Sonne Çeviri Türkçe
48 parallel translation
Sonne asked you to call her.
Arayan Sonne'ydi.
- Sonne is in your office.
Sonne bekliyor. Beş dakikaya dönerim.
Sonne reminded me that we need someone to talk to after the election.
Sonne seçimden sonraki ilişkileri hatırlattı. Haklı.
Sonne, what has he done for the aged?
Yaşlılar için ne yaptı Sonne?
Die Sonne.
"Die Sonne."
Die Sonne, yes.
"Die Sonne", evet.
Shakespeare's sonnet, number...?
Shakespeare'den sonne, no....?
She removed it from the laboratory, hiding it instead in Shakespeare's Sonnets,
Onu laboratuardan kaldırdı, onu Shakespeare'in Sonne'lerine sakladı.
bookmarking Sonnet number Three.
Üç numaralı Sonne'ye işaret koydu.
Victoria, I'm Sonne.
Victoria, ben Gezegen.
- Sonne, like, you know...
- Sonne, bilirsin..
- Sonne...
- Sonne...
Looking good, Sonne!
İyi gözüküyorsun Sonne!
- Sonne, dude, please.
- Sonne, adamım lütfen.
Sonne, what happened?
Sonne, ne oldu?
Sonne, of course we'll bring her back!
Gezegen! Tabii ki onu geri getireceğiz!
- Sonne?
- Sonne?
Sonne, we'll make it.
Sonne, halledeceğiz.
Sonne, I want to go with you.
Sonne. Seninle gelmek istiyorum.
Sonne!
Sonne!
Sonne, shut the fuck up.
Sonne, kapa sikik çeneni.
Please, Sonne! No!
Lütfen Sonne, hayır!
Sonne, give me the fucking gun.
Sonne, siktiğimin silahını bana ver!
- Sonne, are you OK?
- Sonne, iyi misin?
Sonne, let's go.
Sonne, gidelim.
Sonne.
Sonne.
Sonne, I'm going to call a fucking ambulance, OK?
Sonne, hemen bir ambulans çağıracağım, tamam mı amına koyayım?
Sonne, look at me!
Sonne, bana bak!
Sonne, look at me.
Sonne, bana bak.
Sonne, stay.
Sonne, benimle kal.
Sonne, stay with me.
Sonne, benimle kal.
Stay.
Benimle kal, Sonne.
Sonne, stay.
Benimle kal.
Sonne, stay.
Sonne, benimle kal!
Son téléphone sonne.
- Evet?
"abendlich strahlt der sonne auge" playing. How'd it go?
- Nasıl gitti?