
Çok sadıksın.
Not everybody like Newman, so loyal.
Herkes Newman gibi sadık değil.
He's so loyal.
Öyle sadık ki.
He is so loyal and so sweet.
O kadar sadık ve tatlı ki.
And if you're right and she's so loyal to you... then why hasn't she given us any information yet?
Eğer haklıysan ve sana bu kadar bağlıysa neden bize hiçbir bilgi vermedi?
- So loyal and loving, like a puppy dog.
- Cordy. - Ne kadar sadık ve sevecen, aynı köpek yavrusu gibi.
- Mike... - I was so loyal.
Çok çalışıyordum.
I mean, you're so loyal, man.
Yani, o kadar sadıksın ki dostum.
So... just remain loyal and faithful as you were to me in the beginning and don't look at anyone else.
Bu yüzden başlangıçtaki itikat ve sadakatini koruyup başka şeylere bakmamalısın.
He said Matsunaga wasn't loyal enough so he wouldn't claim Matsunaga's body.
Ona göre yeterince sadık olmadığından Matsunaga'nın cenazesine sahip çıkmadı
So what? You think what you're doing is good and honorable and loyal?
Yaptığının iyi, onur verici ve saygın bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
Old master left 30,000 rupees... so every year he could be reborn again... in the loyal hearts of his subjects.
Büyük bey, her yıl sadık tebaasının kalbinde... yeniden doğabilmek için... 30.000 rupi bıraktı.
It's so darn loyal.
Ona öyle bağlanmıştı ki.
"I swear that I shall obey the leader of the German Reich and people, Adolf Hitler, that I shall be loyal to him, that I will observe the laws and that I will conscientiously fulfil my duties, so help me God."
" Alman yönetimi ve halkının lideri Adolf Hitler'e ve kanunlarına itaat edeceğime ve görevlerimi aksatmadan yerine getireceğime yemin ederim.
So despite being a colonel you're neither heroic nor loyal.
Bir Albay olmanıza rağmen ne kahraman gibisiniz, ne de sadık.
And so we commend to thee the flesh and spirit of Angelique Collins beloved wife of Gabriel loyal and loving sister-in-law to Laura.
Laura'nın sadık ve sevgili yengesi, Gabriel'in sevgili karısı Angelique Collins'in bedenini ve ruhunu sana teslim ediyoruz.
'Cause I'm the guy paying'him $ 25 a day so all his loyal fans can look at him.
Tüm sadık hayranları onu görebilsin diye ona her gün 25 dolar ödeyen benim.
Oh, I am not so senile or so ungrateful that I cannot remember a loyal officer from the early days of the struggle.
Davanın ilk günlerinden kalan güvenilir subayları hatırlayamayacak kadar bunak ya da kıymet bilmez biri değilim merak etmeyin.
and you... he fears men in the clan might still be loyal to you so he wants us to do the dirty work
Kendi direk seni öldüremiyordu, çünkü Klan içinde... seni hala sayan bir çok kişi var! O nedenle bu kirli işi bize yaptırmak istedi!
So they only have to be loyal to His Majesty
O nedenle ikisinin, Majesteleri Prens için çalışmaktan başka çareleri yok!
So why don't your hearts cry out and shed a tear for the 40-plus thousand red-blooded Americans and brave, fearless, loyal men who have given their lives?
"Peki sizin neden kalpleriniz ağlamıyor, hayatlarının kaybeden," "40 bin Amerikalı için gözyaşı dökmüyor," "ve cesur, korkusuz, sadık insanlar için.."
So this is the loyal dog, Hachi?
Bu o sadık köpek Hachiko mu yani?
I am a loyal servant of the state and proud to be so.
Ben devletin sadık bir hizmetkârıyım ve bundan gurur duyuyorum.
All I want is only one night, please stop asking. Long live... I'm so glad that the outsiders and fellows are all loyal to me now.
bu gece tek bir şey istiyorum, lütfen soru sorma çok yaşa.... bütün askerlerimin ve diğerlerinin bana bağlı olmalarından çok mutluyum.
James Bond, Her Majesty's loyal terrier, defender of the so-called faith.
James Bond, Majestelerinin köpeği, sözde inancın koruyucusu.
There is not one loyal bone in that bitch's body. So how you finally do last night?
Don, Bu sürtüklerin bedenlerinde bir tane bile sadık olan kemik yoktur.
And so, my friends, the sea has claimed another loyal officer and friend. This was a person who served...
Ve işte dostlarım, deniz, bir başka memur ve arkadaşı daha talep etti.
'It means finding a mirror, the clearest mirror'and the most loyal mirror,'so when I love that person, I know that they'll shine that back to me.'
- Bu bir ayna bulmak demektir. En temiz ayna ve en gerçek ayna. O insanı sevdiğimde sevgimin bana yansıyacağını biliyorum.
- No, so they're new which probably means they're loyal to Clark.
- Hayır. Yeniler bu da büyük ihtimalle Clark'a sadık oldukları anlamına gelir.
The little Scotty who's so loyal and concerned about lady,
Filmdeki tek sempatik karakter ;
And it's odorless. So your loyal subjects tell you!
Çalışmak en güzel şeydir...
So your loyal subjects tell you!
Şu asalete bak!
So, how many percent more loyal should you be to me?
Burada ne oluyor?
What a way to treat the loyal fans... who've put up with so much nonsense from this franchise.
Bu gereksiz çizgi filmin sattığı mallara göz yuman sadık hayranlarını üzdüler.
So caring and thoughtful and loyal.
Şefkatli, düşünceli. Ve sadık.
so loyal.
... kibar ve sadıktı ki.
I've been so determined to get this crew home for so many years... that I think I forgot how much they loved being together and how loyal they were to you.
Birçok yıl boyunca, mürettebatı evine götürmede kararlı oldum... ve sanırım onların birlikte olmaktan ne kadar da mutlu olduklarını ve ne kadar sadık olduklarını unuttum.
With Charlotte I ruled the empire here brother had wanted so badly, with the expert assistance of Delacroix, who proved to be a discrete and loyal employee.
Charlotte ile birlikte ve sağ duyusunu ve vefasını kanıtlayan Delacroix'in....... uzmanlaşmış desteğiyle Christophe'nin çok istediği imparatorluğu yönettim.
Everybody that was loyal to Mike, so you have a staff that belongs to you?
Mike'a sadık kalan herkesi, böylece sana ait çalışanların olacak?
It's nice that you and your family are so loyal to the home team.
Kasabamızın takımına bu kadar bağlı olmanız çok güzel.
On April 30 1945, the Führer committed suicide and in doing so, deserted everyone who was loyal to him.
30 Nisan 1945'te, Führer intihar etti ve bunu yaparak, ona güvenen herkesi terk etti.
Again and again, I'm loyal to the United States of America, so, no, I did not help Tom Quinn.
Tekrar tekrar söylüyorum, ben Amerika Birleşik Devletlerine sadığım, bu yüzden, hayır, Tom Quinn'e yardım etmedim.
I sincerely doubt my client, Mrs. Navarro... suddenly decides to steal from the Echolls after 10 years of loyal service... just so she can get herself a new piercing from Puddy Tats.
Müvekkilim Bayan Navarro'nun Echolls ailesinin yanında 10 yıl çalıştıktan sonra kendisine bir "piercing" yaptırmak için hırsızlık yapmaya karar verdiğinden şüpheliyim.
50 stars and 13 stripes okay, kids, show off your pipes americans are brave and loyal so come on, jerks, give us your oil my card here says "aclu"
50 yıldız ve 13 şerit tamam, çocuklar, gösterin kendinizi Amerikalılar cesur ve sadık hadi, ahkmaklar, bize petrol verin Kartımda yazıyor "ACLU"
I have always so behaved myself that... that under God I have placed my chiefest strength and safeguard in the loyal hearts and goodwill of all my subjects.
Tanrı'nın da izniyle, şimdiye kadar bütün gücümün ve güvenliğimin halkımın sadık ve iyi niyet dolu yüreklerinde var olduğunu bilerek hareket ettim.
Sadly the most nourishing fare the estate could still provide had not improved claire's condition much but she needed meat, and Timothy knew it and so henceforth they would have to do without the loyal old donkey on the treadmill
Ne yazık ki, çiftlikte bulunabilen en besleyici gıdalar bile Claire'in iyileşmesine pek fayda etmedi. Onun ihtiyacı olan etti ve Timothy bunun farkındaydı. Bundan böyle, ayak değirmeninin sadık, ihtiyar eşeği olmadan idare edeceklerdi artık.
So you'll forgive me, loyal viewers, if I don't clap my hands... and join in on another round of "blame the victim."
Yani eğer ellerimi çırpıp "mağduru suçla" turlarından... birine katılmazsam beni affedin, değerli izleyenler.