So what are you saying Çeviri Türkçe
775 parallel translation
- So what are you saying?
Öyleyse ne diyorsun Boomer?
So what are you saying?
Evet, ne demek istiyorsun yani?
So what are you saying?
Peki ne diyorsun?
So what are you saying?
Ne demek istiyorsun?
So what are you saying?
Şimdi ne diyorsun?
Oh, so what are you saying?
Anlamıyorum. Ne diyorsun?
- So what are you saying?
- Yani ne diyorsun?
- So what are you saying?
- Ne demek istiyorsun?
So what are you saying? If we hadn't interfered they would have ended up together?
İşlerine karışmasaydık, birlikte mi olurlardı yani?
So what are you saying? You think they want me to lose?
- Yani kaybetmemi mi istiyorlar?
- So what are you saying?
- Ne diyorsun peki?
So what are you saying?
Yani demek istediğin ne?
So what are you saying?
Ne demeye çalışıyorsun?
So what are you saying?
Ne yani? Seninle gelemez miyim?
So what are you saying?
Var mısın?
So what are you saying? You play the piano?
- Ne demek istiyorsun?
All right, so what are you saying here?
Pekala, öyleyse ne demeye getiriyorsun?
- Don't be so familiar. - What are you saying?
- Bu kadar içlidışlı olma.
- What are you saying? - Why are you so flustered?
Neden bu kadar telaşlandın?
What you are saying is this- - so long as I am in Khartoum you dread to attack... for a British army is close, and you know it well.
Şunu demek istiyorsun : Epeydir Hartum'dayım, saldırmaya çekiniyorsunuz, çünkü Britanya ordusunun yakında olduğunu biliyorsunuz.
So what you're saying Jose is that we are being watched from those distant stars?
Yani Jose, o uzak gezegenlerden izlendiğimizi mi demek istiyorsun?
And as I Iook so much like my sister... what are you saying?
Kız kardeşime de çok benzediğimden... Ne demeye getiriyorsun?
So, what you are saying is that I just write poetry because underneath my mean, callous, heartless exterior, I just want to be loved, is that it?
Yani siz demek istiyorsunuz ki ben şiir yazıyorum çünkü, benim sert, duygusuz, kalpsiz görünüşümün altında, sevilmek isteyen bir varlık var, değil mi?
I agree, so what are you saying?
Aynı fikirdeyim.
I don't know what kind of shenanigans you've been pulling this time, but I just had to untie your baby-sitter and pay her off so that- - Are you saying to the world that you just aided and abetted... the escape of the notorious Baby-sitter Bandit? Excuse me.
Bu defa ne biçim bir numara çevirdiğini bilmiyorum ama az önce çocuk bakıcısını çözüp bize dava açmasın diye fazladan para vermek...
So, what are you saying?
- Yani ne diyorsun?
Well, so, so, what are you saying?
Peki ne demek istiyorsun? İstifa mı etmek istiyorsun?
So what you're saying is that even though you are an almost paralyzed, multi-phobic personality that is in a constant state of panic, your wife did not leave you, you left her because she liked Neil diamond?
Demek istediğiniz, neredeyse... felçli gibi davranıp, çok yönlü kişiliğe ve sabit panik ataklar içinde olsanız da, eşiniz sizi bırakmadı, siz onu bıraktınız, çünkü Neil Daemon'ı seviyordu.
So what you're saying is that our children are in the service of medical science.
Öyleyse bize oğullarımızın tıp biliminin hizmetinde olduğunu söylüyorsunuz.
So, what are you saying?
Yani, ne diyorsun?
Oh, so, what... what are you saying?
Oh, eee, ne... ne demek istiyorsun?
- So, what are you saying?
- Yani ne demek istiyorsun?
- So, what are you saying?
- Eee, ne diyordun?
So I... I just think you should know what people are saying about you.
Bence insanların senin hakkında ne düşündüğünü bilmen lazım.
So, what are you saying?
Yani ne demek istiyorsun?
- So, what are you saying?
- Ee, ne demek istiyorsun?
So, what are you saying?
Peki ne öneriyorsun?
So, what are you saying?
Yani, ne demek istiyorsunuz?
So, what are you saying?
Ne diyorsun?
So, what are you saying?
Eee. Ne demek istiyorsun?
So what are you saying?
- Evet.
So, what are you saying?
Ne demeye çalışıyorsun?
So, what are you saying now?
Peki, şimdi ne diyorsun?
- So, what are you saying?
- Ne demek istiyorsun?
What are you saying? Spill so much as a drop of blood in rage and everything changes back.
- Öfkeyle bir damla kandan fazlasını dök... ve herşey eskiye dönüşür.
So, what are you saying?
Ne diyorsun o zaman?
So, what are you saying?
Nasıl yani? Yanılıyor muyuz?
So what are you saying?
Boşandığın zaman,
We'll put some in your room for you with a card... under them saying "roses" so you know what they are.
Odana da koyacağız. Altına da bir yazı güller diye.
Sound familiar? So what are you saying?
Yani demek istediğin, sen bir Smythe-Bates adamı değildin.
So what are you saying?
Ne diyorsun?