Spencer Çeviri Türkçe
4,545 parallel translation
Question is who buried Ali's mom in Spencer's backyard?
Asıl soru Spencer'ların bahçesine Ali'nin annesini kim gömdü?
Oh, Spencer...
- Spencer...
Spencer?
Spencer?
But just memorize it, Spencer, okay?
Ezberle işte, Spencer.
You didn't tell Ali about Spencer's tapes, did you?
Spencer'daki görüntüden Ali'ye bahsetmedin, değil mi?
Your parents are gonna work through this, Spencer.
Anne baban bunu atlatacak, Spencer.
Spencer, where are you going?
Spencer, nereye gidiyorsun?
- No, not yet. Spencer, for God's sake, just take the helmet with you, okay?
Spencer, Tanrı aşkına binici kaskını da al gidelim.
- Spencer, it's locked?
- Spencer, kilitli burası.
Spencer, your eye is getting worse.
Spencer, gözün kötüleşiyor.
I'd like to do it outside, but, Spencer, are you gonna follow me or have you already set up a camera for that?
Dışarıda konuşmak tercihim. Spencer, takip mi edersin yoksa kamerayı çoktan kurdun mu?
Spencer, it wasn't Noel's helmet in those stables.
Spencer, ahırdan çıkan Noel'ın kaskı değildi.
She's hoping for a mutiny, Spencer.
İsyan çıkarmak istiyor, Spencer.
Spencer, you there?
Spencer, orada mısın?
They aren't just pictures, Spencer.
Fotoğraftan öte onlar, Spencer.
Just give me the key, Spencer.
Anahtarı ver, Spencer.
What was I supposed to say, spencer?
- Ne deseydim Spencer?
Spencer's the convincing one.
İkna edici olan Spencer.
What's going on, spencer?
Neler oluyor, Spencer?
Spencer?
Spencer.
Is that spencer?
Şu Spencer mı?
Well, seeing is believing, spencer.
Gördüğüne inan, Spencer.
Spencer, the whole reason I'm freaking out About this cyrus thing Is that it could lead tanner to the theater.
Spencer, Cyrus olayının beni korkutma nedeni Tanner'ı tiyatroya yönlendirme olasılığı.
Aria, you were the one that sent spencer Over to help me move everything.
Aria, her şeyi taşımak için Spencer'ı sen göndermiştin.
She's very thorough. You and I both know that.
Spencer çok detaycı, ikimiz de biliyoruz.
Who? Spencer?
Spencer mı?
It's not gonna happen, spencer.
Öyle bir şey olmayacak, Spencer.
Ali's not the problem, spencer.
Sorun Ali değil, Spencer.
Or when spencer had to check into radley Because of everything your disappearance put us through?
Kaybolup bize yaşattıkların yüzünden Spencer Radley'de yattığında mı?
Against paige, against spencer,
Paige'e karşı. Spencer'a karşı.
But spencer has a plan.
Ama Spencer'ın planı var.
Even for spencer.
Spencer için bile.
It's just a smile, spencer.
Alt tarafı gülümseme, Spencer.
You were right, spencer.
Haklıydın, Spencer.
Spencer, you're right.
Spencer, haklısın.
Ali's not the problem, Spencer.
Sorun Ali değil, Spencer.
Spencer, put down the brick.
Spencer, tuğlayı bırak.
Spencer, I have to do something.
Spencer, bir şey yapmam şart.
The note said that Spencer should know everything soon.
Notta Spencer'ın her şeyi yakında öğreneceği yazıyor.
Spencer, I don't think the police believe a thing that Ali is saying.
Spencer, Ali'nin tek kelimesine polis inanmıyor bence.
Good-bye, Spencer.
Hoşça kal, Spencer.
So is Spencer and to tell you the truth, me, too.
Spencer da öyle, açıkçası ben de.
Because I thought I was protecting you.
Seni koruduğumu sanmıştım. Hoşça kal, Spencer.
Where did you last see Spencer Hastings?
Spencer Hastings'i en son nerede gördün?
Was Spencer a loyal friend?
Spencer sadık bir arkadaş mıydı?
Did you know Spencer was abusing amphetamines? I found out that night.
Spencer'ın fazla dozda amfetamin kullandığını biliyor muydun?
I walked in on that, Spencer.
- Olaya şahit oldum, Spencer.
Spencer.
Spencer.
I'm trying, spencer!
- Deniyorum, Spencer!
Good-bye, Spencer.
Seni seviyorum.
Spencer, what are you gonna do with that?
Spencer, ne yapacaksın?