English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ S ] / Squish

Squish Çeviri Türkçe

210 parallel translation
I'd squish him like a bug.
Onu bir böcek gibi ezebilirim.
One day I will squish him.
Onu, bir tahtakurusu gibi ezeceğim! - O gün yakın sanırım.
Don't squish it.
Cıcığını çıkarma!
Well, listen, I sure do appreciate knowing that because most of the people I know just step on them and squish them.
Bak, bunu öğrenmem çok iyi oldu, çünkü... tanıdığım insanların çoğu karadulların üstüne basıp onları öldürüyor.
* WE'LL SQUISH THEM, WE'LL MASH THEM *
Parçalayacağız.
And don't squish the boxes.
Ve kutuları ezme.
Yes, soon to be appearing naked in Squish magazine.
Yakında, Squish dergisinde çıplak pozları çıkacak. Şimdi, yarışma kurallarını biraz hatırlatalım.
Could you love a man who belched but didn't squish?
Geğiren ama salmayan bir adamı sevebilir miydin?
Squish away from me.
Sıvılarını benden uzakta fışkırt.
Was he squish...
- Ezildi mi...
You were in business with a couple of glue-sniffing squish-heads, Leo.
Bir çift beyinsizle iş yapıyordun Leo.
Thought we'd pop over and take a squish at your new digs.
Les, dostum biraz içeriz diye düşündük.
Coming live to you from the Club Squish, Miss Bubbles Double Dee.
Squish Klübü'nden, Çifte Köpüklü Bayan Dee.
Call 1-800-LEGS-UP where our motto is, "If you wish it, we will squish it."
1-800 yardım hattını arayın. İlkemiz : isterseniz ezeriz.
I think he's gonna squish the little love critter.
Sanırım, küçük aşk mahlukatını ayağının altında ezecek.
That's the story of how Norville Barnes climbed way up to the 44th floor of the Hudsucker building and then fell all the way down, but didn't quite squish himself.
Bu Norville Barnes'ın, Hudsucker binasının 44. katına nasıl tırmandığının ve nasıl aşağı düştüğünün, ama ezilmediğinin hikayesidir.
I thought about that too. All we have to do is take the lock put it on the tracks and squish that too and the key should fit.
Tek yapmamız gereken, kilidi alıp raya koymak ve ezilmesini sağlamak.
You go squish now!
Şimdi ezeceğim seni!
I had to haul ass to the kitchen, redistribute the food, squish in extra place settings, but by the end of the day it was, like, the more the merrier.
Mutfağa koşturmam, yiyecekleri yeniden pay edip, ek sandalyeler koymak zorunda kaldım. Günün sonunda daha çok insanla daha mutlu olunduğunu gördüm.
You are going to squish me, So get on with it.
Beni ezeceksin, yap hadi.
Look, I'm not going to squish you.
Bak, seni ezmeyeceğim.
But they'll squish you as soon as look at you.
Ama bizi görür görmez ezerler.
I'll squish you!
Sizi ezeceğim!
Anyone who thinks he can squish us! You tell him, boy! Well, well, well.
Tanrı yardımcısı olsun! Vay, vay, vay.
Sure, I touch them, but I spent years learning not to squish them.
Dokunuyorum tamam ama yıllarımı onları ezmemeyi öğrenmek için harcadım.
Ja. Maybe we stomp on it and squish it.
Evet, belki de biraz üzerinde zıplayıp suyunu çıkartırız.
If you could squish me, that would be great, because, uh, when they find out, I'm as good as dead.
Eğer beni ezerseniz bu harika olur, beni bulduklarında ölmüş olurum.
After the ants pick all the food, he's gonna squish the queen to remind'em who's boss.
Karıncalar tüm yiyecekleri toplayınca... kraliçeyi öldürüp onlara kimin patron olduğunu gösterecek.
Hopper's gonna squish my mom!
Hopper annemi öldürecekmiş!
- Squish'em.
- Öldürün onları.
You were-You were gonna squish the queen.
Sen... Sen kraliçeyi öldürecektin.
After the ants pick all the food, he's gonna squish the queen to remind'em who's boss. Then she's dead.
Karıncalar tüm yiyecekleri toplayınca... kraliçeyi öldürüp onlara kimin patron olduğunu gösterecek.
Hopper's gonna squish my mom! - Oh, not the queen!
Hopper annemi öldürecekmiş!
You were- - You were gonna squish the queen.
Sen... Sen kraliçeyi öldürecektin.
I'm gonna squish the little son of a bitch.
O adi yaratığı, ezip geberteceğim.
We're playing Squish the Squash, and nobody's been able to catch me.
Balkabağı ezmek oynuyoruz, ve kimse beni yakalayamadı.
You know what, everybody squish. Uh, squish some more.
Herkes biraz sıkışsın.
You give me control of your army...,... I go in and squish that little amazon village and after that getting the ambrosia won't be a problem.
Bana ordunun kontrolünü ver ben de gidip o küçük Amazon köyünü ezip geçeyim ve yiyeceği aldıktan sonra hiç sorunumuz kalmasın.
Shouldn't we call someone? [Squish] Aah!
Birilerini aramamız gerekmiyor mu?
You meant erase in a squish-and-kill, violent kind of way.
Sen silmeyi böl, öldür parçala biçiminde demek istedin.
Should you switching between them really quickly, or should you just squish them both together and do them both at once?
Aralarında gidip gelmeyi ya da ikisini bir araya getirip........ onları aynı anda yalamayı.
The point is... we gotta find the source, and we-we gotta squish it.
Demek istediğim... kaynağı bulmalıyız, ve onu ezmeliyiz.
Big leak, third floor, lots of things going squish... that should not be squishing.
Büyük bir sızıntı. Üçüncü katta. Islanmaması gereken bir sürü şey ıslandı.
I'm gonna squish you, cockroach!
Seni ezeceğim, hamamböceği!
- Did i squish your boob?
- Canın acıdı mı?
The reason disaster doesn't squish me is because it feels like old times.
Bu felaketlerin beni ezmemesinin tek sebebi, eski günler gibi olması.
I couldn't squish-squash fast enough.
Yeterince hızlı ezemedim.
* WE'RE GONNA BEAT'EM, MASH'EM, SQUISH'EM, BASH'EM IN THE STREET *
Ayaklarımızla tekmeleyeceğiz.
( bell rings ) and then they squish it all together, you see, and they make gas.
Ve sonra hepsini bir araya sıkıştırdılar. Anlıyorsun, ve onlar gaz üretiyorlar.
- Squish'em. -
- Öldürün onları.
Squish down a little bit more for me, please.
Biraz daha bana doğru kayabilir misiniz lütfen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]