Square Çeviri Türkçe
9,008 parallel translation
If 65 billion solar neutrinos pass through a square centimeter every second, given the surface area of this car is about 60,000 square centimeters, that means 3.9 times ten to the 15th solar neutrinos?
Her saniye bir santimetre kareden 65 milyar solar elektron nötrinosu geçiyorsa bu arabanın alanını da hesaba katarsak yaklaşık 60,000 santimetre kare civarı yani 3.9 çarpı 10 üzeri 15 tane solar elektron nötrinosu mu?
I believe I did more than what you asked of me, so, that would make us square, yes?
Sanirim istediginden fazlasini yaptim. Artik ödesmis olduk, degil mi?
Now, those two jokers out in the hallway... I'm gonna make sure they dot their I's and cross their t's... everything square and above board.
Koridordaki o iki soytarının da her şeyi net bir şekilde yazıp gizlisi saklısı kalmadan not ettiklerinden emin olacağım.
When you call in the order, make sure you have two feet on the tile. That's two feet square.
Siparişi söylerken, iki ayağın da döşemede olsun. 40 cm karelik bir alan.
Am I correct in assuming we're now square?
Artık ödeştiğimizi varsayıyorum ama?
Square.
Ödeştik.
It's a square-cube law thing.
Kare küp muhabbeti.
With me now, before she heads down to Times Square to meet the president and the crowd of tens of thousands, the vice president, Sue Sylvester.
Benimle birlikte Time Meydanı'na inip başkan ve on binlerce insanla tanışmadan önce Başkan Yardımcısı Sue Sylvester yanımda.
The square.
Meydanda.
We can't get them to do what they're dead set against doing, we'd need six months just to get them back to square one.
Onlara yapmamaya kararlı oldukları bir şeyi yaptıramayız, onları en başa döndürmek için bile altı ay gerekir.
More than two square feet of sunlight.
2 metre kareden daha fazla güneş ışığını.
If we're gonna be partners, we have to be square with one another, right?
Eğer ortak olacaksak birbirimize uyum sağlamalıyız, tamam mı?
See, he was up when my brother-in-law put this place up when his kid almost lost her arm on a square of sheet metal.
Kayın biraderim burayı onarırken de buradaydı, oğlu keskin metal yüzünden, neredeyse kolunu kaybediyordu.
At the square.
Meydanda.
Alaman will bring the cipher to the square.
Alaman deşifre makinesini meydana getirecek.
You should be telling him to hang Emilie of Duras in the town square!
Şehir meydanında Duraslı Emilie'yi asmasını söyle ona!
See if he can square it with the board.
Kurulu halledebiliyor mu görelim.
~ Which is part square-rigged and carries a gaff.
- Kare yelkenli ve zıpkını vardır.
We're square, yeah?
Ödeştik değil mi?
I'll square it away. Promise.
İlgileneceğim.
Is there not one square inch of my life that you haven't insinuated yourself into?
Hayatımda sinsice sızmaya çalışmadığın tek bir nokta dahi var mı acaba?
It's a square with some circles and some triangles.
Kare bir tahtada birkaç yuvarlak ve üçgenler var sadece.
Getty Square.
Getty Meydanı.
I earned it fair and square.
Hakkimla kazandim ben onu.
The stiff you found in the Square.
Meydanda bulduğun ceset.
He built that giant sculpture in Union Square.
- Union Square'deki dev heykeli o inşa etti.
Burning Man has killed in other jurisdictions, so we have to search the whole county for this gold Olds... over 1,000 square miles in the dark.
Dolayısıyla bu altın rengi Olds'u tüm ilçede aramalıyız... - 1600 km kareden fazla belirsiz bir alanda.
I guess we're back to square one.
En başa döndük galiba.
If it wasn't that night, this bar, that $ 100 bill, it would've been Jackson square staring at a painting or Frenchmen street listening to jazz.
Eğer o gece, bu barda yüz dolarlık banknot vesile olmasaydı Jackson Meydanı'nda bir tabloya bakarken tanışırdık ya da Frenchmen Caddesi'nde caz dinlerken tanışırdık.
Then we're right back at square one.
Sonra biz de başladığımız yere döneceğiz.
They found his body in the village square.
Cesedini köy meydanında bulmuşlar.
A fair and square decision, Sire.
Çok zekisiniz Majesteleri.
Union Square... any kind of planetarium-type place, the Olive Garden, nature walks, nature trails, vista trails of any kind that I have to walk to.
Union Square planetarium benzeri yerler, Olive Garden, doğa yürüyüşleri, doğal yollar yürümek zorunda olduğumuz her türlü yer.
It's 54,000 square kilometres of brutal insurgency, conflicting agendas, tribal rivalry and blood feuds.
Vahşi ayaklanmalar, çıkar çatışmaları, aşiret kavgaları.. .. ve kan davaları ile dolu 54,000 km ².
Back to square one.
Başa donduk.
I'll square it away.
Gidip yapacağım.
You want to get square?
Ödeşmek mi istiyorsun?
We're square, then, our business?
Ödeştik mi o zaman, işimiz bitti mi?
Hund-d-dred square miles of nothing.
Hiçbir şey hund-d-kırmızı kare mil.
It's Times Square, where New Yorkers shop.
New Yorkluların alış veriş yaptığı Times Meydanı.
It's 2,400 square feet on the first floor, 1,400 on the second. That's her.
İlk kat 220 metre kare, ikinci kat 130 metre kare.
So are we square now? Almost.
- Ödeştik mi artık?
Taksim Square. 1.30.
Taksim Meydanı. 1.30.
She won it fair and square.
- Bu büyükannene ait artık.
The exchange happens at 11 a.m. George Street Square.
Değişim sabah 11'de olacak. George caddesi meydanı.
Look, this is unfortunate, but it doesn't mean we're back to square one.
Bak, bu talihsizlik biliyorum ama bu en başa döndük demek değil.
- So, we're back to square one.
- En başa döndük desenize.
So, we're back to square one.
- Demek en başa döndük.
"Describe the parameters of your power in terms of range, tensile strength, watts, volts, pounds per square inch."
"Gücünüzün özelliklerini, boyutu, gerilme direnci, vat, volt ve basınç birimi açısından tanımlayın."
" 550 square feet, furnished, full bath,
" 51 metrekare, döşeli, tam banyo,
Carter, if you're looking for a peep show, try Times Square.
Carter, dikiz gösterisi istiyorsan Times Meydanı'nı dene.