So what do we do Çeviri Türkçe
5,894 parallel translation
If I shoot one, the rest will converge. So what do we do, Katia?
Eğer birini vurursam, geri kalan hepsi birleşecek, ne yapalım Katia?
So what do we do?
Öyleyse ne yapacağız?
So what do we do now?
Peki şimdi ne yapacağız?
So what do we do?
Ne yapıyoruz peki?
So what do we do?
Şimdi ne yapacağız?
So what do we do?
Pekala ne yapalım?
So what do we do?
Ne yapacağız?
So what do we do now?
Bundan sonra ne yapacağız?
So what do we do next?
Peki şimdi ne yapacağız?
So I know what we have to do.
Bu yüzden ne yapmamız gerektiğini biliyorum.
What did we do that filled you with so much hate?
Seni bu kadar nefretle dolduracak ne yaptık?
Which we don't even sell, so that is a bit of a mystery. Okay, here's what we're gonna do about this.
Tamam, bu konuda ne yapabileceğimize bakıyorum.
So, what do we do now?
Şimdi ne yapıyoruz peki?
And we do not have any sales still so here's what we're gonna do. We're gonna move on.
Hala arayan yok, o zaman şöyle yapalım.
So what are we going to do?
Ne yapacağız peki?
We need to do what we can before he gets here so he has a chance against them. We already killed two.
İki tanesini öldürdük zaten.
The wind comes from the south, and so we'll do what they expect us to do.
Rüzgâr güneyden esiyor, ve bizden yapmamızı bekledikleri şeyi yapacağız.
Oh, so what are we gonna do now?
Peki şimdi ne yapacağız?
So, what are we gonna do?
Şimdi ne yapacağız?
- So, what should we do now?
- Peki, şimdi ne yapmalıyız?
So when we need you, do what you do best.
İhtiyacımız olduğunda en iyi yaptığın şeyi yap.
- So what? We do nothing?
Bir şey yapmayacak mıyız?
He Can't help us now, so, once he's gone, we can all discuss what to do next.
Bize yardım edemez, Önce o gitsin. Sonra ne yapacağımızı tartışırız.
Music is a time machine itself, so we get to really, like, exploit the whole time-travel function of what it is that we do.
Müziğin kendisi bir zaman makinesi. Biz de yaptığımız işin zamanda yolculuk işlevinden yararlandık.
I told myself when I came back I was gonna conquer that, and we're gonna do that today, okay? So what do you say?
Kendime söz vermiştim, geri döndüğümde, bu alete binecektim ve işte birazdan biz de, bunu yapacağız, tamam mı?
So, what we're trying to do at People Tree is start with the skills that we have at each producer group, and then design the collection up, whilst also looking at the integrity of the collection in its aesthetic.
People Tree'de yapmaya çalıştığımız şey, imalatçı gruplarının her birinde mevcut imkanlar ile işe başlamak, sonra da koleksiyonu dizayn etmektir, bu arada koleksiyonun estetik bütünlüğüne bakarız.
So, here's what we do.
Şimdi şöyle yapılıyor :
So, what do we do?
- Ne yapıyoruz?
So what do we know about her?
Kadin hakkinda ne biliyoruz?
So what are we gonna do?
Ne yapacağız peki?
So now we're gonna have to.. We're gonna have to figure out what to do next.
Yani, şimdi biz ne yapacağımızı öğrenmeliyiz.
So now we're gonna have to.. We're gonna have to figure out what to do next.
Yani, şimdi sırada ne yapacağımız çözmek var.
So, what do we do now?
Peki ne yapacağız?
So, what do we think?
Böyleleri Toledo'da yarı fiyatına gidiyor.
So what do we think?
Evet, nasıl buldunuz? - Nasıl?
So, what do we do now?
- Şimdi ne yapacağız?
- So, what do we need him for?
O zaman ona ihtiyacımız yok.
So here's what I think we should do...
Şöyle yapalım :
So what do you think, how long we've been together?
Seni seviyorum Ben! Yani sence biz ne kadar zamandır birlikteyiz?
He just happened to be the direct line to our product, so I guess what we're gonna have to do is...
Biliyor musun? O bizim malımıza doğrudan bağlantı olmuştu. Bu yüzden sanırım yapmak zorunda olduğumuz şey...
So, what do we have to work with so far'?
Şu ana kadar ne gelişme var?
So what are we going to do about it?
Ne yapacağız öyleyse?
So, uh, what do we do now?
Pekala, şimdi ne yapıyoruz?
- So now what are we gonna do?
- Şimdi ne yapacağız?
So, what do we do?
- Ne yapacağız o zaman?
That wasn't so bad, was it? Now, what do you think's less bumpy, by the window, or on the aisle? Here we are.
İşte geldik.
So, Bartlett, what do we have here?
- Peki Bartlett burada nelerimiz var?
So what are we going to do?
Pekala şimdi ne yapacağız?
So what do we have?
- Ne var peki?
So we... go out there and do the good service and do what we can to get back.
Yani oraya çıkıyor... iyi askerlik yapıyor ve geri dönmek için elden geleni yapıyoruz.
So, now we're broken up... and I don't have a date to prom the week before prom... and my best friend is off doing God knows what... thinking that I betrayed her, which is something I would never do.
Onunla ayrıldık... ve baloya bir hafta kala kavalyesiz kaldım. En iyi arkadaşım kayıp, kim bilir ne yapıyor... ona ihanet ettiğimi düşünüyor, ki bunu asla yapmam.