So that's what Çeviri Türkçe
7,622 parallel translation
Are you so sure that's what she's gonna do?
- Bunu yapacağından o kadar emin misin?
So that's what this is about.
Mesele bu demek.
No. That's what's so weird.
Hayır, bu yüzden çok garip geldi.
So, uh, what with world peace and all that stuff, do you even need to go back up there anymore?
Peki dünya barışı falan gibi şeyler ne alemde artık gitmene kaldı mı?
Or that's what she's telling you, so you won't get hurt.
Ya da size, sizi üzmemek için böyle diyor.
Which is why I've been waiting here for 24 minutes and 18 seconds, so that maybe we can finally talk about what's wrong.
Bu yüzden 24 dakika 18 saniyedir bekliyorum ki ne gibi bir sorunun olduğu hakkında konuşabilelim.
So that's what we do here.
Burada da bunu yapıyoruz.
What is so big and so important that it is worth Molly's life and the lives of all those other people you have locked up in that basement?
Bu kadar büyük ve önemli olan şey nedir böyle? Molly'nin ve bodruma kilitlediğin tüm bu hayatların canına mal oldu.
The FISA judge reviewing the AG's emergency search order has decided that he wants to fly up here day after tomorrow because he wants to hear directly from you idiots how you could be so confident as to what you would find and still be so flatly wrong.
AG'nin acil arama emrini gören FISA yargıcı iki gün sonra buraya uçakla gelmeyi düşünüyor çünkü bulacağınız şey konusunda kendinizden bu kadar emin olup da aynı aynı zamanda tamamen hatalı olduğunuzu direk siz salaklardan duymak istiyor.
If that's what I have to do for him, then so be it.
Çocuğum için ona da katlanırım.
What is it about Sarah's work that I find so uniquely appealing?
Sarah'nın eserlerinde bu kadar eşsiz bulduğum ne var?
What, so, I-I-I screwed some guys over, and then they came after me, and that's that.
Bazı adamları kazıkladım. Onlar da peşimden gelip bunu yaptılar.
So, that's what he meant.
Kastettiği buymuş demek. - Kimin?
So, to anyone who might entertain the notion that he might not be dead, that the Nazarene might actually somehow have remained alive after all of what you've just described, you would say what?
Anlattığın onca şeyden sonra hala Nasıralı'nın bir şekilde hayatta kalmış, ölmemiş olabileceği düşüncesine kapılabilecek kişiler hakkında... -... ne söylerdin?
I-I... that's what has me so concerned.
Bu konuya çok takıldım.
So you're saying that the police officers who arrested you didn't know what they were doing, that they... that there was a mistake, that there was some confusion, that there...
Yani seni tutuklayan polislerin... ne yaptıklarını bilmediklerini,... ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu,... bazı karmaşık durumlar yaşandığını,
I had a roommate who went through a lesbian phase, so I got to hear a lot of what it was like from under my covers, but that's it.
Lezbiyenlik evresine geçen bir oda arkadaşım vardı bu yüzden, örtümün altından bunun nasıl bir şey olduğunu duymak zorunda kaldım, ama hepsi bu.
What's so important with that water?
Bu su neden o kadar önemli? x 00 : 04 : 00,000 - - 00 : 04 : 04,500 * * * AĞIR SU SAVAŞI * * * x 00 : 04 : 06,600 - - 00 : 04 : 09,550 Stokholm 1933
So, what, that's the reason you're all gung-ho on the tour and all that?
Turneye çıkmak için neden bu kadar heveslisin bakalım?
Why would he do that when he's so close to getting what he wants.
İstediği şeye çok yakınken neden böyle bir şey yapsın?
That's what I thought, too, so I had CSU do one last sweep of her car, looking for any fingerprint or DNA evidence.
Ben de aynısını düşündüm ve O.Y.İ.'den son bir kez arabayı incelemesini istedim. Parmak izi veya DNA için.
I want to know who he is and what intel he's got that's so damned important.
Adamın kim olduğunu ve onu böyle önemli kılan bilginin ne olduğunu bilmek istiyorum.
So that's what this is about- - this whole thing?
Demek bununla alakalı, tüm bunlar?
So I wouldn't have to worry about how he could screw up or what stupid thing he'd do next because that's who he is.
Böylece nasıl çuvallayacak veya bir dahaki sefere nasıl aptalca bir şey yapacak diye endişelenmek zorunda kalmazdım. Çünkü o öyle bir adam.
Here's what I've got so far. Alpha-bitch Lana, well, she'd be fired in a heartbeat if her bosses knew that she was embezzling.
Baskın karakter Lana'nın patronları zimmetine para geçirdiğini öğrenseler onu anında kovarlar.
We're trying to have a baby, so you know what that means...
Bebek yapmaya çalışıyoruz bilmem anlatabildim mi. Yedi yirmi dört...
So what-what's in that?
İçinde ne var?
There are traces of what appear to be gold paint chips in the rectal cavity as well as in what is left of the cranium, so it may be assumed that whatever the murder weapon was, was also used in the sexual assault...
Anal çukurunda ve kafatasının sol tarafında altın renkli boya parçaları izi var buna göre cinayet silahı aynı zamanda cinsel saldırı için de kullanılmış olabilir.
You know, maybe that's what got him beat to death. So, I guess what we're really asking is, um... you know... Yeah.
- Belki de bu yüzden ölesiye dövüldü.
So do we judge him for his absence for his family and his infidelity, or do we just let that slide, because what does it matter at the end?
Bu yüzden onu ailesinin yanında olmayışı ile,... sadakatsizliği ile mi yargılayacağız, yoksa bunu öylece ihmal mi edeceğiz? Çünkü en nihayetinde bunun ne önemi var ki?
So, that's what brought on the heart attack?
Yani kalp krizine sebep olan şey o mu?
I never say that about anyone. It's what made him so afraid.
Daha önce kimse için böyle konuşmadığımdan bu kadar korktu.
So, that's why we do what we do.
Biz ne yapmak yüzden, yani.
He killed your best friend, so you did what any noble superhero would do- - you avenged your best friend's death. Only this time, Scott... that's not being a hero right there, man, that's being a vigilante.
Sadece bu sefer, Scott... o orada bir kahraman, adam olmak değil, bir çeteci ediliyor.
You know what? I'm so proud of you right now that there's nothing that you could say that could ruin it.
Seninle o kadar gurur duyuyorum ki ne yapsan bunu mahvedemezsin.
So that's what this is about?
Peki bunun konuyla ne ilgisi var?
What's that mean? You can't get something for nothing, so suffice to say it comes at a cost.
Bir şey vermeden bir şey alamazsın sanırım bunu söylemek yeterli olacaktır...
And so that's what it is...
- Peki bunun sebebi ne?
Secondly, you guys are supposed to be so understanding and all that, so what possessed you to be so insensitive to those of us who would lick the ground that Kurt Cobain walked on?
"İkinci olarak da şunu anlamalısınız, Kurt Cobain'in yürüdüğü toprağı yalayacak bizlerin görüşünü almadığınız için delirmiş olmalısınız."
And you know what that's like... other people's lives seem so much better than ours.
Bildiğin gibi, başka insanların hayatları bize hep daha güzel görünür.
So, that's what this is?
Bunun için mi geldiniz yani?
So, that's what this is all about.
Yani, hepsi bununla alakalı.
You probably suspected what Ana and Sofia were up to, and you knew that they talked in Sofia's trailer, so you bugged it.
Muhtemelen Sofia ve Ana'nın bir işler karıştırdığından şüphelenmiştin ve sürekli Sofia'nın karavanında konuştuklarını biliyordun... -... sen de oraya kayıt cihazı koydun.
So that's what you remember, see?
Senin hatırladıkların da onlar, anladın mı?
For what it's worth, I know it's my fault that you're here in the first place, so I'm gonna make it right.
Ne pahasına olursa olsun, öncelikle burada olman benim hatam biliyorum. O yüzden bu işi bir hal yoluna koyacağım.
So would anyone that had to put up with what he's had to put up with.
Onun katlandıklarına katlanabilecek biri var mı ki?
Okay, well, I'm the guy who's here right now, so, Sou, why don't you, um, tell me what it is that brought you here.
Şu anda elinizde ben varım. Neden geldiğinizi söylemeye ne dersiniz?
What's so bad about that?
Nesi kötü olurdu bunun?
Oh, so that's what it was?
Bu muydu yani?
We were told we needed to come up with what each other's crimes were against Miscavige and Hubbard, so that we could eventually get out of the hole.
Bize, Miscavige ve Hubbard'a karşı işlediğimiz suçları bulmamız söyleniyordu. Ancak bu sayede Hücre'den çıkabiliyorduk.
So that's exactly what she did. The end. "
Aynen de böyle yapti.
so that's what happened 22
so that's what i did 29
so that's what we're gonna do 16
so that's what this is about 48
so that's what this is all about 17
so that's it 702
so that's how it is 38
so that's it then 31
so that's good 117
so that's a yes 42
so that's what i did 29
so that's what we're gonna do 16
so that's what this is about 48
so that's what this is all about 17
so that's it 702
so that's how it is 38
so that's it then 31
so that's good 117
so that's a yes 42
so that's a no 42
so that's something 28
so that's a 20
so that's why 41
so that's why you're here 22
so that's that 41
so that's 181
that's what i meant 145
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
so that's something 28
so that's a 20
so that's why 41
so that's why you're here 22
so that's that 41
so that's 181
that's what i meant 145
that's what i thought 979
that's what friends are for 62
that's what i'm talking about 742
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what it is 357
that's what i'm saying 441
that's what you are 185
that's what you said 191
that's what she said 296
that's what i want 288
that's what you think 208
that's what i do 333
that's what he said 357
that's what it is 357
that's what i'm saying 441
that's what you are 185
that's what you said 191