Songbird Çeviri Türkçe
110 parallel translation
Your little songbird who was without funds... but not a bit interested in general housework... is feathering her nest in her own manner.
Şu sizin meteliksiz olan ama çalışmayla arası olmayan... sevgi kelebeği, yuvasını... diziyormuş kendi istediği şekilde.
Let's hear our little songbird.
Bülbülümüzü dinleyelim.
"Hey, Ariovaldo... where is your songbird?"
"Hey, Ariovaldo... " Fındıkkıranın nerede? " diye.
- Karol, your songbird's singing.
- Karol, kuşun ötüyor.
A songbird in a cage is better than...
Bülbül kafeste güzeldir...
Have you met our beautiful songbird?
- Bizim bülbülle tanıştınız mı?
Songbird banking low and out of sight.
Şakıyan kuş alçalıyor ve gözden kayboluyor.
Showing off like the greedy songbird she was.
Şisş erek şarkı söyleyen obur bir kuşa benziyordu.
I'd like to introduce our lovely songbird, Miss Angelina, formerly with the Blue Belles.
- Burada bekle, anladın mı? Şimdi size bülbülümüz Bayan Angelina'yı takdim ediyorum.
Hey, songbird!
Hey, ötücü kuş!
Mimsy Carlyle, God's own songbird. The heavenly feet of Damon Feather.
Tanrının bülbülü Mimsy Carlyle söylüyor Damon Feather'in tanrısal ayakları.
How's the songbird?
Kuşun şarkısı nasıl?
# I'll leave the songbird
# Ötücü kuşları bırakacağım
Well, would you consider the plight of the speckled songbird?
Benekli ötücü kuşların kötü vaziyetini düşünür müsünüz?
I was in the road company of this show called Songbird last year.
Geçen yıl Songbird müzikalinin turne kadrosundaydım.
- And stolen my little songbird.
- Minik bülbülümü benden aldın.
I'd nary a notion of your songbird ways... having thought you merely a captain of industry... and a king among men.
Senin böyle şarkı söylemeyi seven bir tarafın olduğunu bilmezdim seni sadece insanların kralı ve sanayinin kaptanı olarak düşünmüştüm.
Like a songbird, Agent Scully.
Gayet net, Ajan Scully.
A songbird and an old hat.
Şakıyan bir kuş ve eski bir şapka.
A songbird named Julie Jaquette who may or may not know a thing.
Saul'u Bayan Jaquette'e yolla. Rutin soruşturmalarla harcanıyor.
-'You have a... songbird in your ranks.'
- Adamlarınızın içinde bir gammaz var.
I'm afraid your little songbird has been singing to Ml5.
Korkarım senin küçük kuşun, Ml5'a ötmüş.
- Songbird is turning.
- Hedef dönüyor.
What did you expect, that he'd be born a songbird?
Ne bekliyordun, bir bülbül olarak doğduğunu mu?
A songbird from Goianesia.
Goianésia'dan bir çoban kuşu.
Annie, this is Tish, that young songbird I was telling you about.
- Annie, bu Tish, bahsettiğim o genç şarkıcı. - Oh, evet!
If that bitch hadn't moved my things to the hotel to kiss up, I'd be free as a songbird right now.
Eğer o sürtük, eşyalarımı buraya taşımasaydı, şimdi kuşlar gibi özgür olacaktım.
Operation Songbird.
Operasyon Songbird.
In the matter of Adam Carter, how did he find out about Songbird and Oleg Korsakov?
Adam Carter'a gelince, Songbird'ü ve Oleg Korsakov'u nasıl öğrendi?
You asked us to start Songbird.
Songbird'ü başlatmamızı sen istedin.
What the fuck kind of songbird Jesus-freak dealer did you bring me to?
Beni ne biçim bir İsa delisi satıcının yanına getirdin böyle?
It's not a songbird.
Ötücü bir kuş değildi bu.
I thought of her as a lovely little songbird. But in reality, she was some sort of lion... I had always believed I was a fair judge of women,... but perhaps my training was lacking in that department, as well...
Seni küçük, güzel bir kuş olarak düşünmüştüm ama daha çok, yırtıcı türdenmişsin Kadınları analiz etmede yeteneğim olduğunu sanırdım....... ama sanırım iki alanda da daha çalışmaya ihtiyacım var...
( shower running ) Hey, songbird, you think you could keep the whistling down?
Şakıyan bülbül, istersen sesini biraz alçalt.
I'm gonna be your only songbird.
# Senin... # Bülbülün olacağım.
Quite a little songbird.
Küçük bir şarkıcı kuşu.
The little songbird.
Küçük şarkıcı kuş.
The little girl's songbird escapes and is killed.
Küçük kızın öten kuşu kaçmış ve öldürülmüş.
"Dearie, why such a big hole for your wee songbird?"
"Dearie, küçücük kuşa neden kocaman çukur kazdın?"
Ladies and gangsters, I ask your attention to a beautiful songbird.
Bayanlar ve Gangsterler, benim güzel sesli kuşuma kulak verin.
The flute is the songbird.
Flüt ise ötücü kuş.
I've been called the songbird of my generation... ... by people who've heard me.
Sesimi duymuş olanlar bana neslimin ötücü kuşu diyorlar.
You didn't hear of the "Zamir" ( songbird )?
Zamir'i duydun mu?
They're a pretty common songbird.
Yaygın görülen ötücü kuşlardır.
Plus, the songbird feathers are further signifiers of music.
Dahası, ötücü kuşun tüyleri de müziği işaret eden şeylerden biri.
Main Translator : meju Spots Translators : munchinghippo, songbird Timer : hitomi83 Editor / QC :
yeppudaa ÇEVİRİ ÇETESİ sundu çeviri GÜZZİ
Main Translator : songbird Timer : julier
yeppudaa ÇEVİRİ ÇETESİ sundu çeviri GÜZZİ
Main Translator : songbird Timer : casajuve
yeppudaa ÇEVİRİ ÇETESİ sundu çeviri GÜZZİ
Main Translator : songbird Timer : casajuve Editor / QC : songbill
yeppudaa ÇEVİRİ ÇETESİ sundu çeviri GÜZZİ
Songbird!
Baksana, bülbül.
You have not heard our songbird.
Serçemizi duyamadın.